GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Hayvancılığın sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:6
Birleşim:12
Tarih:26.10.2022

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bölgemizde köyleri, kasabaları gezdim. Özellikle kırsaldaki küçük "aile tipi işletme" dediğimiz, 10 ya da 20 ineği olanların hayvanlarını kesime gönderdiklerini, ahırların boşaldığını, buralarda artık ot bittiğini görünce bir kez daha onların feryatlarını sizlere duyurmak istedim. Diyorlar ki: "Ne cenazede ağlayacak ne düğünde oynayacak hâlimiz kaldı. Ağzımızı bıçak açmıyor. Ahır boşaldıktan sonra hayvancılığı bırakıp gurbette işçi olduk." Bu feryatlar duyulmadığı için ne yazık ki ülkemizde çiğ süt üretimi düştü, peynir üretimi düştü ama buna rağmen, TÜİK hâlâ hayvan verilerini sabit gösteriyor. Ülkemizde 1 milyona yakın özellikle süt ineği kesildi; bunların kesilmesi, aynı zamanda, 1 ineğin 5 kez yavruladığı düşünüldüğünde, 5 yavrudan da ülkenin hayvan açısından mahrum kaldığını gösteriyor.

Hayvancılık yapanların en önemli sorunlarından biri yem. Hayvancılık giderinin yüzde 70'ini yem oluşturuyor ama ahır gideri -mazotu, elektriği, veterineri, aşısı, bakımı- var. Hayvancılık gerçekten çok zor bir iş. Yirmi dört saat hayvanla ilgilenerek, onlardan verim sağlayıp raftaki ürünün oluşmasının yolunu açıyorlar.

Değerli milletvekilleri, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarları döneminde tarım ne yazık ki geri plana düşürüldü. Bakınız, bütçe görüşmeleri devam ediyor; faize 565 milyar, çiftçiye 54 milyar destek ayıran bir bütçeyle karşı karşıyayız. Bu durumda, çiftçinin, besicinin, süt inekçiliği yapanın yaşadığı sorunların farkında olmayan bir siyasi iktidar var. Oysa ülkemizde hayvancılıkta, örneğin, buzağı ölümlerinin önüne geçilse et açığımız oluşmaz. Şimdi rafta sütü buluyorsunuz, eti buluyorsunuz. Birincisi, süt ineği dahi kesildiği için et daha bol miktarda bulunabiliyor ama bir gerçeğin de altını çizelim; vatandaş alım gücü kalmadığı için süte, peynire erişemediğinden yaşanan sorunun büyüklüğü görünmüyor.

Değerli arkadaşlar, tarımın kendi içindeki sorunlarının dışında, hayvancılık genelinde ele aldığımız zaman bir gerçeği de görmemiz lazım. Türkiye, hayvancılık açısından yeterli beslenme alanlarını da ortadan kaldırdı. Meralar 24 milyon hektardan 12 milyon hektara geriledi. Özellikle küçükbaş hayvanların mera beslenmesi olmazsa orada da sıkıntı büyüyecek. Ama hayvanlarını on iki ay kapalı alanda beslemek zorunda olanların dışa bağımlı yem nedeniyle canları yanıyor. Ülkemiz ne yazık ki yurt dışından ithal ettiği mısırı, arpayı, soyayı, pamuk tohumu küspesini, ayçiçeği tohumu küspesini yem olarak hayvanlara eriştiriyor. Bunu hayvanlara eriştirdiğimiz zaman da sürekli artan fiyatla hayvancılık yapılamaz boyuta eriyor. Eğer çiftçilik yapmıyorsa hayvancılığı sürdürebilmesi artık olası değil. Çiftliklerdeki durum değerlendirilerek olaylara bakılıyor. Çiftlikler de zor durumda ama kırsalda yüzde 60'ı oluşturan küçük aile tipi işletmeler ayakta kalamazsa ülkenin hayvancılığı ileriki aşamada daha da riske girer. Bu anlamda da yapılması gerekenler var. Destekler yeterli değil, zamanında verilmiyor. Bu konuda doğru destek sağlanmayınca da hayvancılık sıkıntıya düşüyor. Bazı bölgelerde gördüm, büyük çiftlikler yapılmış, içinde hayvan yok. Almış krediyi, yapmış, gitmiş çünkü bu işin yürümeyeceğini görünce hayvancılık yapmaktan vazgeçmiş. Ama öbür tarafta "küçük aile tipi işletmesi" dediğimiz kırsaldaki çiftçi de destekten mahrum bırakılmış. Besiciyi, süt inekçiliğini mutlak surette desteklememiz gerekiyor.

Bildiğiniz gibi, ülkemizde 1 milyon 700 bin kendi yerli ırkımızdan hayvan kaldı, geriye kalanın önemli bölümü kültür melezi. Bunlardan da süt alırken onların yemlerini ona göre vermek gerekiyor. Diyor ki besici kardeşim: "Ben yemini kıstım, o da sütü kıstı." Nasıl çiftçi refahı önemliyse hayvan refahı da o da önemli.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

ÖMER FETHİ GÜRER (Devamla) - Hayvanın bulunduğu ahır, yaşadığı koşullar, yediği yem, o hayvanın verimliliğini sağlıyor. Eğer siz, ona yeterli yemi veremezseniz, o anlamda, aldığınız süt de düşüyor, et de istediğiniz kiloda olmuyor.

Bakınız, Toprak Mahsulleri Ofisi arpa ithal ederek yem olarak vereceğini söylüyor ama orada verdiği arpayı alabilecek kudret de kalmamış ya da verilen arpa yeterli değil. Onun için, alanlara gittiğimizde gördüğümüzü burada bir kez daha duyurmak itiyorum. Ahırın boşaldığı, hayvancılık yapanın bu işi terk ettiği süreçte, Türkiye'nin geleceği et ve süt konusunda da riske atılıyor. Bir kez daha, bir kez daha, bir kez daha uyarıyorum ki bu konuda önlem alınsın diyorum.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)