GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:12
Tarih:26.10.2022

HDP GRUBU ADINA GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, Kredi Yurtlar Kurumuna borç meselesi kanayan bir yaramız ve milyonlarca genç iş bulamıyor, aş bulamıyor ama icra takipleriyle karşı karşıya kalıyor.

Değerli arkadaşlar, sosyal bir devlet gençleriyle ilgili nasıl düzenlemeler yapar? Soysal bir devlet, gençlerini hayata borçlandırarak mı başlatır yoksa onlara destek olarak mı başlatır? Değerli arkadaşlar, Kredi Yurtlar Kurumuna başvuran gençlerin yalnızca yüzde 10'u burs alıyor, bakın, yüzde 10'u; başvuranların yüzde 90'ıysa kredi alabiliyor. Peki, memleketimizdeki yoksulluk oranı ne? Ben size söyleyeyim, 25 bin liranın altında evine para girenlerin hepsi yoksul. Bu ülkede yüzde 90'ın üzerinde yurttaşımızın evine 25 bin liranın altında para giriyor. Peki, biz neden gençlerimizin yalnızca yüzde 10'una burs veriyoruz, yüzde 90'ına borç veriyoruz; bunu sorgulamamız gerekir. Peki, bunu sorguluyor muyuz? Hayır, sorgulamıyoruz. Borç dağlarına karşı ne yapıyor bu iktidar? Diyor ki: "Arkadaş -e, borçlar ödenemiyor- gelin, ben sizin faizinizi sileyim." Peki, size sorarım arkadaşlar: Faizi siliyoruz da neden anaparayı silmiyoruz? Nedir bizi engelleyen şey?

Bakın, biz, bütçeyi görüşüyoruz. Değerli arkadaşlar, bu, faize karşı olduğunu iddia eden iktidar bütçeden faize 570 milyar lira para aktarıyor, Allah Allah... Peki, gençlerin silmedikleri borcu kaç para? Kaç para bu gençlerin silinmeyen borcu? 27 milyar liracık -onlar için söylüyorum, liracık- ama gençler için büyük para bu. Gençler 5 bin lirayı, 10 bin lirayı, 15 bin lirayı ödeyemiyorlar çünkü gelirleri yok. Ama bu iktidar yoksulun vergisinden 570 milyar lira faiz baronlarına, para babalarına aktarırken gençlere 27 milyar lira için "Kaynak yok." diyor. Bakın, faiz için 570 milyar lira buz dağının görünen tarafı.

Bir de kur garantili mevduat var arkadaşlar. İddiayla söylüyorum: Gelecek yıl kur garantili mevduata da 1 trilyon lira para aktaracak bu iktidar; bakın, bu yıl 500 milyar lira, gelecek yıl 1 trilyon lira para aktaracak. Ama milyonlarca gencimize 27 milyar lira kaynak aktarmayı uygun görmüyor bu AKP-MHP birlikteliği.

Gelin, arkadaşlar, önerimizdir: Faizleri sildiğimiz gibi, anaparayı da silelim; bundan sonra da gençlerimize borç değil, burs verelim, burs. İhtiyacı olan tüm gençlerimize en az 5 bin TL -ki bugünkü rakamlarla en az olması gereken bir rakam- burs verelim değerli arkadaşlar.

Değerli arkadaşlar, bu torbayı bu iktidar bir müjde torbası olarak ortaya koydu değil mi? "Müjdeler!" Ve Sayın Cumhurbaşkanı bir basın toplantısıyla Külliye'de, sarayda bu açıklamayı yaptı. "Müjde!" dedi, Sayın Cumhurbaşkanı, ne dedi biliyor musunuz? Milyonlarca yurttaşımızın borcu var. "2 bin TL'nin altında borcu olan icralık bütün dosyaları siliyorum." dedi Sayın Cumhurbaşkanı. Allah Allah! Ben de dedim ki: Nasıl siliyor ya? Bunlar özel sektöre olan borçlar; dur bakalım nasıl silecek dedim. "5,5 milyon vatandaşımız icra takibinden kurtulmuş olacak." dedi Sayın Cumhurbaşkanı. Ya, şimdi bunu bir milletvekili söylese, hadi, "Yanlış anlamış." diyebilirim. İcranın başındaki kişi bunu söylüyor. "2 bin TL'nin altındaki borçlar silinecek." diyor. Şimdi bu böyleydi. Bize Plan ve Bütçe Komisyonunda teklif geldi, teklifi bir okuduk ki durum öyle değil. Ne diyor biliyor musunuz teklif: "Bu şirketler borçları isterse silecek, istemezse silmeyecek." diyor. Ee, ne oldu? Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın lafı boşa düştü.

Arkadaşlar, Sayın Erdoğan mı sizi kandırdı, yoksa siz mi Sayın Erdoğan'ı kandırdınız; buyurun söyleyin. Durum ne biliyor musunuz? Diyelim ki Turkcell, 2 milyon icra dosyası var ya, 1 milyonu diyelim ki zaten ölmüş, yurt dışına gitmiş, bulunamıyor, batak; onu silecek. Sildiği borcu da ne yapacak biliyor musunuz milyarlarca lirayı? Vergiden düşecek. Bak, bu kadayıf; bir de üzerinin kaymağı var, değerli arkadaşlar, yakalayabildiklerinde de icra takibine devam edecek. Diyelim ki 1 milyon dosyası var -onların da tahsili kabil- onlarda, değerli arkadaşlar, icraya devam edecek, o parayı da alacak. Yani tahsil edemediğini vergiden düşecek, tahsil ettiğinde icraya devam edecek. Ya, böyle kaymaklı kadayıfları siz patronlara yedirmeye niye devam ediyorsunuz arkadaşlar? Bakın, yurttaşımız ekmeğe muhtaç, siz şirketlerinize kaymaklı kadayıf yediriyorsunuz; böyle adaletsizlik olur mu?

Sayın Elitaş, siz mi Sayın Erdoğan'ı kandırdınız, Sayın Erdoğan mı sizi kandırdı? Hadi buyurun, söyleyin. "2 bin liranın altındaki borçlar -5,5 milyon dosyada- silinecek." dedi Sayın Erdoğan.

Değerli arkadaşlar, yasada böyle değil, bu konuda ya sizin Sayın Elitaş ya Sayın Cumhurbaşkanının bir açıklama yapıp özür dilemesi lazım ya da bu uygulamanın düzeltilmesi lazım. Ne yapmamız lazım biliyor musunuz? Ben önerimle geliştireyim: Bu şirketlere "Ya 2 bin TL'nin altındaki bütün dosyaları sileceksin ya da bu uygulamadan faydalanamazsın." diyeceğiz, başka türlü bu düzenleme yapılamaz arkadaşlar. Ahmet'in, Mehmet'in borcunu sil, onlar ölmüş, yurt dışına gitmiş; Agop'un, Ahmet'in, Fatma'nın borçlarını silme çünkü onların tahsili kabil. Böyle düzenleme olmaz değerli arkadaşlar, özellikle de Sayın Cumhurbaşkanının lafından sonra.

Değerli arkadaşlar, bir müjdesi daha var bu iktidarın -Sayın Elitaş, dinleyin- sicil affı; sekiz yılda 4 mü, 5 mi; kaçıncı kez geldi bilmiyorum. Ya sicil affını getiriyorsunuz, getiriyorsunuz da hiçbir banka şubesine gidip sormaz mısınız? Sayın Elitaş, lütfen bir banka şubesine gidin, sorun. Yani bugüne kadar kara listeye girmiş bir müşteri, borç alamayan, kredi bulamayan bir kişi, kredi kartına icra takibi gelmiş bir kişi sicil affı çıkardınız diye tekrar banka şubesine gidip 10 bin lira, 50 bin lira, 100 bin lira kredi istediğinde kredi alabiliyor mu? Alamıyor. Ya, alamıyor, alamıyor çünkü bankaların kendi risk yönetim şirketleri var, merkezleri var, bunlar birbirleriyle bağlantılı. Mustafa Elitaş yazarsa sisteme, altına T.C.'sini girerse "tıkırt" diye dökülüyor. Sen yasayla bunu silsen bile Mustafa Elitaş'ın sicili orada gözüküyor. E, bu sicili sen silmedikten, sildiremedikten sonra ne değişiyor? Hiçbir şey değişmiyor. Yalnızca vatandaşa boş umut veriyor bu iktidar değerli arkadaşlar. Sevgili vatandaşlar, hepsi boş umut. Yapılması gereken ne? Bakın, bankalar da riskine tabii ki bakacak yani bir batak durumu varsa riske bakacak. Yapılması gereken ya bu sicilin tamamen banka kayıtlarından silinmesini sağlamak ya da rasyonel bir ekonomik düzene geçmek. Siz sürekli ekonomiyi kör topal götürdükçe yurttaşlarımız ekonomik olarak zorlanıyor, bankalara borçlarını ödeyemiyor, kara listeye giriyor; e, "10 milyon kişi kara listede, ben sicil affı çıkarıyorum." Ya, böyle işe yaramıyor Sayın Elitaş, olmuyor böyle, olmuyor. Vatandaşa böyle boş umutlar vermeyin.

Değerli arkadaşlar, kur garantili mevduat, son iki dakikada ona bir kez daha değineyim: Bakın, tekrar uyarıyorum, tarihe not düşüyoruz, üç vakte kadar bu saatli bomba patlayacak arkadaşlar. Bütçenin altında, hazinenin altında, ekonomimizin altında bir saatli bombadır kur garantili mevduat. Siz "Ya, biz bunu çıkardık, bir yıldır mesele yürüyor; ne var ya?" diyorsunuz. Ya, İstanbul depremi de şimdilik olmadı arkadaşlar ama eninde sonunda olacak; bilim bunu söylüyor, zamanı yaklaşıyor İstanbul depreminin, her an bu deprem olabilir; ama üç ay ama üç gün ama üç yıl ama -Allah gecinden versin- on üç yıl sonra bu deprem olacak. Bizim meselemiz nedir? İstanbul'u depreme hazırlamak, binalarımızı sağlam tutmak, sistemi sağlam tutmak. E, siz diyorsunuz ki: Bir yıldır deprem olmadı. Bak, Garo Paylan, sen dedin ki üç ayda, on üç ayda bu iş olacak, on iki ay geçti. Kur garantili mevduat üzerinden bir ay sonra olmayacağını nereden biliyorsunuz bu depremin? Bakın, sisteme 1,5 trilyon TL girdi. Gelecek sene kurun, doların 22 TL olacağını iddia ediyorsunuz. Doların gelecek sene 22 lirada kalacağını iddia eden birisi var mı içinizde arkadaşlar? Eğer 30 TL'ye çıkarsa tam 750 milyar TL ilave para ödeyecek bu hazine, yoksulun vergisinden zengine; yazık değil mi, günah değil mi? Hak mıdır bu, adalet midir; buyurun, söyleyin. Bu sistemden behemehâl çıkmamız lazım değerli arkadaşlar. Gelin, milletin vekilleri olarak bu yanlışı durduralım, kur garantili mevduat saçmalığını bir yıl daha uzatmayalım.

Hepinize saygılar sunarım. (HDP sıralarından alkışlar)