| Konu: | Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan'ın 361 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 8'inci maddesi üzerinde verilen önerge hakkında yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 12 |
| Tarih: | 26.10.2022 |
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Sayın Başkanım, şimdi, bu "Evde bulundu." denilen kitabı, "Fincancı'nın evinde, Tabipler Birliği Başkanının evinde bulundu." denilen kitabı bir üstünden geçmeyelim de bir söyleyelim. Kandil'deki teröristlerin, PKK'lıların hayatını anlatan ve onlarla yapılan mülakatları içeren, bizzat yargıda daha önce -sadece Şebnem Korur Fincancı açısından değil- başka birçok soruşturmada PKK üyeliği veya sempatizanlığı doğrultusunda hakkında soruşturma yapılanlar açısından da sorgu sebebi yapılmış, soruşturmaya konu edilmiş bir kitaptır bu kitap. Şimdi bunu bir açıklığa kavuşturalım, bunun suç teşkil edip etmediği konusunda ben bir şey demiyorum fakat bu kitap budur ve sadece Şebnem Korur Fincancı'ya yönelik değil, bundan önce de PKK'ya yönelik yapılan...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - ...PKK sempatizanlığı veya PKK üyeliği iddiasıyla soruşturulan kişilerle alakalı olarak takibi yapılan bir evrak, savcıların iddianamelerinde, soruşturma evraklarında yer almış bir evrak. Bunu, Kandil'in ne olduğunu herkes biliyor, PKK'nın yuvası değil mi? Türkiye'nin düşmanı, Türkiye'ye zarar veren ve Türkiye'de ölümlerin ve birçok acıların yaşanmasına sebep olan yeri kutsayıp PKK'yı "Postmodern bir din olmuştur." diye tanımlayan bir yazardan bahsediliyor burada. Şebnem Korur Fincancı'nın evinin içerisinde bulunan evrak budur.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Kitap, kitap.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Ha, o mermilerle alakalı olarak da -hukukçular çok iyi bilir- 6136'ya aykırı bir silah bulunduğu zaman ilk yapılan iş "Babamdan kalma, dedemden kalma hatıra silahtı." denilir ama bu, cezanın önüne geçmez, mutlaka ceza alınır ve suç oluşmuş demektir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Orada ele geçirilen fişekler, mermiler sadece tabanca mermileri değildir, yansıyan fotoğraflardan da gördüğümüz gibi otomatik silaha ait mermilerdir. Dolayısıyla, burada, şimdi, kalkıp bu hikâyeleri anlatıp da insanları masum göstermeye çalışmayın. Bir doktorun, Türk Tabipleri Birliği Başkanının evinde otomatik silah mermisinin ne işi var kardeşim?
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Adli tıpçı.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Adli tıpta neler yaptığını da biliyoruz. Adli tıpçı olması evde otomatik silah mermisini haklı çıkarır mı? Ne demek o.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Çıkarır.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Yani dolayısıyla, burada, şimdi, açıkça PKK'nın propagandasını yapan, kimyasal silah kullanıldığını sadece ekran görüntüleri üzerinden bir iftira olarak Türk ordusunun üzerine, Türkiye'nin üzerine atan -ve propaganda hâlâ dünya çapında devam etmekte arkadaşlar- bugün gözaltına alındı diye bugün bunu masum göstermeye çalışan konuşmaları dinliyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Türk devleti bu kadar savunmasız mıdır Allah aşkına ya. Türk milleti bu kadar mı savunmasızdır; atılan iftiralara cevap veremeyeceğiz, bu iftiraları atanlardan hesap sorulmayacak. Nerede hukuk devleti, nerede demokrasi? (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar) Batı'nın hangi ülkesinde, hangi Batı ülkesinde bunlara müsaade edildiğini görüyoruz biz ya? Ben bunu anlayamıyorum yani bu kafalar, bu anlayışlar bizim anlamakta güçlük çektiğimiz, kavrayamadığımız şeyler. Bu ülkede muhalif olabilirsiniz, bu ülkede eleştirel bakışla protesto eden birtakım tavırlarınız, "protest" bir yaklaşımınız olabilir ama bu ülkenin, ortak bir şekilde, ordusuna bir iftira...
Şimdi, Garo Paylan diyor ki: Türkiye Cumhuriyeti... "Şüphemiz var." diyorsun, Türkiye Cumhuriyeti'nin suçsuzluğunu elinde delil yokken "Elimde delil yok ama sen ispatla." diyorsun. Nerede var böyle bir hukuki kaide kardeşim? (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ŞAHİN TİN (Denizli) - Böyle bir şey mi var ya? İftirayı at, ondan sonra...
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Yazıklar olsun!
BAŞKAN - Buyurun Sayın Bülbül.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Şimdi, müddei iddiasını ispatla yükümlüdür. Sizin bir iddianız varsa bunu ispat edeceksiniz; elinizde delil yoksa, Türk ordusuna bağlayacak kesin delillere sahip değilseniz attığınız şey iftiradan ibaret kalır. Bu iftirayı burada tekrar ederek dile getirmek bu iftiraya, bu ahlaksızca propagandaya ortaklık etmek demektir; bunu kabul etmemiz mümkün değildir. (MHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar; AK PARTİ sıralarından alkışlar)