| Konu: | Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 12 |
| Tarih: | 26.10.2022 |
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Teşekkür ederim Sayın Başkan. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, teklifi genel olarak olumlu bulmakla beraber olumlu bulmadığımız bazı maddeler de vardır. Teklifin gerekçesinde "ekonomik istikrar" "uluslararası rekabet" gibi ifadeler yer almaktadır. Aslında, bu ifadelerin gerçek gerekçe olmadığını, şu anda ekonomik istikrar bir yana dursun, ekonomimizin büyük bir krizin içinden geçtiğini ve hatta krizin giderek derinleştiğini ve toplumun geniş katmanlarında büyük bir tahribata yol açtığını görmekteyiz. İçinde bazı af düzenlemeleri içeren bu teklif de aslında ekonomik krizin endişe verici boyutlara geldiğini bir kez daha göstermektedir. Bu teklif aslında AK PARTİ kadrolarının devleti ve ekonomiyi yönetemediğini, uygulanan yanlış ekonomi politikaları sonucunda ekonominin âdeta enkaza döndüğünü ama seçimlere kadar süreci kör topal götürme çabasının olduğunu göstermektedir. Çünkü bazı borçların terkin ve tahsilatından vazgeçerek yani yapısal değil de günü kurtarmaya yönelik çözümler üreterek ekonomik krizin vatandaşlar üzerindeki yıkıcı etkilerinin kaldırılamayacağı açıkça ortadadır.
Değerli milletvekilleri, Merkez Bankasının sarayın talimatıyla faiz indirmeye başladığı 23 Eylül 2021 tarihinde 8,67 olan dolar kuru iktisat bilimine aykırı olan ve ne idiği belirsiz olan politikalarla 20 Aralık 2021 tarihinde 18,53'e kadar fırlamıştır. Bu şekilde, yapılan büyük hatalarla döviz krizi hızlanarak kontrolden çıkmıştır. Bu sebeple de döviz kurlarında serbest kambiyo rejiminden vazgeçilmiş, yarı kontrollü kambiyo rejimine geçilmiştir. 20 Aralık 2021 tarihinde gece piyasalarda yapılan sert müdahaleyle döviz kurları bir gecede 18-19 TL seviyelerinden bir anda 11-12 TL seviyelerine gerilemiştir. Ertesi gün de Hazine ve Maliye Bakanı Nebati tarafından "Kur korumalı TL vadeli mevduat ürünü devreye alınmıştır." denilerek kur korumalı mevduat sistemi yürürlüğe girmiştir. 20-21 Aralık 2021 tarihindeki bu müdahaleyle Türkiye'de yeni bir dönem başlamıştır. Bu yeni dönemde dar gelirlilerden ve yoksullardan toplanan vergilerle bankalarda parası olan zenginlere devlet eliyle büyük bir kaynak aktarılmaya başlanmıştır. Bu yeni dönemde yoksul daha yoksul, zengin daha zengin olmuştur. Aslında ekonominin temel aktörleri ve bizler de iktidarı defalarca uyardık ama bu uyarılar dinlenmedi ve yapılan yanlışlar artarak devam etti. O dönemde ne denildi? "Biz, kur korumalı mevduatla dövizi düşüreceğiz." denildi ancak öyle oldu mu? Maalesef olmadı, döviz düşmedi ve iki ay sonra dolar ve euro yeniden yükselmeye başladı. O günlerde 11 liralara düşürülen dolar kuru bugün aradan bir yıl bile geçmeden, üstelik döviz rezervleri de eritilerek ve net hata ve noksan kaleminden gelen kaynağı belirsiz para girişleriyle bugün itibarıyla ancak 18,60 seviyelerinde tutulabilmektedir.
Değerli milletvekilleri, bugün geldiğimiz noktada kur korumalı mevduata verilen garantiler nedeniyle 11 Ekim 2022 tarihi itibarıyla vadesiz olan hesaplar için Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından 88,4 milyar lira ödendi. Merkez Bankasının dövizden dönenler için ne kadar ödeme yaptığıysa gizlenmektedir ama uzmanların yaptığı hesaplara göre Merkez Bankasınca da kur korumalı mevduat fonuna 116 milyar lira ödendiği ifade edilmektedir. Bu durumda ilk on ayda kabaca kur korumalı mevduatın 84 milyona maliyeti 200 milyar lira gibi devasa bir rakama çıkmış, kur korumalı mevduatla birlikte bütçedeki faiz yükü de yüzde 105 oranında artmıştır.
Değerli milletvekilleri, şimdi, kur korumalı mevduat sistemini bir yıl daha uzatmak istiyorsunuz bu düzenlemelerle, oysa "KKM" dediğimiz kur korumalı mevduat bir yıl daha devam ederse bunun ağır faturasını 84 milyon bir kez daha ödeyemez, kaldıramaz. Seçim kaygısıyla, ülkeyi iyice bataklığa sürüklüyorsunuz, uçuruma sürüklüyorsunuz. Bu nedenle de kur korumalı mevduat sistemi derhâl sona erdirilmelidir; bir avuç zenginin değil, 84 milyonun menfaatleri gözetilmelidir.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)