GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:12
Tarih:26.10.2022

ZEYNEL ÖZEN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; burada çok sayıda kanun ve kanun hükmünde kararnamenin tek bir teklifte yer alması hukuki değildir, "torba yasa" olarak ifade edilen bu tarz düzenlemeler yasa yapma sürecini itibarsızlaştırmaktadır. Parlamentonun salt sayısal çoğunluğu süreci üzerine ilerlemesi, hukuki işlemler ile demokratik işleyiş arasında bir makas farkının oluşmasına neden olmaktadır. AKP iktidarı torba yasalarla demokratik işleyişin içini boşaltmaktadır.

Burada söz aldığım 10'uncu madde, Turizmi Teşvik Kanunu'nda yapılan değişiklikler ile Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yapılan ücretsiz girişli günübirlik tesisler, özellikle Bakanlığın Döner Sermaye İşletmesi Merkez Müdürlüğü veya iştiraki şirketler tarafından işletilebilmesi, üçüncü kişilere devredilememesi ve işlettirilmemesini öngörmektedir. Yasa gereği deniz, akarsu ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilmektedir. 7121 no.lu ilgili Kıyı Kanunu'nda kıyılarda hiçbir yapının yapılamayacağı, duvar, çit, parmaklık, tel örgü, hendek, kazık ve benzeri engellerin oluşturulamayacağı açıkça belirtilerek bu tür yerlerin özel mülkiyete konu olamayacağı vurgulanmaktadır fakat uygulamada bunun hiçbir karşılığı yoktur. Turizm bölgelerinde sahillerin tamamı özel mülkiyet tarafından çevrelenmiş ve ücret karşılığında kullanım hakkı verilmektedir.

Turizmi teşvik etmek için, ayakta tutmak için öncelikle turizm emekçilerinin sorunları çözülmelidir. 3,5 milyon turizm emekçisi var, bunların 927 bini sigortalıdır, 2 milyonun üzerinde kişi kayıt dışı çalışmaktadır. Turizm emekçileri insanlık onuruna yakışmayan bir ücretle günde on dört, on altı saat çalıştırılmaktadır. Genç işçiler ve çocuklar sorunu da turizmde istismar edilmektedir. Tüm işletmeler çalıştıracakları işçi sayısının yüzde 35'i kadar stajyerleri kullanmaktadır. Turizm emekçilerinin üç beş ay çalıştıkları şehirlerde aldıkları asgari ücret yaşamını sürdürmelerine yetmezken geride kalan yedi sekiz ay tıpkı tarım işçileri gibi işsiz ve parasız bir şekilde yaşamlarını sürdürmektedirler. ILO'nun 172 sayılı 1991 yılında kabul ettiği Turizm Çalışanlarının Çalışma ve Yaşam Koşullarının İyileştirilmesi başlıklı uluslararası sözleşmesi yirmi sekiz yıldan beri Türkiye tarafından imzalanmamaktadır arkadaşlar. Çocuk emeği sömürüsü derhâl durdurulmalıdır, sigortasız, kayıt dışı işçi çalıştırılması derhâl durdurulmalıdır, fazla çalışma ücretlendirilmelidir, sürekli fazla çalıştırma yerine eksik kadrolar doldurulmalıdır.

Turizm bölgelerinde en önemli sorunlardan biri de sit alanlarının talan edilip rant uğruna doğa katliamlarının yaşanmasıdır. Sadece son bir yılda birçok kentte sit alanları statüleri değiştirilmiş bazı sit alanları imara açılmıştır. Marmaris ve Bodrum'da 2021'in yaz aylarında yaşanan orman yangınları binlerce hektarda görülmüş, geçtiğimiz temmuz ayında ise Muğla Bodrum'da, Çiftlik Mahallesi Adayalı mevkisinde Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un sahip olduğu Ersoy Otelcilik İnşaat ve Turizm İşletmeciliği tarafından beş yıldızlı Maxx Royal Bodrum oteli açılmak istendiği haberleri kamuoyuna yansımıştır. Bakanın otel yapmak istediği alanın ikinci derece doğal, üçüncü derece ekolojik sit alanı olduğu da ortaya çıkmıştır arkadaşlarım.

Muğla'nın Bodrum ilçesinde doğal ve arkeolojik sit alanıyla kaplı Cennet Koyu'nda Cengiz Holding tarafından turistik tesis ve lüks villalar inşa edilmeye başlanmıştır. Bölgede yurttaşlar eylem yapıp tepki göstererek Cengiz Holdingi projeden acil olarak vazgeçmeye çağırmıştır.

Doğa ve çevre katliamına son!

Genel Kurulu saygılarla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)