| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 13 |
| Tarih: | 27.10.2022 |
HDP GRUBU ADINA HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Tabii, bu ülkenin en büyük sorunlarından biri olan Kürt meselesi, yine Kürt çocuklarının sayısı üzerinden ve Kürt halkının nüfus artışı üzerinden tekrar gündeme gelmiş bir konu. Kürt düşmanlığının tarihsel arka planına baktığımızda, bunun asla ilk olmadığını, cumhuriyet tarihi itibarıyla bugüne kadar 70'e yakın Kürt raporunun düzenlendiğini görmüş bulunuyoruz. Tabii, ilk raporlara baktığımızda, 1930'larda Umumi Müfettiş Abidin Özmen'in Siyah Raporu'nu görüyoruz. Bu raporda "Türk'ün nüfusu 20 bin, Kürt'ün nüfusu 250 bin artmış." şeklinde bir tespit yapılmış ve Kürt nüfusunun artışını bir tehlike olarak nitelendirmiştir. Buradan değerli milletvekillerine soruyorum: Hani Kürtler bin yıllık kardeşinizdi, ne oldu da Kürtlerin nüfus artış hızını ayrıca hesaplama gereği duyuyorsunuz? Neden Kürtlerin nüfus artış hızını kendinize bir tehlike olarak görüyorsunuz? Tabii, cumhuriyet tarihi boyunca kesintisiz bir şekilde, Kürt nüfusunun sınırlandırılmasına dönük bu raporlar yazılmıştır.
Yine, 1996 yılında Millî Güvenlik Kurulunun bir Kürt raporu -ki en absürtlerinden biridir bu raporlar arasındaki- var: "Böyle giderse 2010 yılında nüfusun yüzde 40'ı, 2025 yılında ise yarısı Kürt olacak. 2025'ten sonra Kürtler Anayasa'yı değiştirecek, çoğunluğu da ele geçirecekler." Yine Kürtlerin nüfus artış hızı yani Kürtler bir tehlike olarak görülüyor ve utanmadan bu raporda bir de çözüm önerisi sunuyorlar: 3 çocuktan fazla doğuranlara ceza getirilmesinin kararlaştırılmasını istiyorlar yani Kürtlere ceza, çocuk sayısı az olanlara ise teşvik yani Türklere de teşvik şeklinde bir absürt rapor oluşturuyorlar.
Tabii, dediğimiz gibi, tarihsel arka planda bunlar varken AKP iktidarı ve AKP'nin Genel Başkanı da boş durmadı, onun konuşmaları ve söylemleri ve Kürt çocuklarının sayılarına ilişkin beyanları sonrası bu durum yine gündeme geldi. 2017 yılında "Nikâhlanın, evlenin, çoğalın. Terör örgütü üyelerinin en az 10-15 çocukları var." şeklinde bir ifade kullandı. Yine, 2022 yılında AKP'ye geçen bir vekilin yani birkaç gün önce AKP'ye geçen bir vekilin eşine "Çocuk çok önemli. Bak, PKK'nin 5 tane, 10 tane, 15 tane çocuğu var." şeklinde konuştu. Yani sizlere soruyorum değerli milletvekilleri: Bu ifadeler açıkça Kürt halkına karşı kullanılan ifadeler değil midir? PKK'nin, hangisinin çocuğu var; 5 tane, 10 tane, 15 tane çocuğu var?
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - Sen kendin diyorsun "PKK'lıların çocuğu." diye, Kürtlerle alakası yok.
HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) - Size söyleyeyim mi? Burada ifade edilen Kürtlerdir, kabul edin bunu değerli milletvekilleri.
Bakın, mesela ben 14 çocuklu bir ailenin çocuğuyum yani Sayın Erdoğan'ın bu söylemine göre benim annem, babam rütbeli örgüt üyesi mi oluyor? Burada birçok milletvekili var, Kürt kökenli milletvekilleriniz var sizin tabirinizle; 10-15 tane, hatta onlarca çocuğu olan vekiliniz var, 20'nin üstünde, 30'un üstünde neredeyse; bunları da biliyoruz.
Değerli milletvekilleri, bu durum başlı başına hem cumhuriyet tarihi itibarıyla Kürt halkına karşı olan tutumu ve aslında düşmanlığı da net bir şekilde gösteriyor ama burada ifade etmek istiyorum: Kürt halkının, Kürt çocuklarının nüfus artışı bu ülke için bir tehdit değil, aksine, bu asimilasyoncu, inkârcı ve imha politikasını esas alan etnik Türkçü zihniyet bir tehlike arz ediyor. Bu zihniyetten vazgeçilmediği sürece bu ülkede barış, huzur ve refah sağlanamaz. Ülkenin geldiği durum belli; ülke yoksullukla, umutsuzlukla -tabiri caizse- proteinsizlikle, vitaminsizlikle boğuşuyorken Sayın Cumhurbaşkanı 3 çocuk istiyor ama bunu da "Bakın, Kürtlerin 5, 10, 15 tane çocuğu var..." Tam da bu raporlarda bahsedildiği şekliyle, aslında, Kürtleri tehlike gören bir yerden bir devlet politikasını hayata koymayı planlıyor. Evet, devletlerin, iktidarların, siyasetçilerin aile planlamaları, çocuk sayısındaki ifadeleri olabilir ama bu, başka bir halkın çocuk sayısı üzerinden düşmanlaştırılarak, hedef gösterilerek yapılmamalıdır; bu sebeple, bu konunun araştırılması gerektiğini düşünüyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)