| Konu: | Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 13 |
| Tarih: | 27.10.2022 |
AYŞE SÜRÜCÜ (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu ve tüm halkımızı saygıyla selamlıyorum.
Dün gözaltına alınıp bugün tutuklanan Türk Tabipleri Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı insan hakları savunucusu, vicdanlı bir bilim insanı ve saygın bir hekimdi. Şebnem Hocanın yanındayız, Şebnem Korur Fincancı yalnız değildir.
Evet, değerli arkadaşlar, Türkiye cezaevlerinde yaşanan ağır hak ihlalleri, hukuksuzluklar ve keyfî uygulamalar çok büyük mağduriyetler yaşatmaktadır. Ağır hasta tutsaklara yaşatılan ATK süreci resmen bir işkenceye dönüşmüş durumda. Bir süre önce Hilvan Cezaevinde yaşamını yitirmiş Yukarıgöklü beldesi Belediye Başkanımız Bazo Yılmaz'a, İstanbul ATK'ye götürülürken -üstünde para taşıması yasak olduğu hâlde- "Paran yoksa yolda yemek yiyemezsin." denilmiş ve kendisine yemek verilmemiştir. Ağır hasta olan bir insana yapılan bu tutum kabul edilemez. Bazo Yılmaz için ATK'de objektif bir rapor çıkmamıştır ve Bazo Yılmaz cezaevinde yaşamını yitirmiştir. Bazo Yılmaz'ın ağır hasta olduğunu ve oksijen tüpüyle yaşadığını, bir an önce tahliye edilmesi gerektiğini defalarca dile getirdik ama tahliye etmediniz çünkü Bazo Yılmaz Halfeti halkının iradesiyle seçilmiş bir Kürt'tü. Kürt'ün seçilmişini zindana attınız, ölüme terk ettiniz, yerini de gasbedip kayyumunuzu atadınız. Bazo Yılmaz'ı unutturmayacağız, mücadelemizde yaşatacağız.
Değerli halkımız, cezaevlerindeki gözlem kurullarının tahliye olması gereken mahpusların tahliyesini keyfî bir şekilde engellemeleri noktasında Adalet Bakanlığı hiçbir adım atmayıp seyirci kalmaktadır. Soruyoruz: Gözlem kurulu neyi gözlemliyor? Cezası bittiği hâlde cezaevlerinden tahliye edilmeyen yaklaşık 150 siyasi mahpus bulunmaktadır. Bu 150 mahpustan ağır hasta olanlar, otuz yıla yakın cezaevinde bulunanlar var. "Fazla su kullandın, halay çektin, şarkı söyledin, çok kitap okudun, ALES sınavına girmedin, arkadaşlarından kopmadın." ve benzeri gibi akıl dışı, trajikomik bahaneleri öne sürerek insanları haklarından, özgürlüklerinden mahrum bırakıp alıkoyamazsınız. Örneğin ağır hasta mahpus Abdürrahim Çetinkaya gözlem kurulu tarafından keyfî bir şekilde tutulmaktadır. Yine, ağır hasta ve yüzde 91 vücut fonksiyonlarını kaybeden Hasan Aşa iyi hâlli görülmediği için tahliye edilmemiştir. Gırtlak kanseri olan 25 yaşındaki Nesip Yapıcı yine gözlem kurulunun keyfî tutumu sebebiyle hâlen içeride. Ve Ebubekir Perk on altı yıldır cezaevinde, haziran ayında son altı yılını bitirmesine rağmen denetimli serbestlik hakkı gasbedilmiştir. Ebubekir Perk şu an Silivri Cezaevinde tutuluyor, annesi ise Urfa'da diyaliz hastasıydı. Yıllardır oğlunun görüşüne gidemedi. Zeliha annenin sağlık durumunu bildiğiniz hâlde, onlarca başvuruya rağmen Ebubekir Perk'i yakın bir cezaevine nakletmediniz. Bir nakil bu kadar zor muydu? Zeliha anne oğlunu bir daha hiç göremeyecek çünkü geçen hafta, yoğun bakımda olan Zeliha Perk hastanede yaşamını yitirdi ve gözleri açık gitti. Vicdanınız rahat mı? Soruyoruz yine vicdanınız rahat mı?
Yine, Nisan 2022 itibarıyla Türkiye hapishanelerinde 651'i ağır olmak üzere 1.517 hasta mahpus bulunmaktadır. Adli Tıp Kurumu siyasal sürecin seyrine göre insan sağlığı üstünde siyasi kararlar veriyor. Bu kabul edilemez. Neden tek merci Adli Tıp Kurumu oluyor? Tam teşekküllü hastaneler ve üniversite hastanelerinde de bulunan heyetlerde doktorlar yer almakta. Bu hastanelerin raporları da artık kabul edilmeli, bu nedenle kanunda gereken değişiklikler yapılmalıdır.
Ve son olarak, Sincan L Tipinde neden Meclis TV yok? Sincan L Tipinde bizi izleyemeyen ve rehin tutulan yoldaşlarımızdan Sebahat Tuncel, Aynur Aşan, Zeynep Ölbeci ve Zeynep Karaman'ın tüm kadınlara ve tüm halkımıza selamları var.
Biz de buradan, cezaevlerinde rehin tutulan tüm yoldaşlarımızı sevgiyle selamlıyoruz ve tekrardan halkımızı da selamlıyoruz. (HDP sıralarından alkışlar)