| Konu: | Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 13 |
| Tarih: | 27.10.2022 |
MURAT SARISAÇ (Van) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Tüm halklarımızı saygıyla selamlıyorum.
Faşizm uygulamalarının olduğu, demokrasinin olmadığı yerde ekonomi de büyümez, sanat da ilerlemez, o ülkede huzur diye bir şeyden de söz edilemez. Hükûmet her zamanki gibi, yine torba yasalarla göz boyama derdinde. Üzerinde konuştuğum maddede aslında geçmişteki, pandemi sürecindeki başarısızlığını burada ilan etmiş oluyor çünkü o dönemde esnafın, tüccarın, halkın hiçbir sorununa çare olunamadı. Bütün halk pandemi sürecinde borçlandırıldı ama şimdi bir seçim sürecine girdiğimiz için AKP çıkıp burada halka neredeyse bir "Pardon!" deme gereği duyuyor. Ya, sadece seçim bölgem Van'da mesela, son altı yılda neredeyse 4 bin esnaf iflas etti. Yine, Van, kredi kartında takibe düşme oranında da yine Türkiye'de 6'ncı sıraya gelmiş durumda. Şimdi, halkın hiçbir derdine çare olamazken bu tür yasalarla bir şekilde seçimi garantiye almaya çalışıyor ama biz şunu çok iyi biliyoruz ki yani dolayısıyla sorunun kaynağı olan siyasi bir anlayışın bu sorunları çözmesi de mümkün değildir.
Sayın milletvekilleri, siyasi iktidar demokratik siyasette gücünü kaybettikçe saldırganlaşıyor. Kürtlerin siyasetine, iradesine, gazetesine, doğasına yani her şeyine saldırıyor, her şeyini baskı yoluyla yok etmeye çalışıyor.
Salı günü Mezopotamya Haber Ajansı ve JINNEWS emekçilerinin yanında bir de Sayın Korur Fincancı'yı da aynı şekilde baskı altında gözaltına alıp tutuklaması da yine bu siyasi saldırganlığın bir sonucudur. İktidarın korkuları bugün o hâle gelmiş ki artık işlediği suçlardan bile daha büyük bir durumda. Korku ve korkuya bağlı suçları mafyavari bir hâl almış durumda yani bu korkuyla mafyavari bir düzen oluşturulmaya çalışılıyor. Mafyavari düzen sadece belli bir grubun suç örgütüne dönüşmesi değil, artık neredeyse yaşamın her alanında, adliyesinden üniversitesine Meclisine, her yerine sirayet etmiş durumda. "AKP ülkeyi mafyavari yönetiyor." dediğimizde öylesine söylemiyoruz. En basitinden bu son birkaç günde yapılan gözaltılar bunun en büyük göstergesidir çünkü mafya biliyorsunuz, bir suç işlediğinde, suç işlediğine inandığında şahitleri ve delilleri ortadan kaldırmak için her türlü zor ve baskı yoluna başvurur. Türkiye'de de bugün geldiğimiz nokta tam olarak budur yani ne zamanki bir suçüstü yapılsa, AKP bir suç işleyecek olsa ilk yaptığı özgür basına saldırmaktır. Özgür basına saldırarak bütün bu suçlarını örtmeye çalışıyor. JINNEWS'e ve Mezopotamya Haber Ajansının muhabirlerine de bu kadar yüklenmesi ve öyle mafyavari bir şekilde ters kelepçe gözaltına alınıp kameralara çekmesi de bunun en büyük göstergesidir. AKP sürekli söylerdi: "Biz 90'lardan çok farklı, ülkeyi JİTEM'vari anlayıştan kurtardık." Ama bugünkü durum, aslında JİTEM'in çok daha ötesine geçen bir anlayış var. Evet, 90'larda Ape Musalar katlediliyordu, gazeteciler kaçırılıp katlediliyordu, gazete binaları bombalanıyordu ama bugün çok daha beteri; gazeteciler yine aynı şekilde tutuklanıyor, gözaltına alınıyor ve cezaevlerine mahkûm ediliyorlar. Varsa bir değişiklik sadece bir araba modeli kadardır yani AKP'nin değişikliği sadece beyaz Toroslardan Ranger'lara geçmiş durumda.
Bir diğer önemli konu da -sürem yetmediği için- yani cevap verilebilen her şey ceza hukukunun dışındadır. Eğer sizler kendinize güveniyorsanız, "Ben bunu çürütebiliyorum." diyorsanız o zaman ceza hukukuna değil, demokrasiye başvurmuş olurdunuz. Sayın Fincancı'nın, Sayın TTB Başkanının da aynı durumu buydu. Eğer gerçekten verecek bir cevabınız olmuş olsaydı siz tutuklama yerine derdiniz ki: "Buyurun, biz kendimizden eminiz, bağımsız heyetlerle veya sizlerle biz gidip bunun araştırmasını yapalım." Ama tabii ki siz ne yaptınız? Her zamanki gibi mafya usulüyle bunu bastırmaya çalışıyorsunuz.
Halklarımızı saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)