GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:13
Tarih:27.10.2022

AYDIN ADNAN SEZGİN (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüştüğümüz teklifte önemli bir sorun hâline gelen gelir vergisi tarife dilimine ilişkin bir düzenleme yoktu. Gelir vergisi tarifesi dilimleri yıllar itibarıyla düşük tutulmuştur ve bu durum çalışan aleyhine kurgulanmıştır. 2000 yılında gelir vergisi tarifesinin ilk dilimi asgari ücretin 21 katıydı, bugün 4,9 katına gerilemiştir. İktidar, bu dilimleri bir tür gizli vergi zammı olarak kullanmaktadır. Yılbaşında 10 bin lira net ücret alan bir çalışanın ücreti tedricen 9 bin liraya gerilemiştir. Oysa gelir vergisi dilimleri ücretli çalışanların mağduriyetini giderecek şekilde düzenlenmelidir. Mevcut durumda ise bir taraftan artan enflasyon, diğer taraftan artan vergi oranları nedeniyle düşen gelir, çalışanların koşullarını berbat hâle getirmiştir. Kaldı ki enflasyon, başlı başına fakirden zengine bir servet transferi mekanizmasıdır. Nitekim, memur, emekli ve kamu işçisinin ücretleri, TÜİK'in muvazaalı enflasyon verileriyle hesaplandığında bile reel olarak erimiştir. Cumhurbaşkanlığının yayımladığı 2023 Yılı Programı'na göre, kamu personeli ücret ve aylıkları geçen yıla göre yüzde 2,6; 2020 yılına göre ise yüzde 6,1 azalmıştır.

Ülkemizde gelir eşitsizliği de tüm ağırlığıyla artmaktadır. En zengin yüzde 20'lik kesim gelirin toplam olarak yüzde 47,5'ini almaktadır, en yoksul yüzde 20'lik kesim ise gelirin sadece 5,9'una ulaşabilmektedir. Geçtiğimiz eylül ayında yayınlanan bir araştırmada, İstanbul halkının yüzde 16'sının yeterli geliri olmadığı için bazen evde hiç gıdasının bulunmadığı ortaya çıkmıştır. Evde yiyecek olmaması durumu ülkemizde ilk defa bir kamuoyu araştırmasında dile getirilmiştir ve bu, AK PARTİ iktidarının bilançosunun parçasıdır. (İYİ Parti sıralarından alkışlar) Vatandaş fakirleşmekte, Türkiye de topyekûn geriye gitmektedir. Kişisel gelir açısından Türkiye, 2015 yılında dünyada 66'ncı sıradayken 2021 yılında 78'inci sıraya gerilemiştir. Ekonomideki çöküşü izah için sığınılan "Dünyada da işler kötüye gidiyor." tezinin doğru olmadığını kişi başına gelir sıralamasındaki düşüşten anlamak mümkündür. IMF raporlarına göre Türkiye, 2021 yılında dünyanın en büyük 20 ekonomisi liginden düşerek 21'inci sıraya gerilemiştir, 2022 yılında 23'üncü sıraya gerilemesi söz konusudur. Bugünkü gerileme barizdir, bu gerilemeyi Osmanlı Devleti'nin şan ve şöhretinden söz ederek örtmek mümkün değildir.

Evet, düşüş hızla devam etmektedir. Düşüşü engellemek için iktidar Ortodoks, heterodoks, İslami tüm yolları denemiş ancak becerememiştir. Düşüşü önlemenin, krizden çıkmanın tek yolu sandıkta iktidar değişimidir. Az kaldı.

Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)