| Konu: | Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 13 |
| Tarih: | 27.10.2022 |
UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
Bu torbadaki 15 ve 16'ncı maddeler, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın sıkıntılarından birini çözmeye yönelik ama asla yeterli değil. Bu maddelerle ilgili Komisyonda duyduklarımıza inanamadık. Sıla yolunu kullanarak otomobilleriyle ülkemize gelen 13 bin yurttaşımıza sadece bir yılda tam 400 milyon lira ceza kesmiş bu ceberut devlet. Tam 400 milyon lira. Neden? Nedenleri saçma, yok şu kadar gün içeride tuttun; çıktın, çıkmadın, çıkarken bildirdin, bildirmedin. Ortada çok büyük bir ayıp var. Biz, şimdi, sadece 1.100 kişinin 65 milyon lira cezasını affeden bu kısmi düzenlemeyle bu ayıptan kurtulmuyoruz.
Değerli arkadaşlarım, ödemeyeni affettik. Peki, ödeyenlerin günahı ne? Bir kuru özür bile yok. Asıl sorun, miktarı düşse dahi hâlâ ceza kesiliyor olmasıdır. Avrupa'daki kardeşlerimiz ne diyor? "Bir tane arabam var, bu arabayı Türkiye'ye sokarken bu kadar yasağa, bu kadar koşula tabi olmak, ceza tehdidi görmek bizi üzüyor." diyor. Ceza falan değil, asıl kendilerine bu suçlu damgası vurulması onları üzüyor. Elli yıl, altmış yıl çalışmış, didinmiş, tüm kazandığını bu vatana yatırmış ama bu ülkede bir arabası fazla görülüyor. İşte, bu duygu yurt dışındaki kardeşimize ağır geliyor. Haksızlar mı? Yerden göğe haklılar. Peki, ne yapılmalı? Bu devlet onları potansiyel suçlu gibi görmekten vazgeçmeli.
Şimdi, bu maddeleri "müjde" diye anlatıyorsunuz. O zaman niye araçlar için iki yıl sınırını hâlâ koruyoruz? İşte, biz kanun teklifi verdik; iki yılı kaldıralım, beş yıl olsun, on yıl olsun, hatta süre koymayalım ama az önce reddettiniz bunu. Evet, reddettiniz, gerekçe belli; ama suistimal ederler. Çünkü Avrupalı Türkler hep potansiyel suçlu. Hayır, efendim, değiller. "Satamazsın, devredemezsin." diye şart koyarız, olur biter.
Başka... Araban altı ay mutlaka yurt dışında kalacak yoksa cezayı yersin, bu da yanlış, kaldıralım bunları. Vatandaş arabasını ister orada ister burada kullansın. Mesele onları vatandaş gibi değil, birer ödeme makinesi gibi gören bu devlet zihniyetinde.
Değerli milletvekilleri, yurt dışında yaşayan Türklerin çok sorunu var. Başta sağlık. On yıllarca gurbette çalış, dişinden tırnağından biriktir, Türkiye'ye yatır ama ihtiyacın olunca bu ülkede hastanelerde bir doktor dahi göreme. Bakın, 4 milyon Suriyeli kendi vatanımızda Avrupalı akrabalarımızdan daha iyi, daha ucuz sağlık hizmeti alıyorsa bir sorun var demektir. Suriyelileri ötekileştiremem ama öz vatandaşlarımız, kardeşlerimiz, Avrupalı Türklerin kendi vatanlarında bu kadar itilip kakılması kabul edilemez.
Bir başka mesele... Bu AK PARTİ iktidarı, bizim Almanya'daki, Fransa'daki, Hollanda'daki kardeşlerimizin üç kuruş emeklilik maaşına taktı. Önce maaşları kuşa çevirdiler, şimdi de "Yok, full-time çalışamazsın, çalışırsan keseriz, 'minijob' olacak, yirmi saat olacak." Bize ne arkadaşlar, bize ne! Türkiye'de emekliler geçinemediği için çalışmıyor mu? Çalışıyor. Öyleyse, Almanya'daki emeklimiz çalışsa ne olacak? Zaten kazandığını getirip memleketimize yatırıyor. Öyleyse, teşvik edeceğinize cezalandırmak niye?
Bir başka mesele, telefonlar. Şu telefonla Almanya'ya, İngiltere'ye gidince kapanıyor mu? Hayır. O zaman, bizim canımız Avrupalı kardeşimiz telefonunu getirdiğinde niye kapatıyorsunuz? Dört ayda kapanıyor. Kapatmayın, zor mu? Bir cümlelik kanun ya da belki ona da gerek yok, bir genelgeye bakar. Kaldırın bu yasakları, bu cezaları.
İşte, mavi kart meselesi... Bu devlet, Almanya'daki yüz binlerce vatandaşımıza "Sen Alman vatandaşı ol, merak etme, sana mavi kart vereceğiz, vatandaştan hiçbir farkın olmayacak." dedi mi demedi mi? Dedi. O zaman nedir bu çektikleri zulüm? Gidin, bakın, hiçbir kamu kurumunda o kartlar geçmiyor. Mavi kartlı kardeşlerimiz evlatlarını bile nüfusa kaydettiremediklerinden şikâyetçi. Şaka değil, bunlar gerçek.
Bu AK PARTİ iktidarına soruyorum: Ne yaptı bu insanlar size de bu kadar yalnız bırakıyorsunuz? İşin özü şu: Yurt dışındaki vatandaşlarımızı eşit yurttaş olarak görmüyorsunuz, üvey evlat olarak görüyorsunuz; öyle olmasa kendi vatandaşınızın parasını pulunu Almanya'ya, Fransa'ya, Hollanda'ya gammazlar mıydınız? Ama siz yaptınız, bu iktidar yaptı değerli arkadaşlarım. Otomatik bilgi değişimi anlaşmasını yalvardık, erteleyin diye ama dinlemediler, milyonlarca vatandaşımızı ihbar ettiler. Şimdi, Almanya'da, Danimarka'da, Belçika'da vatandaşlarımız o ülkelerin vergi müfettişlerine dert anlatmaya çalışıyor. Kim bunun sorumlusu? Tabii ki AK PARTİ.
Biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak, yurt dışındaki vatandaşımızı yalnız bırakan, ayrımcılık yapan, ikinci sınıf gören bu anlayışı ortadan kaldıracağız. Onlar bizim yabancımız değil, bizim anamız...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
UTKU ÇAKIRÖZER (Devamla) - Evet, son cümleyle tamamlıyorum.
Son cümleyle selamlayayım efendim.
BAŞKAN - Vermiyorum.
UTKU ÇAKIRÖZER (Devamla) - O yüzden, ister Avrupa'da ister Türkiye'de her an yanlarında olduğumuzu, onların sorunlarıyla dertlendiğimizi, onların hakkını savunduğumuzu hissetmelerini mutlaka sağlayacağız.
Yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)