| Konu: | Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 13 |
| Tarih: | 27.10.2022 |
ZEKİ HAKAN SIDALI (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; küresel çapta yoğunluğu artan ticaret savaşları, önümüzdeki sürecin ihracatçılar için zor geçeceğini gösteriyor. Üretim sektörü "Biz ticaret savaşına hazırız ancak Hükûmetten destek bekliyoruz." diyorlar. Sizinse cevabınız KDV iadelerini yani hak ettiklerini bile vermemek oluyor. İade tutarı tam 500 milyar lirayı geçti, dile kolay, 500 milyar. Bir yıldır iade bekleyen ihracatçılarımız var. Alacakları bedel zaten malum, enflasyon karşısında eridi, gitti. Bari kalanını kurtarayım, bir giderimde kullanırım diyor, onu bile çok görüyorsunuz. Tekrar ediyorum: Finansmana erişimin bu denli zorlaştığı bir dönemde ihracatçılara hakları olan alacaklarını bile vermemek gerçekten insafsızlık. Bu ödemelerin gecikme sebebi "bitirdik" dediğiniz meşhur bürokratik süreçler mi, yoksa har vurup harman savurduğunuz hazinemizde para kalmamış olmaması mı, merak ediyoruz? İade yok. Peki, faizleri güya indirdiniz, kredi var mı? Yok. Uzun zamandır krediye ulaşamamak sanayicinin en büyük sorunlarının başında geliyor. Artan işletme sermayesini karşılayacak krediler bir türlü bulunamıyor. Bu konuda ölçek farkı yok, holding de aynı, şirket de aynı, KOBİ de aynı. Yani herkese yok! Çünkü harç bitti, yapı paydos!
Sizin tablolarınızda bile üretici enflasyonu yüzde 144'e ulaşmışken kredi büyümesinin sadece yüzde 18'de kalması "Büyüme, küçül." demek. Bakın, kimse aradaki farkı öz sermayesiyle karşılayamaz. Küçülür, küçüldükçe de ölçek ekonomisinden uzaklaşır, hep beraber de stagflasyon içine gireriz. Finansmana erişim problemi büyüme, ihracat, istihdam gibi konuları da içine alan bir kartopundan bir çığa dönüşmeden acilen önlem almak zorundasınız. Bu hazin tablo sizin yıllardır sunduğunuz dâhiyane ekonomi deneyinizin sonucu, o yüzden hiçbir adımınız da güven vermiyor.
Evet, kıymetli milletvekilleri, sanayicinin derdi bununla bitiyor mu? Hayır, bitmiyor. Yirmi yıldır iktidardasınız ancak ortaya koyduğunuz bir sanayi bölgesi makroplanı bile yok. "Yağmur nereye yağarsa tarlamı oraya taşırım." mantığıyla hareket ediyorsunuz. Öngörülebilirlik olmazsa üreticiler doğru karar alamaz, üretim kapasitesini yönetemez, yatırım yapamaz. Nitekim, günübirlik ve tutarsız yönetiminiz sonucunda üreticilerimiz artık, bırakın yatırımı fiyat veremiyor, sipariş alamıyor. Sanayicilerimiz öngörülebilir bir ticaret iklimi istiyorlar, haklılar. Bakın, 28 endüstri bölgesinin sadece 14'ünde üretim yapılıyor. İlan, teşvik, takip yapmadığınızda şimdi olduğu gibi endüstriyel bakımdan zayıf ülkeler grubunun daimî üyesi olmaktan da asla kurtulamıyoruz. Bundan kurtulmanın ilk yolu, rastgele teşvik vermek yerine teşvik öncesi ve sonrası etki analizi yapmak, sonraki kararları da buna göre almaktır. Etki analizi yapıyor musunuz? Hayır.
Sanayi alanlarının yapısı ve büyüklüğü o ülkenin gayrisafi millî hasılasını da tayin ediyor. Bizim topraklarımızın yalnızca yüzde 0,36'sı sanayi bölgesi, bizi, şu çok kıskanan Almanya'nınsa yüzde 4. Oranlar böyle olunca da bizim gayrisafi yurt içi hasılanın Almanya'nın beşte 1'inden az olması sürpriz değil. Orta gelir seviyesinin bile altında kalmak üreticinin kaderi değil. Dünya Bankası verilerine göre "İmalat sanayisi ihracatçımızın sadece yüzde 2,8'i yüksek teknolojiye ait." deniliyor. Bizim gelir grubumuzdaki ülkelerin ortalaması yüzde 23,8. Bu, iktidarın göstermelik üretim politikasının bir ürünüdür. Tekrar söylüyorum: Bu, sanayimizin kaderi değil sizin dayattığınız bir tercihtir. Sanayide kalkınma, endüstri bölgelerinde yandaşa mülkiyet devri oldubittisiyle değil, genç beyinlerimizin ülkemizde kalmasını sağlayarak olacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ZEKİ HAKAN SIDALI (Devamla) - Söyleyecek çok şey var ama yirmi senelik tarihinizden görüyoruz ki bunlar sizinle olmaz ancak bizimle olur.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)