| Konu: | Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 13 |
| Tarih: | 27.10.2022 |
AYŞE SÜRÜCÜ (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; halkımızı tekrardan sevgiyle selamlıyoruz.
Ne yazık ki üç dört gün önce Viranşehir'de bir lisenin önünde başlayan iki grup arasındaki kavga silahlı bir çatışmaya dönüşmüş, 16 yaşlarında 2 lise öğrencisi yaşamını yitirmiş ve 14 öğrenci de yaralanmıştır. Yaşamını yitiren öğrencilerimize Allah'tan rahmet, ailelerine sabır ve yaralılara da acil şifalar diliyorum.
Urfa'da bireysel silahlanma gittikçe artmakta. İktidar hiçbir şekilde bunun önünü almıyor. Herkes elinde ve belinde silahlarla gezemez ne Urfa ne de Viranşehir Teksas değil. İşte, burada asıl sorun devletin gerekli tedbirleri almaması, güvenliği sağlamaması ve ihmalkâr davranmasıdır. Soruyoruz: Özellikle son bir yıl içinde Urfa'da hangi kriterlere göre ne kadar ruhsatlı silah verilmiştir? Bireysel silahlanma konusunda, Urfa'da sıkça yaşanan bu durumlara ilişkin önlem alınması hususunda defalarca girişimlerde bulunduk fakat hiçbir adım atılmadı. İnsanlarımızın canı her şeyden daha değerlidir. Buradan tekrar belirtiyoruz, bireysel silahlanmaya karşı gereken adımlar atılmalıdır. "Bireysel silahlanmaya hayır!" diyoruz.
Değerli halkımız, yine Urfa'da yaşanan sorunlardan biri de tarım noktasında. Tarım alanında alınan yanlış kararlar, ithalata dayalı politikalar, çiftçiyi üretemeyen bir noktaya taşımıştır. Çiftçi, ürettiği ürünü maliyetinden daha düşük bir fiyata vermek zorunda kalıyor. Girdi maliyetleri ortadayken gereken destekleme çiftçiye sağlanmıyor, verilen desteklemeye de DEDAŞ el koyabiliyor. İktidar sulama kanalları yapmadığı için çiftçi DEDAŞ'a mecbur kalıyor. Öncelikle, tarımsal faaliyette kullanılan elektriğin tüm kullanımlardan daha ucuz olması gerekirken sanayi tipi faturalandırma yapılıyor. Çiftçi bunca engele rağmen tarlaya gidiyor ve yine de ekim yapıyor fakat AKP iktidarı ithalat politikalarına o kadar çok ağırlık veriyor ki kendi üreticisini unutmuş durumda. Örneğin 2,5 milyar dolar pamuk ithalatına harcanıyor ama çiftçimiz ürettiği pamuğu maliyetinin altında satmak zorunda kalıyor. Daha üç gün önce Urfa'da tarlada ziyaret ettiğimiz pamuk üreticisi çiftçiler yaşadıkları sorunları dile getirdiler; mazot, tohum, gübre, zirai ilaç, elektrik yüzde 400 ve yüzde 500 zamlanmışken, pamuğun kilosunun 16 liraya mal olduğunu ama şu an kendilerinden 14 liraya alınmak istendiğini söylediler. Pamuğun en fazla üretildiği şehir olan Urfa'da bu hâliyle çiftçi beyaz altından yani pamuk üretiminden vazgeçecek. Yetkililer ve Tarım Bakanlığı çiftçilerin sesini neden duymuyor? 2,5 milyar doları dışarı yollamak yerine bitmek üzere olan çiftçiliği canlandıramaz mıydınız? Pamuk üreticisine alım garantisi veremez miydiniz? Bu sene kilosu 16 liraya ürettiği pamuğu 14 liraya satmak zorunda kalan çiftçi, seneye pamuk ekebilir mi? Bu uygulamalarla tarım bitirilmekte, çiftçi tarladan koparılmaktadır. Devlet, alım garantisi vermeli; pamuk fiyatı kilogram bazında en az 25 ve 30 TL arası olmalıdır.
Değerli halkımız, yine, nüfusu 3 milyona ulaşan seçim bölgem Urfa "büyükşehir" olarak ilan edilmiş olsa da gereken özen gösterilmemiş ve sorumluluklar kulak ardı edilmiştir. Örneğin, Urfa'da bir nakliyeciler sitesi yok, orada ağır vasıta araçların park edebileceği bir park yeri yok. Üstelik, bu araçların park yeri sorununun olması da ciddi kazalara yol açmaktadır. Yine, aynı şekilde, buğday pazarı için de yer tahsis edilmelidir. Buğday pazarında yüzlerce esnafımız var ve bulundukları alan oldukça dar, yıllardır o daracık yerde buğday pazarı esnafı ile nakliyeciler iç içe geçinmişler. Bu durum ticaretin daha rahat koşullarda yürütülmesini de engelleyen sağlıksız bir ortam yaratmaktadır. Buradan yetkililere sesleniyoruz: Urfa'nın bu temel sorunlarını bir an önce çözün ve gündeminize alın, gerekli adımları da atın.
Tekrardan halkımızı saygıyla selamlıyoruz. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)