| Konu: | Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 15 |
| Tarih: | 02.11.2022 |
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Öncelikle, Genel Kurulu ve ekranları başında bizi izleyenleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Teklifin 28'inci maddesi uyarınca, il özel idarelerinin uhdesinde olan sulara Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan tetkik ve incelemeler neticesinde alınan bedellerin terkin edilmesi öneriliyor. Özü itibarıyla buna karşı değiliz fakat içerisinde başlatılmış icra takipleri varsa durdurulacağı, açılmış davalar varsa karar verilmesine yer olmayacağı, avukatlık ücretine de hükmedilmeyeceği söyleniyor. Çok sayıda yasa değişikliğinde Adalet ve Kalkınma Partisi böyle teklifler getiriyor. Bu davaları baştan sona takip eden avukatlara vekâlet ücretine hükmedilmemesini doğru bulmuyoruz, bence bu uygulamadan vazgeçmelisiniz.
Ben, konuşmamın devamında başka bir kamusal sağlık konusuyla ilgili birkaç şeyi söyleyeceğim. Linç öznesi hâline getirdiğiniz sevgili Şebnem Korur Fincancı'yla... Şebnem Hoca iyi bir adli tıp uzmanı, uluslararası saygınlığı olan bir bilim insanı; aynı zamanda, yaptığı işi daha ayrıntılı, daha farklı bir gözle görebilmek için arkeoloji eğitimi de almış birisi. Gerçekten ilham verici bir hikâyesi var, zamanım yettiğince anlatmaya çalışacağım. Adli Tıp Uzmanları Derneğinin, Türkiye İnsan Hakları Vakfının ve Ceza Hukuku Araştırmaları Derneğinin kurucuları arasında yer alıyor. Türk Tabipleri Birliğinde, İstanbul Tabip Odasında, Türk Patoloji Derneğinde, İnsan Hakları Eğitimi On Yılı Ulusal Komitesi Cezaevleri Çalışma Grubunda, Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulunda, Forensic Science Society'de, Academie Internationale de Medecine Sociale'da, International Academy of Legal Medicine'da, New York Academy of Sciences'ta uzun yıllar görev almış bir bilim insanı.
Şebnem Hoca ilk kez gözaltına alınmadı, ilk kez tutuklanmadı. Daha önce, 2016 yılında, kapatılmak istenen, susturulmak istenen Özgür Gündem gazetesinde nöbetçi yayın yönetmeni olarak görev yaptığı için de gözaltına alınmıştı, tutuklanmıştı; o gün de basın özgürlüğünü savunuyordu. Çok sayıda işkence iddiasını araştırdı Şebnem Hoca, bunları aydınlattı. Hangi mahalleden, hangi inanıştan olduğuna hiç bakmadı; katil mi, terörist mi demedi, gerçeği açığa çıkarmaya çalıştı. Uğur Mumcu cinayetinin sanıkları için de işkence iddialarının araştırılması gerektiğini savundu; o zaman da bir mahalle tarafından linç edilmeye çalışılmıştı. Dediğim gibi Şebnem Hoca çok sayıda işkence iddiasını araştırdı ve ortaya çıkarılmasını sağladı. Adli Tıp Kurumunu devletin icraatlarını onaylayan ya da aklayan bir kurum olmaktan çıkarıp insan haklarının, insan hakları mücadelesinin önemli bir parçası hâline getirmeye çalıştı.
Şebnem Hoca daha büyük bir ilham kaynağıdır. Bakın, ben sadece bir olayı anlatacağım.
İSMAİL TAMER (Kayseri) - "İlham kaynağı" dediğin bir teröristtir, terörist!
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) - Doktorum lütfen dinle, meslektaşının hikâyesini dinle.
2012 yılında Bahreyn'de bir genç öldürülür. Bu gencin tanınmış bir ailesi vardır; boğularak öldürüldüğü söylenir ama aile çocuklarının iyi bir yüzücü olduğuna, boğulmadığına inanır. Bunun için Uluslararası Adli Tıp Kurumu uzmanlarına başvurur, onların gelip araştırmasını ister, Bahreyn Hükûmeti buna izin vermez. Daha sonra Birleşmiş Milletlerin işkence özel temsilcisi gelip araştırma yapmak ister, Bahreyn Hükûmeti buna da izin vermez. Şebnem Hoca, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları vizesiz olarak gidebildiği için turist gibi Bahreyn'e gider. Daha sonra aileyle görüşür, aile cenazeyi henüz, yeni teslim almıştır, defnetmek için mezarlığa götürmek üzeredir. Tanınmamak için yerel kıyafetlerden giyer ve taziye için gelen insanların arasına karışır. Cenazenin defnedilmeden önce götürüldüğü yerde otopsi yapar gizlice ve otopsi sonucunda bazı parçaları alır ve o parçaları yine gizlice Türkiye'ye getirir ve bu inceleme sonucunda...
ALİ MUHİTTİN TAŞDOĞAN (Gaziantep) - Yasal mı?
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) - Sevgili Doktorum, bir doktor olarak siz de dinleyin, insanlar nelerle uğraşıyormuş.
ALİ MUHİTTİN TAŞDOĞAN (Gaziantep) - Doktorlar için ne yapmış? Doktorlar için ne yapmış?
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) - Türkiye'ye gelir, bu parçaları getirir ve o gencin elektrik verilerek bilincinin kaybettirildiğini ve bu şekilde suya atılıp boğulduğunu ortaya çıkarır. Dünyanın her yerinde, sadece Türkiye'de değil dünyanın her yerinde işkenceyi...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkan.
Dünyanın her yerinde, hangi mahalleden olursa olsun, kimden olursa olsun, kimden gelirse gelsin işkenceyi ortaya çıkarmak için mücadele etmiş, özgürlüğünü riske atmış bir bilim insanından bahsediyoruz.
Sartre'nin hikâyesini biliyorsunuz, Fransa'nın Cezayir'de işlediği savaş suçlarına karşı çıktığı için linç edilmek istenir Le Monde'da verdiği ilanlar yüzünden. O zaman De Gaulle der ki: "Sartre Fransa'dır." Bizde diyoruz ki: "Şebnem Hoca Türkiye'dir. Her zaman onurla yâd edilecektir." (HDP sıralarından alkışlar)