| Konu: | Şehit olan Mustafa Öztürk, İsmail Esmer, Fırat Güner ile Halil Yıldız'a, Azerbaycan'ın Zafer Günü'ne, İngiltere'de düzenlenen Dünya Artistik Jimnastik Şampiyonası'nda altın madalya kazanan millî sporcu Adem Asil'e, tarım danışmanlarının sorunlarına, Zonguldak Kilimli'de özel bir maden ocağında meydana gelen patlamaya, taşeronların kadro sorununa ve Samsun'un Ayvacık ilçesinin Tiryakioğlu Mahallesi'nde şehit Ali Altun'un evine giden yola ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 17 |
| Tarih: | 08.11.2022 |
ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Öncelikle iyi bir hafta dileyerek sözlerime başlamak istiyorum.
Irak'ın kuzeyinde devam eden Pençe-Kilit Operasyonu'nda hain terör örgütü PKK-PYD'nin saldırılarıyla şehit olan askerlerimiz Mustafa Öztürk, İsmail Esmer, Fırat Güner ve Halil Yıldız'a Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum, kederli ailelerine sabır temenni ediyorum. Aziz milletimizin başı sağ olsun. Bu vesileyle PKK terör örgütünü bir kez daha nefretle lanetliyorum.
Bugün, Azerbaycan'ın Karabağ'da Ermenistan tarafından işgal edilen topraklarını tekrar vatan yapmak için kırk dört gün süren Karabağ savaşının kazanıldığı Zafer Günü'dür. Kardeş ülke Azerbaycan'ın Zafer Günü'nü tebrik ediyor, bağımsızlık uğruna can veren tüm Azerbaycan askerlerini rahmetle yâd ediyorum.
Azerbaycan halkını muhabbetle selamlıyor, en derin sevgilerimi iletiyorum.
İngiltere'de düzenlenen Dünya Artistik Jimnastik Şampiyonası'nda halka aletinde altın madalya kazanarak bayrağımızı göndere çeken millî sporcumuz Adem Asil'i tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2009 yılından beri Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde veya ziraat odalarında görev yapan tarım danışmanları maalesef bir kısım sorunlar yaşıyor ve bu sorunlar görmezden geliniyor. Biz bu konuları defalarca gündeme getirdik İYİ Parti Grubu olarak, Meclis araştırma önergeleri de verdik. Buradaki olay şu: Bu birliklerde veya odalarda çalışan ziraat mühendisleri, ziraat teknikerleri var. Bakanlık bunlara, kişi başına belli bir ödenek veriyor ve şu anda, mesela 2023 yılı için kişi başına verilen brüt ödenek yıllık 72 bin lira. Bunun neti yaklaşık 3.500-4.000 liraya geliyor. Yani şu anda asgari ücretin 5.500 ve yetersiz olduğu bir ortamda ziraat mühendislerini 3.500-4.000 lira gibi bir şeye çalıştırmak durumunda kalıyor buradaki insanlar. Üzerini de birlikler veya odalar karşılasın deniliyor, zaten onların öyle bir imkânı yok. Dolayısıyla burada hakikaten ciddi bir mağduriyet var. Asgari ücretin altında bir mühendis çalıştırma gibi bir şey kabul edilemez. Bu insanlar geliyorlar, dertlerini anlatıyorlar, işte bir kısım eylemler yaptılar fakat anlaşılmaz bir şekilde buna karşı Hükûmet kulaklarını tıkıyor. Şimdi, bunlar ne iş yapıyor? Yani tarımda ciddi bir verimlilik problemimiz var; hakikaten onların aşılması yönünde tabii, esas bu danışmanların, bu insanların istihdam edilmesi, motivasyonunun güçlü tutulmasının milletimize faydası var, çiftçimize faydası var. Bunlar niye görülmüyor? Bunu anlamak mümkün değil. Dolayısıyla, buradan biz Hükûmete bir kez daha sesleniyoruz: Bu insanların sesine kulak verin. Ha, sayıları çok fazla değil. Bakın, biz bunu siyasi bir konu olarak gündeme almıyoruz; bin kişi. Ya, bin kişinin tamamının oyunu İYİ Parti alsa ne olur almasa ne olur. Meseleye bu şekilde bakmamak lazım. Bir kişi bile olsa bir yerde bir mağduriyet varsa iktidarın o mağduriyeti gidermesi gerekir. Sayın Elitaş, yani 3.500 liraya bir ziraat mühendisi devlet adına istihdam ediliyor. Böyle bir şey kabul edilebilir mi? Niye bu insanların sesine kulak verilmiyor? Bunu anlamak mümkün değil. Defalarca gündeme getirdik, Genel Başkanımız gündeme getirdi; bakın, yine söylüyoruz; yapılan bir şey yok. Lütfen, bu konuda sizden istirhamımız, konunun üzerine düşünülmesi ve bu konunun çözülmesidir. Siz çözmezseniz zaten inşallah çok yakında bunların hepsini biz çözeceğiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim.
Geçtiğimiz hafta sonu Zonguldak Kilimli'de özel bir maden ocağında patlama meydana geldi -bakın, şimdi Amasra'dan sonra tekrar bir patlama- 2'si ağır 4 madencimiz yaralandı. Yaralı madencilerimize Cenab-ı Allah'tan şifalar temenni ediyorum, geçmiş olsun diyorum. Tabii, patlamanın gece yarısı, vardiya bitiminden sonra olması yaşanacak büyük bir felaketin önüne geçti. Yani vardiyada olmuş olsaydı bugün tekrar burada herkes, işte hepimiz ağıtlar yakacaktık; olabilecek felaketi, artık orasını siz düşünün. Soma faciasından sonra tedbir alınmamış, Amasra patlaması meydana gelmiştir. Amasra patlamasından sonra ise uzun süre yetkililerden hesap sorulmamış, gerekli adımlar ivedilikle atılmamış ve dosya kapatılmaya, deliller karartılmaya çalışılmıştır. Amasra'daki maden ocağı için hazırlanan bilirkişi raporu incelendiğinde, havalandırmanın yetersiz olduğu, metan ölçümünün yapılmadığı, uyarılara rağmen iyileştirmelerin gerçekleştirilmediği belirlenmiştir. Tüm bu ihmal zincirleri devam ederek katlanmış ve geçtiğimiz hafta sonu Zonguldak'ta da -az önce ifade ettiğim gibi- bir patlama meydana gelmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) - Hükûmet, fıtrat inancını suistimal ederek maden ocaklarının güvenliğini sağlamamaya devam etmektedir; Türkiye'nin dört bir yanındaki, yerin yüzlerce metre altındaki maden işçilerimizin hayatları risk altındadır. AK PARTİ iktidarı, maden ocaklarında denetimleri artırmak ve gerekli tedbirleri almak için daha nasıl bir felaket olmasını, daha kaç canın verilmesini beklemektedir? Madencilerimize sesleniyorum: Kendinizi yalnız hissetmeyin, sahipsiz değilsiniz. İYİ Parti olarak, sizlerin huzurla çalışması için mücadele etmeye, karanlık madenlerde yolunuza ışık tutmaya devam edeceğiz. Hükûmeti bir kez daha uyarıyorum: Maden ocaklarında göz göre göre gelen felaketlere "kader" diyemezsiniz; ya ivedilikle gerekli tedbirleri alın ya da tedbir alamıyorsanız çekip gidin, milletin başına bela olmayın.
Şimdi, Sayın Başkan, toplumda bekleyen bir sürü sorun var, kitlelerde sorunlar var. Özellikle, son günlerde sosyal medyada çok fazla gündem olan hususlardan bir tanesi de yine bu taşeron meselesi. Hükûmet, biliyorsunuz, taşeronlara kadro verilmesi konusunda, geçmişte, o zamanki muhalefet partilerinin de katkılarıyla bir adım atmıştı fakat burada ciddi adaletsizlikler yapılmıştı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayalım.
ERHAN USTA (Samsun) - Toparlayacağım.
Şu anda kimlere verildi mesela? Kiralık araç şoförleri. Ya, mesela, eski Başbakanlıktaki kiralık araç şoförlerine kadro verildi, onun dışındaki kiralık araç şoförlerine kadro verilmedi. Böyle bir adaletsizlik kabul edilebilir mi? Bunlar on yıldır, on beş yıldır devlet adına çalışıyor. Benim eski kurumda da on beş yıldır, yirmi yıldır, artık devletin bir personeli gibi çalışan ama taşeron üzerinde çalışan insanlar vardı, şoförler vardı; bunların hiçbirisi kadro alamadı. Hastane bilgi sisteminde çalışanların bir kısmı kadro alamadı, belediye işletmelerinde çalışanlar alamadı, KİT'lerde çalışanlar alamadı, işte Karayolları danışmanlık hizmetinde -Karayolları biliyorsunuz bir danışmanlık hizmeti alıyor, müşavir firmalardan alıyor- burada çalışanlara da yine kadro verilmiyor. Bu meseleler artık çözülsün, adaletsizlikle bir yere varmak mümkün değildir. Bu insanların her gün her gün bu işlerle uğraştırılması yerine işlerine odaklanması lazım, bu meselenin çözülmesi lazım.
Bir de spesifik bir konuyu gündeme getirmek istiyorum ama buradan genele gitmek için yapıyorum. Şimdi, şehitler başımızın tacı, gaziler başımızın tacı, bunu hepimiz söylüyoruz, Hükûmet de söylüyor. Ya Samsun'da mesela küçük bir olay var Sayın Başkan. Samsun'un Ayvacık ilçesinin Tiryakioğlu Mahallesi'nde Şehit Ali Altun'un evine giden yol, çamurlu bir yol; yol yok daha doğrusu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
ERHAN USTA (Samsun) - Yani tamamen çamurlarla kaplı bir yol. Üç yıl önce buraya söz verildi, üç yıldır bu yol yapılamıyor, tamamı 600 metre. Yani konu artık herkese aksetmiş durumda, medyaya düştü, Vali Bey'i ben bizzat aradım, işte büyükşehirin sorumluluğundaki bir mesele bu. Yani bunlar niye yapılamıyor? Yani şehide saygı başka nasıl olabilir? Ya, 600 metre yolu nasıl bir devlet yapamaz? Yani şehidine, şehidin ailesine niye sahip çıkılmıyor, bunu anlamak mümkün değil. Ben, Sayın Valiye bu konuyu anlattım, meseleyi gönderdim. Bir de şu var: Bir protokolle 30 milyon lira para, bu yıl Samsun Valiliğinden Büyükşehir Belediyesine bu tür yolların yapımı için aktarıldı. "Ya, hiç olmazsa -para da verdiniz- şunun yapılmasını sağlayın." diye kendilerine de söyledik ama hâlâ yapılmış değil. Şimdi, en son geldikleri noktada "Sezon bitti." deniliyor. Yani üç yıldır bu sezon hiç gelmedi mi? Başka yerlere yol yaparken sezon var da bu şehit ailesinin evinin yolunu yaparken nasıl sezon bitiyor? Buradan, biz, İçişleri Bakanından açıklama bekliyoruz.
Teşekkür ederim.