| Konu: | Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 19 |
| Tarih: | 10.11.2022 |
ULAŞ KARASU (Sivas) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bugün 10 Kasım, Ulu Önder'imiz Mustafa Kemal Atatürk'ün ebediyete intikal edişinin 84'üncü yıl dönümü. Kurtuluş Savaşı'mızın liderini, eşsiz siyasi ve askerî dehayı, kurucu ve ebedî Genel Başkanımızı saygıyla anıyorum.
Değerli milletvekilleri, bu önemli günde cumhuriyeti en fazla sahiplenen inanç topluluklarından biri olan Alevilerle ilgili düzenlemeyi görüşüyoruz. O kadar sahiplenilmiş ki ibadethanelerine Mustafa Kemal Atatürk'ün fotoğrafını koyarak bu ülkeyi, cumhuriyeti ve Ulu Önder'i benimsediğini, bağrına bastığını görebildiğimiz bir inanç Alevilik. Öyle ki cemevine girdiğinizde Hazreti Ali'nin, Hacı Bektaş Veli'nin tasvirlerinin yanında Mustafa Kemal Atatürk'ün fotoğrafını görürsünüz. Böylesine bir sahiplenme sadece bu topraklara ve Alevilere özgüdür. Yüzyıllardır bu topraklarda yaşamış, var olmuş, bu toprakları savunmuş, canını vermiş, Anadolu'yu erenlerin diyarı yapmış, bir avuç toprağında dahi hakkı olan bir inançtan ve bu inancın temsilcilerinden bahsediyoruz ama gelin görün ki biz bunlardan bahsederken AKP zihniyeti Alevilikle ilgili düzenlemeyi bir torba yasanın içinde getirecek kadar fütursuz olabiliyor. Üstelik Alevilerin taleplerine kulak tıkayan bir teklifi, Alevi federasyonlarını, Alevi örgütlerini muhatap almayan bir teklifi, Alevileri ötekileştirmeye devam eden bir teklifi, Alevilerin talepleriyle alakası olmayan, kendi akıllarınca ağızlara bir parmak bal çalmaya çalışan bir teklifi Meclise getirmeye cüret edebiliyorlar.
Değerli milletvekilleri, Alevilerin talepleri net; cemevlerinin ibadethane statüsüne alınması, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanması yani "ama"sız, "fakat"sız, eşit yurttaşlık hakkı. (CHP sıralarından alkışlar)
Milyonlarca Alevi yurttaşımız cemevlerini ibadethaneleri görüp ibadetlerini cemevlerinde yapıyor, lokmalarını cemevlerinde dağıtıyor, matemlerini cemevlerinde yaşıyor ama iktidar, milyonların "İbadethanemiz." dediği cemevlerini ibadethane olarak görmüyor. Peki, ne olarak görüyor? Kültürevi. Siz şimdi, burada da Aleviliği kültürle bağdaştırıp bin yıldır bu topraklarda her türlü baskı ve zulme karşı inançlarını sürdüren Alevileri yok saymak istiyorsunuz, yok sayarken dizayn etmeyi de ihmal etmiyorsunuz. Öyle bir dizayn ki bu; Cumhurbaşkanının gittiği cemevinin şekli şemaili değiştiriliyor, Alevilerin talebi sadece aydınlatma, su, personel gibi giderlerin karşılanması olarak gösteriliyor, Aleviliğe kültür gömleği giydirilip inanç ve mezhep temelinden çıkarılıyor, Alevileri devlet kademelerinden uzaklaştırıp, bir vali, bir bakan görevlendirmeyip bu açılımdan sonra transfer ettiğiniz bir vekiliniz var. Bu dizayn, bu mezhep mühendisliği tutmaz, elinizde patlar. Hiç merak etmeyin, Aleviler de zaten bu oyuna gelmezler.
Değerli milletvekilleri, iktidar-Alevilik-kültür üçgeni o kadar garip bir hâl aldı ki iktidar için, 35 aydının can verdiği Madımak Oteli, kültür merkezi; Alevilerin ibadethanesi olan cemevleri de kültür mekânı oldu. Alevilerin temel hak ve eşit yurttaşlık talepleri gündeme geldiğinde AKP'liler kültür damgasını yapıştırıp işten sıyrılmaya çalışıyor. Bunu yaptığınız sürece Aleviliği de Alevileri de Alevilerin taleplerini de anlama şansınız yok. Neye karşısınız da "ibadethane" kelimesi size bu kadar uzak? Hazreti Ali'ye mi karşısınız, ehlibeyte mi, 12 imama mı karşısınız, Hacı Bektaş Veli'ye mi, dört kapıya kırk makama mı, "Eline, beline, diline sahip ol." diyen düstura mı karşısınız? (CHP sıralarından alkışlar)
Bakın, 3 Temmuz 2020 Levent Camisi açılışında konuşan Genel Başkanınız şunları söylemiş: "Biz ülkemizdeki hâkim inanç grubu olan Müslümanların ve diğer dinî inançlara mensup olanların da hakkını, hukukunu korumaya devam edeceğiz." Milyonlarca insan sadece dinî inançlarından dolayı hayatlarına kastedilmesi dâhil her türlü baskıya maruz kalıyor. Asıl bakılması, üzerinde durulması, tedbir alınması gereken yer burasıdır.
Dünyaya gösteriş yapan Erdoğan içeride ne yapmış peki? Cemevine "cümbüşevi" demiş, cemevine "ucube" demiş, yetmemiş, Aleviliği seçim meydanlarında yuhalatmış. Ey Erdoğan, baştakini söyleyen de sensin, sondakini söyleyen de sen. Hangi sözüne inanalım senin?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
ULAŞ KARASU (Devamla) - Mahzuni ne güzel söylemiş:
"İkrar verdin, ikrarını çiğnedin,
Hayatında helal lokma yemedin,
Hacı Bektaş, Mevlâna'da işin ne?
Açtın Mahzuni'ye yürek yarası,
Dünyanın fitnesi, yüzler karası,
Hüseyin'de, Kerbelâ'da işin ne?"
Seçim yaklaştı, iktidarınız zorda. Yirmi yılın sonunda Aleviler aklınıza geldi. Ama bilin ki hiçbir Alevi 3 torba çimentoya, 100 metrekare parke taşına, vereceğiniz üç beş kadroya, elektrik yardımına inanıp ne cumhuriyetten vazgeçer ne devrimlerden vazgeçer ne de Mustafa Kemal Atatürk'ten vazgeçer.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)