| Konu: | Taksim'de gerçekleşen hain terör saldırısına, İçişleri Bakanının yaptığı açıklamaya, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Cumhuriyet Bayramı'na, Ahıska sürgününün 78'inci yıl dönümüne, Tip 1 diyabet hastası çocukların 14 Kasım Dünya Diyabet Günü dolayısıyla kendilerine ve Meclis Başkanına yaptıkları ziyarete ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 20 |
| Tarih: | 15.11.2022 |
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Taksim'de gerçekleşen hain terör saldırısını lanetliyoruz, acımız çok büyük. Saldırıda hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz; milletimizin başı sağ olsun diyoruz.
Türkiye'de bir evladımızın canı yanıyorsa Türkiye'nin canı yanıyor demektir. Türkiye'de biz bir evladımızı kaybettiysek aslında herkes kendi ailesinden bir kişiyi kaybetmiştir. İçimizi yakan bu olaylarla ilgili ağzımızdan çıkan sözlere dikkat etmeliyiz. Hele ki devlet makamında bu konuyla ilgili yerlerde olan insanlar sözlerinin nereye gittiğini bilmek zorundadırlar. Gerçekten böylesine vahim bir olayla ilgili -terörün kimden geldiği, nasıl geldiği- lanetlenmesi gereken bir olayla ilgili "Biz bu olayda mahcubuz." diyen bir İçişleri Bakanı varsa bu İçişleri Bakanına söylenecek tek bir söz vardır: İçişleri bakanları mahcup olmazlar, İçişleri bakanları gereğini yaparlar, gereğini yapamıyorlarsa da o koltukta oturmazlar. Senin mahcubiyetin eğer bu ülkenin evlatlarının canıyla ödeniyorsa o zaman senin mahcubiyetinin bizim nezdimizde hiçbir karşılığı ve değeri yoktur. Bütün terör örgütlerini lanetliyoruz. Türkiye güçlü bir ülke, istihbaratı güçlü bir ülke, Emniyet teşkilatı güçlü bir ülke. Biz Emniyet teşkilatımıza güveniyoruz, ülkemizin istihbaratına güveniyoruz fakat güvenmediğimiz kişi, onların koordinasyonunun başında olan İçişleri Bakanının tam da kendisidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Peki, bunun örneklerinden bir tanesi nedir? İçişleri Bakanı bir açıklama yapıyorsa ilk önce iktidarının kendi içinde bir değerlendirme yapması gerekir. Eğer Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir Bakanı böyle bir vahim terör olayından sonra "Bunun arkasında Amerika vardır ve onu lanetliyoruz." diyorsa Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına derhâl kapalı oturum talep ederiz. Gelsin, burada, Amerika'nın olduğuna dair delilleri koysun. Boyutu ne olursa olsun, hangi ülke olursa olsun evlatlarımız için dünyada, başta Amerika da dâhil olmak üzere, hesap sormayacağımız hiçbir ülke yoktur. (CHP sıralarından alkışlar) Öyle o sözü söyleyip ondan sonra AKP'nin Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı Biden'ın taziyesini kabul ediyorsa o zaman bu aradaki çelişkiyi Türkiye Büyük Millet Meclisine ve milletimize açıklamak durumundadırlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Böyle bir ciddiyetsizlik olmaz, böyle vahim bir olay karşısında böyle bir ciddiyetsiz tavır kesinlikle kabul edilemez. Onun için biz bu terör olaylarının; ardı arkası kesilmeyen, bitmeyen terör olaylarının hesabını soracağız, hangi noktaya varılması gerekiyorsa o noktaya kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Ucunda Amerika varsa, geliriz, burada Türkiye Büyük Millet Meclisinde aldığımız kararlarla gereğini yaparız; eğer ucunda Amerika yok, Soylu bu şekilde ciddiyetsiz bir davranış içerisindeyse o zaman bu ülkenin Cumhurbaşkanı o İçişleri Bakanıyla ilgili gereğini yapmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Değerli arkadaşlarım, bugün aynı zamanda 15 Kasım, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Cumhuriyet Bayramı. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kurucu Cumhurbaşkanı Sayın Rauf Denktaş'ı ve bu uğurda mücadele veren tüm kahramanlarımızı saygı ve rahmetle anıyorum.
Değerli arkadaşlar, 14 Kasım 1944 Ahıska sürgünü; Ahıska sürgününün 78'inci yılında, hayatını kaybeden kardeşlerimizi rahmetle anıyoruz, ruhları şad olsun.
Dün, Meclis grubumuza bir grup çocuk, hocalarımızla birlikte ziyarete geldiler. Tip 1 diyabet hastası çocuklarımız, Türkiye Diyabet Vakfının değerli yöneticileriyle birlikte 14 Kasım Dünya Diyabet Günü dolayısıyla bizleri ve Meclis Başkanımızı ziyaret ettiler.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Çocuklarımızı Mecliste ağırlamak onlarla ilgili umutlarımızı ve çalışma azmimizi tazeliyor. Biz, tüm milletimiz için ama en çok da çocuklarımız için çalışıyoruz. Onlara güzel bir hayat, gelecek sunabilmek için mücadele ediyoruz. Dün Meclise gelen Tip 1 diyabet hastası çocuklarımızı gördüğümde gözlerim doldu. Çocuklarımızdan 2'si kendileri ellerinde bulundurdukları ölçüm aletleriyle sık sık şekerlerini kontrol ediyorlardı, 1'i hafif baygınlık geçirdi. Geleceğimizin sahibi olan çocuklarımızın, sahip çıkmamız gereken çocuklarımızın bugün sürdürdükleri hayattan daha iyisini hak ettiklerini düşünüyoruz. Basit bir adımla Türkiye Cumhuriyeti bunu sağlayabilir. Türkiye Cumhuriyeti'nin...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Başkan.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı yedi ay önce bu çocuklarımızla ilgili söz verdi. Meclis Başkanımızın bu konuyla ilgili açıklamaları var. Tip 1 diyabet hastası 0-18 yaş arasındaki tüm çocuklarımızın elektronik glikoz ölçüm sensörü SGK'nin geri ödeme kapsamı içerisine alınmalıdır. Bunların hepsi 40 bin kişi. Bu ülkede mevcut bütçemizde -bütçeyi konuşuyoruz- çocuklarımızın geleceği ve sağlığıyla ilgili ufacık bir pay ayırmayacağız da nereye pay ayıracağız? Bununla ilgili Adalet ve Kalkınma Partisinin Sayın Grup Başkan Vekilleriyle ve diğer siyasi partilerle bir görüşme yapmaya hazırız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - İster kendileri bu konuyla ilgili bir adım atsınlar ve biz arkalarında duralım isterlerse hep beraber bu konuda bir adım atalım, bu çocuklarımızın hayata umutla bakmasını sağlayalım.
Hepinize teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)