| Konu: | Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 20 |
| Tarih: | 15.11.2022 |
MHP GRUBU ADINA TAMER OSMANAĞAOĞLU (İzmir) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
364 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin ikinci bölümü üzerine konuşmak üzere Milliyetçi Hareket Partisi adına söz almış bulunmaktayım.
Sözlerimin başında Taksim'de PKK/YPG terör örgütü tarafından gerçekleştirilen alçak saldırıda hayatını kaybeden vatandaşlarımıza rahmet, yaralılarımıza acil şifalar, kıymetli ailelerine de sabır diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun.
Ayrıca, Türklüğün kıtaları aşan yürüyüşünü batı denizinde devam ettiren, Türk milletinin Kıbrıs Adası'ndaki güçlü nefesi olan, Ergenekon'da dağları eriten, aklı Akdeniz'in sıcak sularında ilk günkü ferasetle yaşatan Kıbrıs Türklüğünü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 39'uncu yıl dönümünde gurur ve coşkuyla selamlıyorum.
Hiç şüphe yok ki millî bekadan bahsedeceksek Kıbrıs Türklüğünün varlığı bekamızın yaşam pınarı, Türk asrından bahsedeceksek Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin mevcudiyeti Türk asrının en önemli sacayaklarından biri olacaktır. Ne mutlu ki dünya kamuoyu tam da Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kuruluş yıl dönümüne rastgelen bir zamanda Türk dünyası için gurur verici bir hadiseye de şahitlik etmiştir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Türk Devletleri Teşkilatına gözlemci statüsünde kabul edilmiş, Kıbrıs'ın Türk dünyasının ayrılmaz bir parçası olduğunun Türk devlet teşkilatları tarafından da teyit edildiği tekrar ortaya çıkmıştır.
Kıymetli milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz kanun teklifinin 19'uncu maddesiyle birlikte hizmet ihracıyla önemli bir alanda ehemmiyetli bir yer tutan, İstanbul Finans Merkezi bölgesinde faaliyet gösteren kurumların yurt dışından satın alınan malları Türkiye'ye getirmeksizin yurt dışında satmalarından veya yurt dışında gerçekleşen mal alım satımlarına aracılık etmelerinden sağladıkları kazancın yüzde 50'sinin kurum kazancından indirilmesine imkân vermektedir. Diğer yandan, kamulaştırılmada uyuşmazlıklar sebebiyle yargı yolundan kaynaklanan ve uygulamayı uzatan bazı sorunlar da kanun teklifiyle birlikte giderilmektedir. Uyuşmazlığa konu olan arazilerin üzerinde yapı olup olmadığına bakılmaksızın düzenlemeyle birlikte bütün bu uyuşmazlıkların adli mahkemelerin çalışma alanına girmesi sağlanmakta, idare mahkemelerinde bulunan dosyalar da adli mahkemelere taşınarak vatandaşlarımızın sürüncemede kalan işlemlerinin hızlanmasına vesile olacaktır. Hâlihazırda adli mahkemelerde olan 8.434 dosyaya ilaveten 3.343 dava dosyası daha adli mahkemelere aktarılacak, tek elden işlemler sürdürülecektir.
Ayrıca, bu kanun teklifiyle birlikte önemli bir eksiklik daha giderilmektedir. Kömür ve linyit maden kazalarında hayatını kaybeden vatandaşlarımızın yakınlarına verilen haklar ve bu haklarla ilgili düzenlemeler bulunmaktadır. Mevcut düzenleme, 2003-2014 yılları arasında maden kazasında vefat edenleri kapsıyordu; gerçekleştirdiğimiz düzenleme hem 2003 öncesi hem de 2014 sonrasında vefat eden maden şehitlerimizin yakınlarını da kapsama alanına almaktadır. Maden şehitlerimizin varsa prim borçları terkin edilmekte, hiçbir şart aranmaksızın yakınlarına aylık bağlanması sağlanmaktadır. Bu düzenlemeden faydalanacak 1.500 maden şehidi ailemizin sorununun ortadan kaldırılması son derece yerindedir.
Bir diğer düzenleme ise Fiyat İstikrarı Komitesinin kurulmasıdır. Ekonomik dalgalanmaların tüm dünyada kendisini gösterdiği, beşeriyeti topyekûn etkilediği bir dönemde Fiyat İstikrarı Komitesinin kurulmasını önemli görmekteyiz. Fiyat istikrarını sağlamaya yönelik yapısal politika önerileri geliştirecek, istikrarı tehdit eden riskleri takip ederek alınması gereken önlemleri belirleyecek, kamu tarafından belirlenen ya da yönlendirilen fiyatların, fiyat istikrarı odağında uygulamasını sağlamaya yönelik kararlar almak gibi görevleri olacak Fiyat İstikrarı Komitesinin kurulmasını da yerinde gördüğümüzü ifade etmek isterim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 364 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin getirdiği en önemli düzenlemelerden biri de 15, 16, 17, 18 ve 20'nci maddelerde kendisine yer bulan, cemevleriyle ilgili düzenlemelerdir. Anadolu, milletleri öğüten, medeniyetleri eriten, kültürleri tarihin tozlu sayfalarından kaldıran ama bin yılı aşkın süredir bağrını açtığı Türk milletinin yüreğinde eşsiz bir yer edinen muhteşem bir coğrafyanın Türkçe adıdır. Hiç şüphe yok ki bu toprakların Türk'e duyduğu sahiplenmenin, Türk'ün bu topraklara duyduğu aşkın bin yıldır sürmesinin de bundan sonra sürecek olmasının da en önemli sebebi, Türk milletinin hiçbir zaman ikbalini istiklalinin önüne koymamış olmasıdır. Bu topraklar, Türk milletinin insanlık tarihindeki binlerce yılda kazandığı tecrübelerle yoğrulmuş, birlik hazinesi gibi eşsiz bir lütufla çelikleşmiş, aynı duaya amin diyen yüreklerin varlığıyla sadece Türk dünyasına değil, tüm insanlığa yol gösteren Kutup Yıldızı'nın doğduğu yer olmuştur.
Bugün, Türkistan'dan Türkiye'ye uzanan kutlu inanç halkasının gönlümüzdeki temsilcileri, Hoca Ahmet Yesevi'den el alan alperenlerin mirasçıları, Hacı Bektaş ocağında karılan manevi mayanın emanetçileri, Anadolu'dan Balkanlara kadar gönül coğrafyamızı vatan kılan ruhun asli cevherleri, ehlibeyt sevdalısı canlar için tartışmasız kıymetli olan cemevleriyle ilgili düzenlemeler de içeren teklifin görüşmelerini gerçekleştiriyoruz. Ne mutlu ki olağanüstü tarih şuurumuzun, mazi ile atiyi kavuşturacak olan müktesebatımızın ve mensubiyet şuuruyla varlığımızı armağan ettiğimiz Türklüğün fikrî ihtişamının sorumluluğu her zaman olduğu gibi yine bu kutlu çatı altında yerine getirilmektedir.
Açık bir şekilde ifade etmem gerekir ki töresinde sosyal adaletin en yüce uygulamalarını yaşatan Türk milleti, ne soyunu ne de asırlardır kılıcı ve kalemi olduğu başının tacı İslam dinini hiçbir zaman istismar aracı olarak kullandırmamıştır. Bu irade kimi zaman bengü taşlarda anıtlaşmış kimi zaman da fikrî ihtişamıyla zihinlerimizi aydınlatan beyitlerde kendini bulmuştur. Hazreti Hüseyin'in sızısı hepimizin yüreğini sızlatırken Hazreti Ali'nin feraseti aklımıza gelmiş, yüreğimizi ferahlatmıştır. Kerbelâ'nın ateşi hepimizin yüreklerini kor gibi yakarken erenlerin bilgeliği hatıralarımıza gelmiş, yüreklerimize su serpilmiştir. Kalbimiz daraldığında Şahı Merdan Hazreti Ali imdadımıza yetişmiş, umudumuz tükendiğinde ise "Ali'ye eza eden, bana eza eder." diyen iki cihan güneşi Efendimiz Hazreti Muhammed sevgisi ruhumuzda şifa olmuştur.
Bugün burada sergilediğimiz irade de canlarımızla aynı olan kader mevkimizin kazandırdığı iradedir. Hoca Ahmet Yesevi'den Hünkâr Hacı Bektaş Veli'ye uzanan köprü bu topraklarda payidar olma inancını hiçbir zaman kaybetmeyen, insanlığa huzur için gayret göstermek kararlılığından hiçbir zaman vazgeçmeyen Türk milletinin yegâne güvencesidir. Hünkâr Hacı Bektaş Veli'nin bir yanında aslan, bir yanında ceylan olan meşhur tasviri, beşeriyete bakış açımızın kaynağı, beşere duyduğumuz muhabbetin pınarıdır. Onun bu topraklara diktiği sevgi ve hoşgörü fidanı bugün ulu bir çınar olmuş ve o çınarın gölgesi hepimizi kapsayacak kadar büyük bir alanı kapsamıştır. Bu yüzdendir ki tutumumuz istismara kapalıdır, tutarsız ve sahte sahiplenmelere karnımız toktur. Siyasetimiz bu minval üzerine inşa edilmiş, karakterimiz de bu minval üzere tanzim edilmiştir. Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli'nin ifade ettikleri gibi Alevi İslam inancına sahip kardeşlerimiz bizim canımız, can beraberimizdir, cami de cemevi de bizimdir, hepimiz Müslümanız, Kerbelâ ortak sızımız, Hazreti Ali manevi büyüğümüzdür. "Akıl gibi mal, iyi huy gibi dost, edep gibi miras, ilim gibi şeref bulunmaz." diyen Hazreti Ali'nin sözü yolumuzu aydınlatan meşaledir. "Yol boyunca kül olmadan, Yâr nezdinde kul olunmaz." diyen Hoca Ahmet Yesevi'nin sözleri azmimizin kaynağıdır. "İlim beşikte başlar, mezarda biter." diyen Hünkâr Hacı Bektaş Veli'nin sözleri yolculuğumuzun parolası. "Maksudumuz yârdır bizim, geçtik ziynet kabasından, gencinemiz erdir bizim." diyen Balım Sultan sözleri ülkülerimizin anasıdır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi olarak, her zaman Alevi İslam inancına sahip vatandaşlarımızın taleplerine imkânlarımız ölçüsünde kulak verdiğimiz Milliyetçi Hareket Partili belediyelerimizin de yıllardır cemevlerinin yapımıyla ilgili, giderleriyle ilgili gösterdikleri hassasiyet kamuoyunun da malumudur. Siyesetüstü bir ahlakla sergilediğimiz bu duruşumuz bundan sonra da elbette devam edecektir. Yetmiş iki millete bir nazarla bakanların, hakikati görmesine kimse engel olamayacaktır. Hazreti Ali'nin celadeti olduğuna inancımız tamdır. İnanıyorum ki Türk asrına doğru gerçekleşen büyük yürüyüşümüzde Hacı Bektaş'ın kutlu nefesi bize iman ve iştiyak aşılayacaktır. Biz biliyoruz ki Alevi İslam inancına sahip vatandaşlarımız için "dost" kavramı çok mühimdir ve yine biliyoruz ki dost, birlikte yol yürünen, birlikte cefa çekilen kişidir, yol kardeşliği de bütün bağların üstünde gelir. Bu sebeple, kutlu hedeflere milletçe yürüdüğümüz bugünlerde aynı hedeflere, aynı azimle beraber yürüyecek olan dostlarımızı en kalbî duygularımla selamlıyorum.
Yine Hünkâr'ın "Gelin canlar bir olalım." deyişinde söylediği gibi "Özü öze bağlayalım/Sular gibi çağlayalım/Bir yürüyüş eyleyelim/Tevekkeltü taalallah" diyerek Yüce Meclisi saygılarımla selamlıyor, kanunun hayırlara vesile olmasını diliyorum. (MHP, AK PARTİ ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)