GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AK PARTİ GRUBUNUN, GENEL KURULUN ÇALIŞMA GÜN VE SAATLERİ İLE GÜNDEMDEKİ SIRALAMANIN YENİDEN DÜZENLENMESİNE; 12, 19 VE 26 MART 2013 SALI GÜNKÜ BİRLEŞİMLERİNDE BİRER SAAT SÖZLÜ SORULARIN GÖRÜŞÜLMESİNİ MÜTEAKİP KANUN TASARI VE TEKLİFLERİNİN GÖRÜŞÜLMESİNE; 6, 13, 20, VE 27 MART 2013 ÇARŞAMBA GÜNKÜ BİRLEŞİMLERİNDE SÖZLÜ SORULARIN GÖRÜŞÜLMEMESİNE; 5 MART 2013 SALI GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SÖZLÜ SORULAR VE DİĞER DENETİM KONULARININ GÖRÜŞÜLMEMESİNE; 426 VE 310 SIRA SAYILI KANUN TASARILARININ İÇ TÜZÜK?ÜN 91?İNCİ MADDESİNE GÖRE TEMEL KANUN OLARAK BÖLÜMLER HÂLİNDE GÖRÜŞÜLMESİNE İLİŞKİN
Yasama Yılı:3
Birleşim:73
Tarih:05.03.2013

SIRRI SAKIK (Muş) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Yani 28 Şubattan bugüne dek bu Parlamentoda çok ciddi tartışmalara tanıklık ediyoruz. Bugün 1 Mart tezkeresi de konuşuluyordu ama 1 Marttan sonra 2 Mart var. Bu Parlamentoda bir sivil darbe yapıldı yani haktan, adaletten, Allah korkusundan bahsedenler, işte "Millî iradeye karşı şunlar yapıldı." diyenler? 28 Şubatta arkadaşlarımızı dinledim, 28 şubat mağdurları bunu söylüyordu ama burada, bu Parlamentoda sivil bir darbe yapıldı. Bu darbe Kürt milletvekillerine karşı yapıldı, Kürtlerin demokratik zeminde sesinin kısılması için askerler ve sivil, siyaset dünyası el ele vererek bizi Parlamentodan aldılar. Dört gün burada kaldık ama ne yazık ki bu Parlamentoda bir tek insan çıkıp 2 Martla ilgili bir tek söz etmedi. Yani bugün 1 Mart tezkeresiyle ilgili bir barış sürecini baltalamaya, onu heba etmeye çalışanlar, eğer demokratsanız, eğer insan haklarından, hukuktan, demokrasiden bahsediyorsanız burada halkın iradesine karşı darbe yapıldı ve bu acı dolu yıllar yaşandı. Bakın, 28 Şubatta bir tek milletvekili tutuklanmadı ama 2 Mart darbesinde 6 milletvekili onlarca yıl cezaevinde kaldılar, tutuklandılar ve hâlâ onlarca milletvekili sürgünde, Avrupa'da ve dünyanın dört bir tarafında sürgün hayatı yaşıyorlar.

Demokrasilerde çifte standart olmaz. Eğer darbelere karşıysanız 28 Şubata da karşı olacaksınız, 27 Nisana da karşı olacaksınız, 12 Eylüle de, 12 Marta da. Siz bunlara karşı olduğunuzu söylüyorsunuz ama 2 Martta Kürtlere yapılan darbeye karşı olmadığınızı? Ne yazık ki Darbeleri Araştırma Komisyonu da bu noktada çok kötü bir sınav vermiştir. Bütün darbecileri buralara çağırıp o süreçte bu işin aktörü olanları alıp tek tek sorgulamışlar, dinlemişler ama 2 Martı gerçekleştirenlerle ilgili ne yazık ki bu Komisyon da üzerine düşeni yapmamıştır. 2 Martı sorgulamadan, 2 Martı yargılamadan biz bu ülkede hukuku, barışı inşa edemeyiz. Bakın, 2 Martın mağduru olan Sayın Hatip Dicle 1994'ten bugüne kadar hâlen cezaevindedir ve halkın iradesiyle seçilmiş bir milletvekilidir yani 2 Mart darbesiyle gerçekleştirilen operasyonlar? Bugünkü iktidar tarafından da "KCK operasyonu" adı altında 10 binin üzerinde insan cezaevindedir.

Eğer biz barış sürecinden, demokrasiden, toplumsal uzlaşıdan, karşılıklı bir helalleşmeden bahsediyorsak bu 2 Martı masaya yatırmalıyız. 2 Martın ruhuyla bu ülkede iç barışı sağlayamayız.

Bakın, 2 Martta olup bitenler uzun yıllar Kürt siyasetinin demokratik zeminde sesinin kısılması için yapılan bir operasyondu. O tarihte bizi alıp götürenler, bizim aleyhimizde bir tek delil bulamayanlar? Yargıçlar bunu iyi bilirler yani delilden tutuklama çıkar ama bizi alıp tutukladılar. Hatta bize 4 savcı -başsavcı dâhil olmak üzere- "Siz tutuklanmayacaksınız." dedi ama askerler emretmişti, bizi alıp götürüp tutukladılar, sonradan helikopterlerle bölgede suç oluşturmaya, delil oluşturmaya gittiler. Bu, Türkiye tarihinde bilinir ama kimse, adı "sosyal demokrat" mı, "demokrat" mı, "liberal" mi, "dinci" mi neyse, bu konuda sorun Kürtler olunca kılınız kıpırdamıyor. Böyle bir demokrasi olmaz.

O tarihte bunlar yaşandı, o tarihin mağdurlarıyız ve o tarihte eller kalktığında da bu kürsüde aynen şunları söyledik: "Bakın, siz, ilahlar emretti, askerler emretti el kaldırdınız. Biz gidiyoruz, biz haklı bir mücadelenin savunucularıyız, onun için buraya gelirken de çok geriye dönüp bakmadık. Biz, acı çekeceğimizi biliyoruz, gidip tutuklanacağımızı biliyoruz ama haklıyız, geleceğiz, geldiğimiz zaman siz de tarihin çöplüğünde olacaksınız." Bugün dönüp bakıyorum, o gün el kaldıranların hiçbiri bu Parlamentoda yok, hepsi tarihin çöplüğünde, apoletiyle öyle, başbakanıyla öyle. O dönem bu sürece kim ki o tarihte karar aldı, hepsi tarihin çöplüğünde.

Şimdi dostça söylüyorum: 12 Eylüllerden, 12 Martlardan hesap sormak ne kadar boynumuzun borcuysa, 2 Marttan da hesap sormak bizim boynumuzun borcudur.

Şimdi, buradan çıkıp bizi ırkçılık mırkçılıkla suçlayanlar, gidin aynada kendinize bakın, her tarafınızdan faşizm akıyor, bizi ırkçılıkla suçlamayın. Ben burada çıkıp ne söylediğimi iyi bilirim ve arkasındayım. Eğer siz çıkıp burada bir halkı aşağılayıp, diğer halkları yüceltip, diğer bir halkın acısını yüceltip, diğer halkın acılarını da yerlerde sürüklendirirseniz size çok lafımız var. Biz ona çıkıp cevap verdik. Siz çıkar dönüp dönüp burada bütün kimlikleri tek kimliğe hapsederseniz size sözümüz olur. Bizim ne Balkanlardan, ne Kafkaslardan veyahut da dünyanın dört bir tarafından burayı vatan edinen hiçbir insana karşı bir haksızlığımız, saygısızlığımız olmaz. Ama kime söyledik? Siz, Bosna'da zulme uğramış, Sırpların zulmüne uğramışsanız, Miloseviç'in zulmüne uğramışsanız ama gelip burada Türk kimliğine hapsolup ırkçılık yaparsanız, elinize satırları, baltaları alırsanız, Kürtlere saldırırsanız, Sırp ruhuyla Kürtlere hücum ederseniz size sözümüz olur, "Haddinizi bilin." deriz. Benim sözüm ırkçı ve milliyetçileredir.

OKTAY VURAL (İzmir) - Haddini bildiririz herkese.

SIRRI SAKIK (Devamla) - Yoksa bu coğrafyada halkların kardeşliğini içine sindiren hiç kimseye tek sözümüz yok.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Nasıl bir tahrik bu ya!

SIRRI SAKIK (Devamla) - Onun için, eğer siz Bursa'da Kürt mahallesine saldırırsanız?

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) - Ya, yalan söyleme, kim saldırıyor Kürtlere?

SIRRI SAKIK (Devamla) - ? eğer siz Sakarya'da saldırırsanız, eğer siz Afyon'da saldırırsanız ve sonra dönerseniz yani polis desteğiyle, Alperen, Ülkü Ocaklarının desteğiyle gidip saldırırsanız?

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) - Ya, yalan söylüyor, yalan. Var mı bir tespitin?

SIRRI SAKIK (Devamla) - Gidin, yalanı siz söylüyorsunuz.

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) - Var mı bir tespitin?

SIRRI SAKIK (Devamla) - Ben biliyorum efendim. Bakın, Hükûmete, açın bakandan sorun kimlerin yaptığını.

OKTAY VURAL (İzmir) - Sen devletin adamı mısın!

SIRRI SAKIK (Devamla) - Yalan siz söylüyorsunuz. Benim sözüm onlaradır.

Sevgili arkadaşlar?

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Sen Güneydoğudaki PKK caniliğinin hesabını ver önce.

SIRRI SAKIK (Devamla) - Siz hesap vereceksiniz siz.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Güneydoğuda öldürülen askerlerin, polislerin hesabını ver önce.

SIRRI SAKIK (Devamla) - Bakın, ölen asker ve polisin üzerinden?

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - PKK'nın oraya çıkmış propagandasını yapıyorsun.

SIRRI SAKIK (Devamla) - Polis ve askerin üzerinden siyaset yapmayın, sizi menederiz.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Hadi canım, sen yap, sen yap olur! Senin hakkın, olur!

SIRRI SAKIK (Devamla) - Bakın, ben yapmıyorum.

OKTAY VURAL (İzmir) - Sen Kandil adına siyaset yapıyorsun!

BAŞKAN - Sayın Korkmaz, lütfen?

SIRRI SAKIK (Devamla) - Bu ülkede sizin politikalarınızdır ki bu halkı?

OKTAY VURAL (İzmir) - Gidin ortaklarınızla konuşun, gidin.

SIRRI SAKIK (Devamla) - Bu savaş devam ediyorsa, bu kavga devam ediyorsa ret ve inkâr politikalarının yansımasıdır.

OKTAY VURAL (İzmir) - Ne reddi, ne inkârı?

SIRRI SAKIK (Devamla) - Neyi inkâr ediyorsunuz?

Ya, o çirkin sesinizi çıkarmayın be!

OKTAY VURAL (İzmir) - Doğu ve güneydoğuda katliam yapan PKK, Kürt kökenli insanları öldüren PKK.

SIRRI SAKIK (Devamla) - Şimdi, siz bakın, onlardan, eğer 30 bin, 40 bin, 50 bin insandan bahsediyorsanız, bunların 30 bini PKK militanı ve gerillasıdır.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - "Terörist" bile diyemiyorsun.

SIRRI SAKIK (Devamla) - Biz onların acısına da sahip çıkıyoruz, ölen askerin de acısına sahip çıkıyoruz.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Bak, "terörist" bile diyemiyorsun sen!

SIRRI SAKIK (Devamla) - Peki, bana söyler misiniz, 17.500 faili meçhulün katili kim? 3.500 köyü kim yaktı, söyler misiniz?

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Yazık! O da yalan çıktı.

SIRRI SAKIK (Devamla) - İşte, siz ve sizin zihniyetinizdir.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - O da yalan çıktı.

OKTAY VURAL (İzmir) - Al, Mardin Nusaybin?

SIRRI SAKIK (Devamla) - Sen ondan başka neyi bilirsin ya, neyi bilirsin?

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Sen neyi bilirsin?

SIRRI SAKIK (Devamla) - Her gün aynı şeyleri söylemekten başka neyi bilirsiniz?

OKTAY VURAL (İzmir) - Sen kandilini konuşuyorsun, kan dili!

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Tahrik etmekten başka, kardeşine kurşun sıkmaktan başka sen ne biliyorsun?

BAŞKAN - Sayın Korkmaz, lütfen?

SIRRI SAKIK (Devamla) - Onun için, bakın, bir barış süreci yaşanıyor.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Provokasyon yapmaktan başka ne bilirsin?

SIRRI SAKIK (Devamla) - Sevgili arkadaşlar?

Sayın Başkan, susturur musunuz.

Arkadaşlar, bir barış süreci devam ediyor. Bütün yollar denendi, bütün mücadele yöntemleri de denendi, ilk kez Türkiye'de Türkiye halkları barışa bu kadar yakındır. Barış karşıtları cephe oluşturacaklar, saldıracaklar.

OKTAY VURAL (İzmir) - Sizinle AKP barışçısınız, öyle mi?

SIRRI SAKIK (Devamla) - Bunlara teslim olmayacağız. Biz bu ülkede barışı inşa edeceğiz; ülkenin bütünlüğü içerisinde, eşit yurttaşlık temelinde bu ülkede barışı inşa edeceğiz ve biz barışı inşa ettiğimizde, emin olun? Nasıl 1994'te 2 Martta bu kürsüde aynen şunu söylemiştim, yine altını çizerek söylüyorum: "Bizi alıp gönderiyorsunuz; biz geleceğiz, siz yok olacaksınız." Şimdi buradan tekrar söylüyorum: Barış karşıtları, biz, bakın, barışı inşa edeceğiz, çok yakın bir tarihte bu ülkede barış inşa olacak. Biz geleceğiz, barış karşıtları yok olacak, tarihin çöplüğüne gömülecektir.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Asla, asla!

SIRRI SAKIK (Devamla) - Teşekkür ediyorum. (BDP sıralarından alkışlar)