| Konu: | Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 21 |
| Tarih: | 16.11.2022 |
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; pazar günü İstiklal Caddesi'nde yapılan bombalı saldırı tüm yurttaşlarda, hepimizde derin üzüntü ve endişe yarattı. Seçimler yaklaşırken yeniden 7 Haziran-1 Kasım arası benzer kanlı bir süreç ihtimali herkesi korkuttu çünkü o günlerin karanlığı henüz aydınlatılmadı ve aydınlatılmayan olaylar üzerine de maalesef aynı şeyleri düşünmeye devam edersiniz. Patlamanın ardından internet erişiminin kısıtlanması, olaya ilişkin haber yasağı getirilmesi, o sırada İçişleri Bakanı Suriye'de ev dağıtırken Cumhurbaşkanının da gayet soğuk bir açıklamayla Endonezya'ya uçması yurttaşları akıllarında onlarca soruyla baş başa bıraktı.
Bir başka önemli olay daha oldu bu arada; 90'larda gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun'un kızı, insan hakları savunucusu Avukat Jiyan Tosun, Zafer Partisi yöneticisi Adem Taşkaya tarafından hedef gösterildi. Sonrasında ise patlama esnasında müvekkilleriyle görüşmede olan Tosun'a ve tüm yakınlarına tehdit mesajları yağdı ve hâlâ da tehdit mesajları yağmaya devam ediyor. Jiyan'ın yeğeni dahi "Bombacısınız, öleceksiniz, yaşamayı hak etmiyorsunuz." diyerek tehdit edildi; yine, yengesi telefonla tehdit edildi. Can güvenliği olmadığı için savcılığa başvuran Jiyan Tosun'a "Polis karakoluna git." denildi. Karakola gittiğinde ise saatlerce bekletildi ve kimse şikâyetini almak istemedi.
Dün ise bir başka ilginç olay yaşandı. MHP Güçlükonak İlçe Başkanı Mehmet Emin İlhan'ın üzerine kayıtlı hattan patlamanın zanlısıyla görüşmeler yapıldığı belirlendi ve bunun üzerine Şırnak Valiliği üstüne vazife olmadığı hâlde jet hızıyla bir açıklama yaptı; hattın yasa dışı yollarla çıkarıldığını ve kullanıcının İlhan olmadığını duyurdu daha henüz HTS kayıtlarına bakılmamışken, daha hiçbir soruşturmada aşama kaydedilmemişken.
Şimdi, öyle değildir demiyorum ama yurttaş güvenliği ve kayırmacılık açısından bir noktaya dikkat çekmek istiyorum: Şimdi, olayla ilgisi olmayan ve buna rağmen tehdit edilen, herhangi bir soruşturması da olmayan Avukat Jiyan Tosun için güçlükle koruma kararı veriliyor, üstelik kendisinin, ailesinin, avukatının kimlik, adres, telefon bilgilerini kimin sızdırdığı açıklanmıyor ve soruşturulmuyor ama soruşturma süreci MHP ilçe başkanının -o HTS kaydı dediğim gibi daha incelenmeden olan olayda- devam ederken Valilik çıkıp yargıya müdahale ediyor.
Şimdi, siz bir düşünün; eğer onun yerine bir başka, herhangi bir muhalefet partisinden birisi olsaydı valiliğin bırakın iş edinip de açıklama yapmasını, gerçekten, o insanın başına gelmeyen kalmazdı.
Evet, hangi taraftan bakarsak, tutarsızlıkla karşılaştığımız bu saldırıyı iktidarın aydınlatma kapasitesinin olmadığı ortada. Ancak yurttaşların büyük çoğunluğunun aynı karanlık senaryonun tekrar devreye girmesine izin vermeyecek kararlılıkta olduğu da bir gerçek. Ne acı ki kimse yapılan hiçbir resmî açıklamaya inanmıyor ve vatandaşların hepsi âdeta birer dedektif olmuş, kendileri soruşturma yapıyor gibiler. Evet, güven böyle sarsıldı.
Şimdi, Türkiye'de ölmez de hayatta kalırsanız bu sefer de sağlıklı bir yaşam için mücadele vermek zorundasınız. Bu mücadelenin kendisi de çok pahalı. Bir sektöre dönüştürdüğünüz sağlık sisteminde özel hastanelerin sadece muayene ücreti bin lira. Kamu hastanelerinde tedaviye ulaşmak isteyenlerse hastalıkların yanında, sizin şehir hastaneleriniz ve randevu sisteminizle de mücadele etmek zorunda.
Bakın, dün akşam yaşadığımız somut bir olayı anlatmak istiyorum size. Dün gece danışmanım baş ağrısı, mide bulantısı, geçici körlük gibi önemli semptomları yaşayarak hastaneye başvurdu. Orada neyle karşılaştı, biliyor musunuz, bu semptomları, bu ciddi semptomları yaşayarak gittiği şehir hastanesinde?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - 791'inci sırayı alabildi. Gece ondan bahsediyorum. Hiç şehir hastanelerine gittiniz mi, orada baktınız mı ne oluyor ne bitiyor, bilmiyorum ama gerçekten durum böyle vahim. Dün gece 791'inci sırayı aldı baş ağrısı, mide bulantısı ve görmeme semptomları yaşayan ve acil tomografinin çekilmesi gereken, tahlillerin hemen yapılması gereken bir kişi ve tomografi randevuları ise bir buçuk iki ay sonraya verilebiliyor yani yurttaşlar sebep olduğunuz bu döngüde ne ilerlemeden hastalığını teşhis edebiliyor ne de tedavi olabiliyor. Hani Erdoğan demişti ya "şehir gibi hastane" diye, evet, bütün şehir o hastaneye akıyor. Kamu baskısıyla diğer hastaneleri kapatamadınız ama içlerini boşalttınız. Bir an önce bu hastaneler halkın hizmetine sunulmalı ve gerçekten ekipmanla doldurulmalı diyorum, saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)