| Konu: | Polis Yüksek Öğretim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 21 |
| Tarih: | 16.11.2022 |
MHP GRUBU ADINA SERMET ATAY (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz 366 sıra sayılı Polis Yüksek Öğretim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubum adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü, yurdun iç güvenliğini ve asayişini, kamu düzenini, Anayasa'da yazılı hak ve hürriyetleri, sınır, kıyı ve kara sularımızın muhafazasını ve emniyetini sağlayan, her türlü kaçakçılığı men ve takip eden, suçun işlenmesini önlemek ve suçluyu takip edip yakalamak gibi önemli görevleri ifa eden İçişleri Bakanlığı, bu görevlerini kendisine bağlı olarak görev yapan Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü vasıtasıyla yerine getirmektedir. İçişleri Bakanlığı ve bağlı personel, görevlerini etkin bir şekilde yerine getirebilmek için hızla değişen günümüz koşullarına ayak uydurmak zorundadır. Değişen koşulların zorunlu kıldığı mevzuat değişikliklerinin yürürlüğe konulması amacıyla yasal düzenleme ihtiyacı ortaya çıkmıştır.
Öncelikli olarak, önümüzdeki kanun teklifiyle FETÖ döneminde çok büyük yara alan ve kapatılan Polis Akademisi yerine kolluk birimlerinde görev yapan personelin eğitim kalitesini artırmak amacıyla polis amirliği eğitimi yeniden düzenlenmekte ve İç Güvenlik Fakültesi kurulmakta, Polis Amirleri Eğitimi Merkezi yeniden yapılandırılmaktadır. Ülke çapında emniyet ve asayiş hizmetlerinin etkin bir şekilde yerine getirilmesi, kolluk birimlerinde görev yapan amir ve memur sınıfı personelin eğitim ve kalitesiyle doğrudan bağlantılıdır. Kolluk personelinin çağdaş polislik mesleğinin gerektirdiği bilgi, donanım ve görgüye sahip olmasının yanında hukuk devleti ve insan hakları gibi çağdaş değerleri benimsemiş olması iç güvenlik hizmetinin niteliğini doğrudan etkileyebilecek bir faktördür.
Güncel mevzuata göre, Emniyet teşkilatının tek amir kaynağı, lisans mezunu polis memurlarıdır. Amir personel ancak polis memurları arasında yapılan sınav ve Polis Amirleri Eğitimi Merkezinde verilen amirlik eğitimi sonucu mümkün olmaktadır. 4652 sayılı Polis Yüksek Öğretim Kanunu'nda yapılacak değişikliklerle Polis Akademisi bünyesinde lisans eğitimi veren İç Güvenlik Fakültesi kurulması hedeflenmektedir. İç Güvenlik Fakültesine lise ve dengi okullardan öğrenci alımının yanında polis memuru olmak için polis meslek yüksekokullarında ön lisans eğitimi alan öğrencilere de ilk defa dikey geçiş yoluyla lisans eğitiminin, dolayısıyla polis amiri olmasının önü açılmaktadır. Bunun yanında, Polis Amirleri Eğitimi Merkezi yeniden yapılandırılarak meslekteki polis memurlarının polis amiri olarak yetiştirilmesinin yanı sıra, ihtiyaç duyulan uzmanlık alanlarında örgün eğitim veren üniversitelerin ilgili fakülte mezunlarının da polis amiri olabilmelerine imkân tanınmıştır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; köy koruculuğu, terör örgütü PKK'nın ortaya çıkması sonucu "geçici köy koruculuğu" ismiyle yeniden örgütlenmiş olup yeni sistemde geçici köy koruculuğuna, aylık ödenmesi, sağlık güvencesi, görev esnasında meydana gelen mağduriyetlerin giderilmesi, görev sonrasında aylık bağlanması gibi özlük hakları tanınmıştır. Geçici köy korucuları idare bakımından mülki idare amirliğine, mesleki olarak da Jandarma komutanlığına bağlıdır. 2016 yılında çıkan kanun hükmünde kararname ile "geçici köy korucuları" adı "güvenlik korucusu" olarak değiştirilmiştir. Köy korucularının yapmış oldukları görev, kamu kolluk güçlerinin bir alt dalı olan "yardımcı kolluk" türüne girmektedir. Yardımcı kolluk, genel kolluğun olmadığı zaman kolluk görevini yerine getiren kişidir. Köy korucularının görevi, köy sınırları içerisinde herkesin ırzını, malını, canını korumaktır. 442 sayılı Köy Kanunu'nun ek 18'inci maddesiyle güvenlik korucuları için uygulanacak disiplin cezalarının yönetmelikle belirleneceği hüküm altına alınmıştı ancak Anayasa Mahkemesi bahse konu maddede yer alan "uygulanacak disiplin cezaları" ibaresini suç ve cezaların kanuniliği ilkesine aykırı görerek iptaline karar vermiştir. Bu durum uygulamada kanuni bir boşluk doğurmuştur. Yapılan bu düzenlemeyle, Anayasa Mahkemesinin iptale ilişkin gerekçeli kararına uyularak 442 sayılı Köy Kanunu'nda disiplin suçları ve bunlara uygulanacak disiplin cezaları sayma yoluyla belirlenmiştir. Kahraman köy korucularımız, özellikle güneydoğuda ve doğuda PKK terör örgütüne karşı yapılan mücadelede çok önemli görevler ifa etmiş, şehit vermiş, kolluk güçlerinin şerefli fertlerindendir.
Emniyet teşkilatına bağlı eğitim kurumlarında eğitime başlandıktan sonra gereken sağlık şartlarını taşımadığı anlaşılıp eğitim kurumlarından çıkarılan personelden bu kararları yargıya taşıyanların bir kısmı mahkemeler tarafından verilen karara istinaden eğitim kurumlarına dönerek mezun olmuşlar ve Emniyet teşkilatındaki uygun kadrolara atanmışlardır. Devam eden yargı sürecinde mahkemelerin idare lehine karar vermesi üzerine bu personelin devlet memurluğundan ilişkisi kesilmiş dolayısıyla bu memurların mağduriyetinin önü açılmıştır. Yaşanan bu mağduriyetin giderilmesi için söz konusu kişilerin gerekli sağlık şartlarını taşımaları hâlinde, bir defaya mahsus olmak üzere, Emniyet teşkilatındaki genel idare hizmetleri kadrosuna atanmalarına yönelik bir düzenleme öngörülmektedir.
Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı 2016 yılından sonra Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu ve Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Yönetmeliği kapsamından çıkarılmıştır. Bunun sonucu olarak, personel tarafından yürütülen görevlerin icrası esnasında ve görev dışı zamanlarda uyulması gereken kuralların, sahip olunması gereken vasıfların belirlenmesi konusunda mevzuat ihtiyacı hasıl olmuştur. Bu ihtiyacın karşılanması için personelin disiplininin muhafazası, görev anlayışı ve kurum kültürünün devamının sağlanması amacıyla çıkarılması gereken yönetmeliğin Bakan onayıyla çıkarılacak yönetmelik kapsamına alınmasına yasal dayanak oluşturulması için 2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu ve 2692 sayılı Sahil Güvenlik Komutanlığı Kanunu'nda değişiklikler yapılmıştır. 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı İçişleri Bakanlığımıza bağlanmış ve kolluk gücü sıfatını almıştır. Bu iki kolluk kuvvetimizin daha önce bağlı bulunduğu Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu ve ilgili yönetmeliklere göre görev icra etmekteydi. Bu durum kolluk güçlerinin uyumu konusunda sorun teşkil etmektedir. Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlığı tıpkı polis teşkilatımız gibi İçişleri Bakanlığına bağlı bir kolluk gücümüzdür. Görev yerleri itibarıyla farklı olsa da netice itibarıyla icra ettikleri görevler aynıdır. Polis teşkilatımız yerleşim merkezlerinde asayiş denetimleri, suç ve suç örgütleriyle mücadele, terörle mücadele, uyuşturucuyla mücadele gibi güvenlik ve asayiş görevi icra etmektedir. Jandarma aynı işi kırsalda, Sahil Güvenlik Komutanlığı bu faaliyetleri kıyılarımızda ve kara sularımızda icra etmektedir. Bu üç kolluk gücümüzün görev sahaları haricinde bir farkları da bulunmamaktadır. Yürürlükte bulunan Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu'nun sosyal hakları ve sorumlulukları da kapsayacak şekilde kolluk gücü görev kanunu olarak güncellenmesi ve bu üç teşkilatı da kapsaması bir zaruret hâline gelmiştir. Jandarma, Sahil Güvenlik Komutanlığı personelinin görev icrasındaki mevzuat ihtiyacıyla birlikte polis teşkilatındaki benzer görevi icra eden personelin sosyal hakları ve ücret konusunda farklılıkları da giderilmelidir. Her iki farklı kolluk gücünde aşağı yukarı aynı işi yapan polis memuru ve astsubayın ücret bakımından ciddi farkları ortaya çıkmaktadır. Bu kıyaslama üst rütbelere uygulandığında aynı farklılıkların görüleceği bir gerçektir. Bu hususun göz önüne alınarak gerekli yasal düzenlemenin yapılarak aynı görevi yapan personele eşit ücret ve eşit sosyal haklar tanınmalıdır.
Ülkemizde, yine, bir problem hâline gelen bir sorunumuz da bu kanunumuzla giderilmiştir. Ülkemizde ateşli silahların satın alınması ve bulundurulması ve taşınmasına ilişkin temel hususlar 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun'la düzenlenmektedir. Bu kapsamda özellikle şehitlerimizin yakınlarına intikal eden silah ruhsatları da beş yıllığına düzenlendiğinden ruhsat sahipleri bu süre sonunda yenilemeyi unutabilmekte, bazen de maddi imkânları buna elvermemektedir. Bunun sonucu olarak şehit yakınları cezalı duruma düşmekte, idari para cezası ödemeden yeniden ruhsat alamamakta, silahlar müsadere edilebilmektedir. Kanunda yapılan düzenlemeyle, şehit aileleri mağduriyetlerinin engellenmesi amacıyla şehitlerin ana, baba, eş ve çocuklarına intikal eden veya intikal eden yoksa edinecekleri silahların ruhsatlarında süre kaydı aranmayacağı hükmü getirilmiştir.
İçişleri Bakanlığının bağlı kuruluşu olan Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, Göç İdaresi Başkanlığı günün ihtiyaçları doğrultusunda yeniden yapılandırılmıştır. Her iki kurumun yeni yapılanması çerçevesinde teftiş, denetim ve idari soruşturmalara olan ihtiyaç ve bu hizmetleri yürütecek olan nitelikli personel ihtiyacı da artmıştır. Ancak Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığında denetçiler görev yapmaktayken Göç İdaresi Başkanlığında denetçi bulunmamaktadır. Denetçi kadrolarına yeni atamaların yapılması ve söz konusu personelin yetiştirilmesi süreci uzun bir zaman alacaktır. Bu sorunun kısa dönemde aşılması amacıyla Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı ile İlgili Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nda yapılacak düzenlemeyle bu kurumların denetçi kadrolarına naklen atama yoluyla personel istihdamı yoluna gidilerek yetişmiş insan kaynağından faydalanılması ve kurumsal kapasitenin artırılması amaçlanmıştır. Önümüzdeki yasal düzenleme, İçişleri Bakanlığına, Jandarma Teşkilat Görev ve Yetkileri Kanunu ile Sahil Güvenlik Kanunu'nda yönetmeliklere, ayrıntılı yapılması için, yasal dayanak teşkil edilmektedir.
Benzer statü ve işlevleri olan vakıflar arasında uygulanacak olan hüküm farklarını gidermek amacıyla, Türk Polis Teşkilatını Güçlendirme Vakfı gibi Jandarma Asayiş Vakfı da dernek ve vakıfların kamu kurum kuruluşlarına ve ilişkilerine dair kanuni kısıtlamalardan muaf tutulmaktadır. İçişleri Bakanlığının bağlı kuruluşu olan Emniyet Genel Müdürlüğünün teşkilat kanunu olan 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu'nun geçici 15'inci maddesi Türk Polis Teşkilatını Güçlendirme Vakfının kuruluşuna ilişkin olup bu maddeyle Türk Polis Teşkilatını Güçlendirme Vakfı 5072 sayılı Dernek ve Vakıfların Kamu Kurum ve Kuruluşları ile İlişkilerine Dair Kanun'un kısıtlamalarından muaf tutulmuştur. Emniyet Genel Müdürlüğüyle aynı statüde olan İçişleri Bakanlığının diğer bağlı kuruluşu Jandarma Genel Komutanlığıyla ilişkili Jandarma Asayiş Vakfının 5072 sayılı Kanun'un kısıtlamalarından muaf tutulması amacıyla 2803 sayılı Jandarma Teşkilat Görev ve Yetkileri Kanunu'nda değişikliğe gidilmiştir. Yapılan bu kanuni düzenlemelerle İçişleri Bakanlığının ihtiyacı olan rütbeli polis amiri yetiştiren polis akademisinin yerine güvenlik fakültesi kurulmakta, güvenlik korucularına ve korucularla ilgili Anayasa Mahkemesi kararına ilişkin yasal düzenleme yapılmakta, şehitlerimizin ailelerine intikal eden silah ruhsatları sorunu çözülmekte ve bize göre en önemlisi kolluk gücü olan Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı personelinin hak, ödev ve sorumlulukları ile uyması gereken kurallar konusunda gerekli yasal düzenlemenin yapılması amacıyla İçişleri Bakanlığımıza yetki verilerek bu komutanlıkların Cumhurbaşkanlığı sistemine uyumlu kolluk gücü sıfatı taşımasının yasal dayanağı oluşturulmaktadır.
Çıkarılan bu kanunun devletimize, milletimize, İçişleri Bakanlığı personelimize hayırlı olmasını diler, kanunun hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkür eder, Milliyetçi Hareket Partisi olarak kanunu destekleyeceğimizi bildirir, yüce Meclisi saygıyla selamlarım. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)