| Konu: | Polis Yüksek Öğretim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 21 |
| Tarih: | 16.11.2022 |
CHP GRUBU ADINA YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) - Biraz gülelim Sayın Başkanım. 1, 2, 3, 4, 5; AKP'nin acınacak hâline gülelim, 5 kişi. (CHP sıralarından alkışlar) Kanun teklifini veren 70 milletvekili var, 70 imza var; hadi Genel Kurula saygınız yok, hadi yüce Meclise saygınız yok, imzanıza saygınız olsun arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar) 70 arkadaşımız teklife imza veriyor ama burada 5 kişi teklifi takip ediyor.
Sayın Başkan, Başkanlık Divanımızın değerli üyeleri, sevgili milletvekili arkadaşlarım; görüşmekte olduğumuz kanun teklifinin birinci bölümü üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, özellikle 27'nci Dönem Parlamentosunda bir âdet, bir gelenek hâline gelen temel kanun şeklinde kanun teklifleri geliyor. İç Tüzük'ümüzün 91'inci maddesi gereğince, temel kanun, toplumun temelini ilgilendiren yani bu ülke nüfusunun, 85 milyon nüfusun tamamını ilgilendiren kanundur. Ancak sadece 8-10 bin kişiyi ilgilendiren bir kanun teklifi ve 16 maddeden oluşan bir kanun teklifi İç Tüzük 91'i de yok sayarak temel kanun olarak getiriliyor.
Değerli arkadaşlar, bu yüce Meclis, bu Genel Kurul geçmiş dönemlerde hatta 22'nci Dönemde 1.200 maddelik Türk Ticaret Kanunu'nu kanun olarak görüştü; kanun olarak Genel Kurula getirdi, maddelerin görüşmesi yapıldı ve oylaması yapıldı, 1.200 maddelik. Peki, niçin bu madde temel kanun olarak konmuş? Parlamentoda grubu bulunan partiler, milletvekilleri kendi aralarında bir uzlaşma sağlasın, toplumun menfaatine kanun çıkarsın anlayışıyla bu kanun maddeleri gündeme getiriliyor ama bugünkü siyasi iktidar bunu her zaman olduğu gibi bugün de yok sayıyor.
Bizlerin, Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun milletvekilleri olarak geçtiğimiz haftalarda yapmış olduğumuz İçişleri Komisyonundaki söylemlerimizin, verdiğimiz önergelerin ne kadar önemli olduğu şimdi daha iyi anlaşılıyor çünkü az önce AKP sözcüsü kanunun 6'ncı ve 8'inci maddesini yönetmelikle değiştireceğini söyledi, "Kanuni düzenleme yapacağız." dedi, bir önerge verdi ve Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun ne kadar haklı olduğunu, burada kendi sözleriyle ifade etti.
Değerli arkadaşlar, Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı Türkiye'nin en önemli Bakanlığı; Türkiye'nin huzurundan, asayişinden, bu milletin can ve mal güvenliğinden sorumlu. Böylesine önemli bir Bakanlığın Komisyonu beş yılda 5 defa toplandı, beş yılda 5 defa. Yani zaten Bakanlık kararnamelerle ve yönetmeliklerle yönetilir hâlde. Kararname çıkıyor, uygulanıyor; yönetmelik çıkıyor, uygulanıyor. İçişleri Bakanlığı gibi, böylesine önemli bir Bakanlıkta tüm yetkiyi yönetmeliğe bırakırsanız, Bakan gelir, yönetmelik değişir, Bakana göre yönetmelik değişir; Bakan Yardımcısına göre yönetmelik değişir; daire başkanına göre yönetmelik değişir; genel müdüre göre yönetmelik değişir. O zaman, bu yüce Meclis niçin vardır, neden vardır? Kanun koyucu hakkımızı bizler belirleyemeyeceksek o zaman Bakanlık yönetmeliklerle ve kararnamelerle bu ülkeyi yönetsin. Yönetmeye kalktıkları için de maalesef, Türkiye bu noktada. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlarım, tabii, bu kanunun içeriğine baktığımızda, 8 farklı kanunda değişiklik yapıyor. Bu 8 farklı kanunun torba kanun hâline gelmesi yetmedi, temel kanun olarak gündeme gelmesi yetmedi, gerek Komisyonda gerekse Genel Kurulda vereceğimiz önergelerle ilgili, yine, AKP Grubunun "ret" vereceğini şimdiden algılayabiliyoruz.
Değerli arkadaşlar, İçişleri Bakanlığı gerçekten Türkiye'nin en önemli Bakanlığı. Görev ve yetkilerine baktığımızda da bugün Bakanlığın ve Bakanın ne hâlde olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Bu gerekçelerin içerisine baktığımızda, özellikle Bakanlığın görevlerinden bir tanesi: "Bakanlığa bağlı iç güvenlik kuruluşlarını idare etmek suretiyle ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü, yurdun iç güvenliğini ve asayişini, kamu düzenini ve genel ahlakı, Anayasa'da yazılı hak ve hürriyetleri korumak." diyor. Koruyabiliyor mu? Hayır, koruyamıyor.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Ona bırakmamak lazım zaten.
YAŞAR TÜZÜN (Devamla) - Yine, önemli görevlerinden bir tanesi: Sınır, kıyı ve kara sularımızın muhafaza ve emniyetini sağlamak. Sağlayabiliyor mu? Hayır, sağlayamıyor. Bir önemli görevi kara yollarında trafik düzenini sağlamak ve denetlemek. Denetleyebiliyor mu? Hayır, denetleyemiyor. Suç işlenmesini önlemek, suçluları takip etmek ve yakalamak. Yakalayabiliyor mu? Hayır, yakalayamıyorlar. Her türlü kaçakçılığı men etmesi ve takip etmesi gerekiyor. Takip edebiliyor mu? Hayır, edemiyor. "Yurdun iç politikasına, il ve ilçelerin genel ve özel durumlarıyla ilgili değerlendirmeler yapmak ve Bakanlar Kuruluna teklifte bulunmak." diyor. Bakanlığın, Bakanlar Kuruluna bugüne kadar bir teklifte bulunmadığını tespit etmiş bulunuyoruz. Dolayısıyla, bunu da yapamadıklarının en somut örneğidir. Şimdi, bunları yapamayan bir siyasi iktidarın uzantısı Sayan Bakanın, Süleyman Soylu'nun o makamda oturmasının hiçbir anlamı yok arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar) Varsa "Var." deyin.
2016 Anayasa değişikliği referandum döneminde, iktidar partisi mensupları ve o dönemin Başbakanı, Cumhurbaşkanı "Biz, artık, bakanların siyasi olmasını, siyasi partilerin grup toplantılarına, mitinglerine, örgüt toplantılarına katılmaması gerektiğine inandığımız için bu değişikliği yapıyoruz." demişti. "Artık bakanlar tarafsız olacak, her siyasi partiye, her vatandaşımıza, her belediye başkanına aynı yakınlıkta, aynı uzaklıkta olacak." demişti. Referandumda bunun üzerine bir kurgu yaratıp söylemlerinize ve eylemlerinize devam ettiniz. Şimdi, geldiğimiz noktada, başta İçişleri Bakanı olmak üzere hangi bakan partisinin etkinliklerine katılmıyor? Hangi bakan siyasi söylemde bulunmuyor? Hangi bakan siyasi eylemde bulunmuyor arkadaşlar? O zaman, siz bu milleti kandırdınız ama artık kandıramayacaksınız. Seçim yaklaştı, önümüzdeki ilk altı ay içerisinde bu iktidarın değişeceği kamuoyu tarafından çok iyi bilinmekte ve önümüzdeki süreçte, Millet İttifakı iktidarında, Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında bunların hiçbirinin yaşanmayacağını, Türkiye'nin barışın, huzurun ve özgürlüklerin yaşanabileceği bir ülke olacağını...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
YAŞAR TÜZÜN (Devamla) - Güçlendirilmiş parlamenter sistemde buluşmak umuduyla yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)