| Konu: | ORMAN KÖYLÜLERİNİN KALKINMALARININ DESTEKLENMESİ VE HAZİNE ADINA ORMAN SINIRLARI DIŞINA ÇIKARILAN YERLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ İLE HAZİNEYE AİT TARIM ARAZİLERİNİN SATIŞI HAKKINDA KANUN İLE ORMAN KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN (S.S: 428) |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 73 |
| Tarih: | 05.03.2013 |
İBRAHİM BİNİCİ (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 428 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 2'nci maddesi üzerinde grubum adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, daha önce Genel Kurulda görüşülen ve 2/B yasası olarak bilinen yasanın doğru bir düzenleme olmadığını defaatle dile getirmemize rağmen, iktidar partisi tüm söylemlerimizi kulak ardı etmiştir. Geçen sefer yapılan düzenlemede eğer iktidar partisi muhalefetin görüş ve önerilerini dikkate almış olsaydı ve bu demokratik kitle örgütlerinin önerilerine kanun tasarısında yer vermiş olsaydı bugün burada bu konu üzerinde konuşmamıza da gerek kalmayacaktı.
Hükûmet, hemen her yasa tasarısında, muhalefetin görüş ve önerilerini dikkate almamakta, halkın sesine kulak tıkamaktadır. Yaşadığımız durumun demokratik bir parlamenter rejimle ilgisi yoktur. Sayı çoğunluğu üzerinden demokrasi oyunlarını oynamak bu ülkeye ciddi biçimde zarar vermektedir. Oysa, demokratik parlamenter rejimlerde muhalefetin yeri oldukça önemlidir. İktidar-muhalefet dengesinin kurulması, gerek rejim açısından gerekse yasama işlemlerinde son derece önemli bir yerde durmaktadır.
Türkiye de gerek dil, din, mezhep ve etnik kökene dayalı farklılıkların, gerekse derin ideolojik ayrılıkların biçimlendirdiği çok parti sistemine sahip bir ülke olduğu için, toplumsal barış ancak çoğulcu iktidar yapısı ile sağlanabilmektedir.
Siyasi partiler milyonların oyunu alan kurumlar olarak Mecliste kendi kitlelerinin tercihlerini parlamentoya yansıtmaktadır. Dolayısıyla, burada bulunan her siyasi parti aynı zamanda halkı temsil etmekte, yürütmede olmasa bile yasama faaliyetlerinde halkın görüş ve önerilerini parlamentoya yansıtmaya çalışmaktadır.
Burada sağlanacak uzlaşı, toplumsal uzlaşı anlamına geleceği gibi, ülkenin sağlıklı bir şekilde yönetilmesine imkân sağlayacaktır ancak karşımızdaki manzara bunu sağlamamakta. Temel olarak yürütme faaliyetlerinden sorumlu olan Hükûmet, yasama faaliyetlerini de toptan eline almış durumdadır.
Muhalefet tarafından sunulan öneriler komisyonlarda dikkate alınmamakta, Genel Kurulda verilen değişiklik önergeleri oy çoğunluğundan mütevellit görmezden gelinmektedir. Geçen seferki oturumda muhalefet vekillerinin ve grup başkan vekillerinin uyarı ve önerilerini dikkate almak bir zaaf değil, demokrasinin bir erdemi olacaktı.
Evet, iktidar partisi burada sahip olduğu oy çokluğu ile dilediği yasayı çıkarabilmektedir, burada bir sıkıntı yok. Ancak halkın istemediği bir yasayı halka dayatmak, demokrasi ve hukuk ilkeleriyle bağdaşmayacağı gibi halk tarafından da teveccüh görmeyecektir. Nitekim bugün de yaşanan budur.
Değerli milletvekilleri, Barış ve Demokrasi Partisi olarak temel paradigmalarımızdan biri, dünyadaki ve ülkemizdeki ekolojik dengeyi gözetmek, bu çerçevede siyaset üretmektir. Görev ve sorumluluklarımızın başında bu faaliyetler gelmektedir.
Ekonomik, sosyal, kültürel ve teknolojik gelişmelerin hızlı olduğu günümüzde orman, ağaç topluluklarının bulunduğu mekân olma yanında, başta odun ham maddesi olmak üzere çok değişik ürünler ve hizmetler üreterek topluma fayda sağlayan, kendi içinde birtakım dengeleri olan, canlı, dinamik ve karmaşık yapıya sahip bir varlıktır.
Değerli milletvekilleri, doğrusu, 2/B kapsamında orman arazileri ile bu kapsamın dışında kalan, bu niteliğe sahip olmayan arazilerin aynı rayiç bedele sahip olması, Anayasa'nın eşitlik ilkesiyle de çelişen bir durum olacaktır. Ödeme sürelerinin uzatılması soruna çare olmayacaktır. Yeni düzenleme, orman köylüsünü ve arazide evi bulunan vatandaşı mağdur etmeye devam edecektir.
Sosyal devlet ilkesiyle açık bir şekilde çelişen bu tasarının yanında olmadığımızı bir kere daha ifade ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)