| Konu: | Polis Yüksek Öğretim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 24 |
| Tarih: | 23.11.2022 |
HÜDA KAYA (İstanbul) - Merhabalar tekrar Sayın Genel Kurul, Sayın Başkan.
Bugün Polis Kanunu düzenlemesi hakkında partim adına söz almış bulunuyorum şu an. Tabii ki sadece polisler değil ki yurdumuzda çok ciddi anlamda yaşamı bir kaosa, bir strese dönen, ekonomik yoksulluk sorunlarını derinden yaşayan kesimlerden biri de polis memurları. Fakat İçişleri Bakanı kendisine bağlı olan kurumlarda polislerin yaşadıklarını, memurların yaşadıklarını hiç görmemiş, bilmemiş gibi -hani halkın diğer kesimlerini, yoksullukları bırakıyorum, toplumun genelini- hiç makale bile okumamış bir Bakan olarak hani cehaletle övünen ifadeler vardı, zamanında bu ifadeleri kullananlar olmuştu. Bununla övünen bir Bakan memurlarına nasıl davranıyor? Her geçen gün her çeşit suçluyla iltisaklı olduğu ifşa edilen bir Bakan, kendi memurlarına nasıl davranıyor? Ben inanıyorum ki İçişleri Bakanlığına bağlı kurumlar içerisinde başta Emniyet de polisler de olmak üzere bu Bakandan yaka silkeleyen, illallah eden "Bir gitse de kurtulsak." diyenlerin olduğuna bütün kalbimle inanıyorum. Çünkü sadece devletin kurumlarında sorun hâline gelmiş bir insan değil, aslında toplumda bir güvenlik ve bir sorun teşkil eden bir Bakanla karşı karşıyayız. Mesela, intihar eden polisleri zaten pek çok arkadaşımız ifade etti, hatta intihar eden, ettiği iddia edilen bazı polis memurlarının İçişleri Bakanının da adının geçtiği bazı şayialı olaylarda, ilişkilerde neye mecbur kaldığına, neye mecbur bırakıldığına dair iddiaların da üstü örtüldü. Baltalimanı'nda boğaz manzaralı polisevinde bir yıldan fazla kalan bir yakınını ifşa eden polis memurunu, İçişleri Bakanı olan, polislerden mesul olan bir Bakan önce bu polis memurunu gözaltına alıyor, bir hafta gözaltında tutuyor ve yeni, son gelişen haberlere göre de bu polis memuru açığa alınıyor. Böyle bir Bakandan illallah edilmez mi? Biliyoruz, polisler de rahatsız, memurlar da rahatsız, ülke de rahatsız.
SABAHAT ÖZGÜRSOY ÇELİK (Hatay) - Teröristler rahatsız.
HÜDA KAYA (Devamla) - Ve bu kişileri, bu suçlularla ilişkili olanları koruyanlardan da bu toplum, halkımız rahatsız ama ekranlara çıktıkları zaman tabut siyaseti, ekran şovları yapmakta çok başarılılar, iyi bir aktör hepsi. Ama siz önce genelgelerini bile okumadığınız, yönetmelik bile okumadığınızı iftiharla ifade ettiğiniz Bakanlığın o memurlarının yoksulluğuyla samimiyetle ilgilenin. Ben hasbelkader bir yerde kendim duydum, polis memuru "Aldığımız maaş kiraya, faturalara yetmiyor." diyor, halkın her kesimi böyle. Evet, tabii, Bakan böyle.
Diğer bir taraftan da bugün AKP'nin grup toplantısı oldu. Grup toplantısını dinlerken inanın üzüntümü tarif edemem, mahcubiyetimi, utancımı da tarif edemem. Çoluk çocukla, çocuklarımızla, gençlerimizle bir arada hani izlenmesi sakıncalı olan yayınlar vardır ya, AKP grup toplantıları işte böyle toplantı artık. İnsan dinlerken utanıyor, kulaklarıma gelen seslerden, o kelimeleri duymaktan utanıyorum.
Bir taraftan "Efendim, Esma da bir muhalifti" diye geçtiğimiz senelerde, bu Mısır'da Sisi olayları zamanında bir yazı kaleme almıştım, "Esma da bir muhalifti" diye bir köşe yazısıydı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HÜDA KAYA (Devamla) - Hemen toparlıyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun.
HÜDA KAYA (Devamla) - Biz o zaman da Esma'ya dökülen o gözyaşlarının samimiyetine inanmamıştık ve inanmadığımız için de linç edilmiştik. Esma'ya dökülen gözyaşları samimi olsaydı, aynı dönemlerde ülkemizde Ali İsmailler ve Berkin Elvanlar alanlarda yuhalatılmazdı. Mavi Marmara'yı da Filistin'ini de İhvan'ı da Hamas'ı da Esat'ı da Mursi'yi de sattı; "kardeşim" dediği herkesi sattı ve şimdi "kardeşim" dedikleri, dayanışma içinde olan diğer kişilere de buradan şunu ifade etmek istiyorum: Bunları yıllardır yapanlar yarın sizleri de satacaklar, onun için ayağınızı denk alın.
"Siyasette küslük olmaz." diye güzel bir ifade ortaya çıktı Esat'la ilgili. Türkiye'de siyaset yapan muhalefetteki siyaset insanlarının Esat kadar da mı kredisi yok?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HÜDA KAYA (Devamla) - Son bir cümleyi tamamlayabilir miyim, son cümle.
Esat için "Siyasette küslük yoktur." derken, Türkiye'deki siyaset insanlarına yöneltilen ağıza alınamayan utanç kelimelerini bir kez daha kınıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)