GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ORMAN KÖYLÜLERİNİN KALKINMALARININ DESTEKLENMESİ VE HAZİNE ADINA ORMAN SINIRLARI DIŞINA ÇIKARILAN YERLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ İLE HAZİNEYE AİT TARIM ARAZİLERİNİN SATIŞI HAKKINDA KANUN İLE ORMAN KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN (S.S: 428)
Yasama Yılı:3
Birleşim:73
Tarih:05.03.2013

CANDAN YÜCEER (Tekirdağ) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 428 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 3'üncü maddesi üzerine verdiğimiz önerge üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, orman içinde, bitişiğinde yaşayan yaklaşık 7 milyon vatandaşımızı mağdur edecek ancak bununla da kalmayıp 75 milyon yurttaşımızı ve geleceğimizi de etkileyecek bir tasarıyı görüşüyoruz. Bu kanun teklifini, Büyükşehir Kanunu'ndan, Tapu Kanunu'ndan ve Genel Kuruldan geçirdiğiniz Mera Kanunu'ndaki değişiklikten ve kentsel dönüşümden de ayrı değerlendirmemek gerekir çünkü bu yasaların hepsi aynı puzzle'ın parçalarından biridir. Benim bölgem Tekirdağ'la beraber 29 ilimiz Büyükşehir Kanunu'yla beraber "bütünşehir" oldu; 16.082 köyümüz mahalle oldu; il özel idaresi, il genel meclisi, 1.582 belde belediyesiyle beraber kaldırıldı. Köylümüzün taşınır, taşınmaz mülkleri, meralar, otlaklar belediyeye devredildi. Emlak vergisi, çevre ve temizlik vergisi, yüksek elektrik ve su faturalarıyla ve yol ve kanalizasyon hizmetlerinde alınacak katkı ve katılım paylarıyla köylümüz pahalı bir yaşama mahkûm edildi. Yani büyükşehir olmanın faturası köylülerimize ödetilmek istenmektedir. Bakın, Tekirdağ Malkara ilçemizde köylümüzün alın teriyle, dişinden tırnağından arttırarak yaptığı ve bölgemizde hayvancılık için hayati önemi olan, yaklaşık 10 bin kişiye hizmet veren yem fabrikası ellerinden alınarak belediyeye devrilecek. Peki, köylerimizin tüzel kişiliği, taşınır, taşınmaz mülkleri, arsaları, meraları, otlakları korunarak büyükşehir olamaz mıydık? Tabii ki olabilirdik. Ama neden böyle olamayacağını bugünkü görüştüğümüz kanun bize gayet iyi anlatıyor. Büyükşehir Kanunu'nda meraların korunduğunu, korunacağını iddia eden iktidar, geçen hafta Genel Kurula getirdiği düzenlemeyle tarımsal üretim, hayvancılık, ekolojik denge için çok hayati olan meraları özel sektöre açarak, imara açarak buralara tesis yapılmasına izin verdi.

Kamuoyunda kentsel dönüşüm olarak bilinen Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun'la mera alanları açıkça tehdit altında.

Değerli milletvekilleri, 2/B akşamdan sabaha, bugün ortaya çıkmış bir sorun değil. Türkiye'deki 2/B arazilerinin çok büyük bir bölümü orman köylüsü tarafından kullanılıyor. Atalarından, dedelerinden, ninelerinden bu yana bu arazileri ekip biçiyor, ürün elde ediyorlar. 2/B arazilerinin yüzde 33,2'si tarımsal arazi. 300 bin hektar arazi boş. Bu araziler Komisyondaki arkadaşlarımızın bedelin çok yüksek olmasına itiraz etmesine, uyarmasına rağmen sizler tarafından "Rayiç bedelin yüzde 70'i üzerinden satılacak." diye düzenlendi. AKP herkesi kendisi gibi zenginleşmiş sanıyor ama orman köylümüzde bu paralar maalesef yok. Köylülerin bu rayiç bedelle yıllardır ekip biçtiği, analarından, babalarından kalan tarlaları alması mümkün değil.

Şimdi, getirdiğiniz teklifle yüzde 50'ye indirseniz bile çoğu yerde milyarları bulan bu rayiç bedeli ödemeleri mümkün değil. Hepiniz de çok iyi biliyorsunuz ki millî gelirin en az payını alan orman köylülerimizin bu rayiç bedeli sizler yüzde 20'ye indirseniz bile almaları mümkün değil. Peki, buralar ne olacak? Satılacak. Köylümüz alabilecek mi? Alamayacak. Dolayısıyla, bu kanun tasarısı orman köylüleri için, köylülerimiz için getirilmemiş. Rant için getirilmiş. Bu rayiç bedelleri kime göre, neye göre belirlediğiniz de gerçekten bir muamma konusu.

Son olarak da kamu-özel ortaklığı modelini sıkıştırdınız. Kamu-özel ortaklığı modeliyle ağaç ödeme bedelini ödeyen herkes orman alanına sağlık tesisi ve eğitim tesisi yapabilecek.

İktidar olduğunuzdan bu yana mazot fiyatı yüzde 285 artmış, gübre fiyatı yüzde 500 artmış. Şu an 403.800 çiftçinin sadece tarım kredi kooperatiflerine borcu 4 milyar 259 bin 223 lira. Tekirdağ il ve çevresinde 12.085 çiftçinin tarım kredi kooperatiflerine borcu var. Siz gerçekten köylüyü, üreticiyi, ormanı, meraları düşünseydiniz bizim teklifimiz olan konut amaçlı kullanmak üzere bina yapmış olanlara ve tarımsal amaçlı kullananlara emlak vergisi üzerinden, diğerlerine rayiç bedelinden, orman köylüsüne de bedelsiz olarak verirdiniz. Ama niyet bu değil. Amaç orman köylüsünü kalkındırmak değil. Amaç üretim değil. Amaç ormanları, üreticileri, köylüleri ortadan kaldırmak. Maalesef amacınız bu.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)