GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:26
Tarih:29.11.2022

HDP GRUBU ADINA HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 28 Kasım 2015 tarihinde yani yedi yıl önce Tahir Elçi katledildi. Bu kürsüden kullanacağım hiçbir ifade, kuracağım hiçbir söz Tahir Elçi'nin kızı Nazenin'in babasının cenazesindeki çığlığının ve feryadının insanın beynini, bedenini soktuğu öfkeyi ve duygu hâlini anlatmaya yetmeyecektir. Yine, bu kürsüden kullanacağım hiçbir ifade, Selahattin Başkanın Tahir Elçi'nin cenazesinde kullandığı "Tahir Elçi'yi öldüren devlet değil devletsizliktir." sözü kadar hakikatin ağırlığını taşımıyor.

Tahir Elçi ismini ta çocukluğumdan beri biliyordum. En karanlık dönemlerde bile işkenceye, gözaltındaki kayıplara, faili meçhul cinayetlere karşı korkusuzca mücadele eden cesur bir insan hakları savunucusu olarak bilirdik Tahir Elçi'yi. Yaşamı boyunca hukuksuzluk karşısında mücadele etmiş, yaşamını barışa adamış değerli bir hukukçu olarak bilirdik Tahir Elçi'yi ve Tahir Elçi, son nefesine kadar, hedef gösterilip, linç edilip katledilene kadar kendine yakıştığı gibi yaşadı; hukuksuzluğa, haksızlığa, adaletsizliğe karşı korkusuzca mücadele etti. Kendisini meslek hayatımın ilk dönemlerinde, Silopi'de 93 yılında gözaltında katledilen 6 hemşehrimin duruşmasında bire bir tanıma imkânım olmuştu ve yine, sonrasında da faili meçhul cinayetlerin dosyalarında, Roboski katliamında ve bölgede sokağa çıkma yasaklarından sonraki hukuksuzluklara karşı hukuk mücadelesinde defalarca gördüm ve bire bir tanıma şansına eriştim. Nerede bir hukuksuzluk ve zulüm varsa oraya gelmeyi ve hukuki destek sunmayı bir görev bilirdi ama Tahir Elçi, yedi yıl önce hedef gösterilerek katledildi ve hâlen katilleri yargı eliyle korunuyor. Tahir Elçi'nin mücadele ettiği faili meçhul cinayet dosyaları gibi, kendi dosyası da faili meçhuller listesine terk edilmek isteniyor.

Tahir Elçi -hatırladığınız üzere- 2015 yılında katıldığı bir televizyon programında kullandığı ifadeler sebebiyle hedef gösterilmiş, linç edilmiş ve yargı eliyle de bir hınçla gözaltına alınıp bu linç ve hedef gösterme durumu devam etmişti. Ama tüm bu hedef göstermelere ve linç durumuna rağmen Tahir Elçi, tam da kendisine yakıştığı gibi, korkusuzca hukuksuzluğun, haksızlığın, çatışmanın ve savaşın karşısında durmaya devam etti ve 28 Kasım 2015 tarihinde -önceki gün- çatışmanın ve savaşın devamı sonrasında, beş yüz on beş yıllık tarihî Dört Ayaklı Minare'nin ayaklarına gelen kurşunlara karşı yaptığı basın açıklaması sonrasında katledildi. Dönemin Başbakanı, dönemin Başbakan Yardımcısı ve birçok yetkili net bir şekilde "Tahir Elçi siyasi bir cinayete kurban gitti." şeklinde ifadeler kullandı. Ancak o gün bugündür Tahir Elçi cinayeti açığa çıkarılmış değil, katilleri açığa çıkarılmış değil.

Tabii, o dönemde, aslında cinayetin faillerinin ortaya çıkarılmamasının istendiğini gördük çünkü olay yerine hemen su sıkılmıştı ve yine, olaydan üç buçuk ay sonra olay yeri inceleme yapılabilmişti, iddianame ise dört yıl altı ay sonra kabul edilmişti, ilk duruşma ise beş yıl sonra yapılmıştı. İki yılda 6 duruşma yapılmış ama son celse her ne hikmetse sekiz ay sonrasına ertelenmiş. Aslında bu sekiz ay sonrasına ertelenme durumu da adil bir yargılanmanın olmadığını ve dosyanın sürüncemede bırakılarak faili meçhul listesine Tahir Elçi dosyasının da eklenmek istenildiğini bize net bir şekilde göstermekte. Yine, heyet bu dosyayı -dediğimiz gibi- faili meçhul bırakmak istiyor; duruşmaya birkaç gün kala, daha önceki celsede Ahmet Davutoğlu'nun tanık olarak dinlenilmesine karar verilmişken her ne hikmetse bir ara kararla bu kararından vazgeçiyor ve Ahmet Davutoğlu'nu dinlemekten vazgeçiyor. Bu da bize aslında birilerinin bu dosyaya müdahale ettiğini, iktidar eliyle bu dosyanın sürüncemede bırakılmak istendiğini ispat eder niteliktedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) - Hatırlatırım, olay yerinde onlarca kamera olmasına rağmen, her ne hikmetse olay anını kaydeden bir görüntü olmadığına ilişkin bilgi var dosyada. Yine, bir iş yerinin 4 kamerası var; 3 kamera çalışıyor, tam da cinayet açısını gösteren kamera her ne hikmetse çalışmıyor o dönemde. Yine, olay anını çeken polis memuruna ait kamerada da on iki saniyelik bir kayıp var. O on iki saniye de tam da cinayetin işlendiği ana ve açıya ait olan bir durumdur.

Buradan, tabii, bu dosyaya ilişkin birçok şey söylenmesi gerekebiliyor ama şunu defaatle söyledik ve söylemek istiyoruz: Türkiye'de toplumsal barışın sağlanması için cezasızlık politikalarının son bulması ve yine, onurlu bir barış için Tahir Elçi'yi katledenlerin yargılanması gerekiyor. Demokrasiden, insan haklarından yana olmanın turnusolü budur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) - Bu sebeple önerimize "evet" demenizi bekliyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)