GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkol Piyasasının Düzenlenmesine Dair Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:26
Tarih:29.11.2022

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Gerçekten yani...

BAŞKAN - Siz de mi sıkıldınız?

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Biz de sıkıldık. Saat dokuz oldu, televizyon kapanıyor, ne cezaevindekiler ne aileler izleyemiyorlar; öyle bir sorunumuz var. Neyse...

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İstanbul Valisi, İstiklal Caddesi'ndeki bombalı saldırı sonrası yayınladığı genel emirle caddede sokak müzisyenliğini, stant, sergi açmayı, kültürel etkinlikleri yasakladı. Yakında "Uygun adım marş!" zorunluluğu getirecekler İstiklal Caddesi'nde ve mesele aslında İstiklal Caddesi'nin ruhunu sömürmekmiş, bunu gördük ama böyle yaşamayacağız; neşemizi, müziğimizi, coşkumuzu söndürtmeyeceğiz; bunu bilesiniz.

Bu yıl 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü'nde Taksim Tünel'deki eyleme katılan, katılmayan, o an oradan geçen herkes polisten şiddet gördü. 216 kadın ve LGBTİ işkence edilerek gözaltına alındı. Kadın meclislerinin 27 Kasımda Kadıköy'de yaptığı eylemde ise 116 kişi gözaltına alındı. Yani şiddete karşı günde, sadece İstanbul'da 332 kadın şiddet görerek gözaltına alındı ve Türkiye'nin hemen her yerinde yasaklar ve polis şiddetiyle karşılaştı kadınlar.

İstanbul'da gözaltına alınan Avukat Fulya Dağlı'nın tanıklığını aktarmak istiyorum. Evet, "avukat" diyorum, size bir şey ifade etmiyor, biliyorum çünkü protesto eden herkes terörist sizin için ama o gün şiddet uygulanmasına karşı çıkan avukatlar da gözaltına alındılar. Şöyle anlatıyor meslektaşım: "Gözaltına alınırken 5-6 polis yerde beni bayağı linç etti. Yani bu dayak değil, bu başka bir şey. Burnuma ve kafama tekme ve diz darbeleri aldım, bedenimin geri kalanını saymıyorum bile. Kafamı ayaklarının altına alıp yerde tuttular, bir yandan döverken bir yandan nefes almaya, nefes dahi bırakmayacak kadar sıkıştırdılar, kanlar içindeydim." Bir başka tanıklık da şöyle: "Her defasında şiddetin dozu arttı; darp, saçlardan çekerek fırlatmalar, biz müdahale ettikçe tehditler 'Size de sıra gelecek, bekleyin.' demeler; kızın sesini bile duyamadık çünkü boğazına bastırmışlar. Bizi de aracın önünde dövdüler. 2 kadın polis defalarca saçımı çekip kafama vurdu. Ettikleri küfürleri ise gerçekten ilk defa duymuş olabilirim bu arada, polislerin ettikleri küfürlerden bahsediyorum. Aracın içinde avukat arkadaşımı gördüm, ağzı, burnu kıyafetleri, kan içindeydi; yüzünü silmelerini istedik, önce mendili aldılar, sonra 'Silmiyoruz.' dediler." Ve yarın tüm kadınlar suç duyurusunda bulunacaklar. Bu olayın peşini asla bırakmayacağız, bunu bilesiniz.

Polis, bir işçi kadını, Dilbent Türker'i de gözaltına alırken bacağını kırdı ve kendisi bir taşeron işçi, yeni işe girmiş "Alçıyla nasıl çalışacağım?" diye düşünüyor. Ama siz, her şeye rağmen, zafer işareti yapan genç kadınların gözlerindeki ışığı söndüremeyeceksiniz; bunu da bilin.

Şimdi, 25 Kasımda kadınlar şiddet görerek gözaltına alınırken bir kısım KEFEK üyeleri, Birleşmiş Milletler Kadın Birimi ev sahipliğinde Sapanca'da toplantıdaydı.

YELDA EROL GÖKCAN (Muğla) - Evet, ne var?

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - O toplantıda, 25 Kasımda kadınlara uygulanan şiddetle ilgili hangi sözler kuruldu?

YELDA EROL GÖKCAN (Muğla) - Gelseydiniz, HDP olarak Komisyona gelseydiniz de konuşsaydınız. Yani hem gelmiyorsunuz hem konuşuyorsunuz. Allah Allah! Gelseydiniz.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Sadece KEFEK üyelerinin değil, Birleşmiş Milletler temsilcilerinin de bu konuda bir çift laf edip etmediğini merak ediyorum gerçekten.

YELDA EROL GÖKCAN (Muğla) - CHP'li vekiller geldi. Gelseydiniz, niye gelmediniz Komisyona?

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Bugün de TJA'lı kadınlar operasyonuna uyandık.

YELDA EROL GÖKCAN (Muğla) - Niye gelmediniz? Hayır, gelseydiniz. CHP'li vekiller geldi, MHP'li vekiller geldi. Niye gelmediniz?

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Ama bilin, Türkiye'de, gerçekten, Kürt kadınları terörize etme inadından vazgeçin artık çünkü bütün dünya haykırıyor "..."(*) diye.

YELDA EROL GÖKCAN (Muğla) - Hem gelmiyorsunuz hem konuşuyorsunuz.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Evet, bu şiddeti uygulayan ve uygulama emrini verenler için benim bir bedduam var, evet, bir bedduam var; aslında onlar için beddua ama bizim içinse mükemmel bir dilek, şudur bedduam: Dilerim ki hepinizin kızları, torunları feminist olur da sizden bir güzel hesap sorarlar.

Evet, şiddet sadece kadınlara değildi geçen hafta, aynı şekilde Endonezya'da Erdoğan'ın örnek gösterdiği Konya'daki hayvan barınağında da katliam yapıldığı ortaya çıktı ve bu, sosyal medya sayesinde duyuldu. Ya duyulmasaydı ne olacaktı ve duymadıklarımız neler? Gerçekten hayvanlara yapılanlar hepimizi dehşete düşürdü.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Göstermelik tutuklamalar yetmez, oraya STK'leri almayarak delil kararttılar aynı zamanda. Bunlara soruşturma açacaksınız; net bu, o kadar. Çünkü gerçekten hayvanlar da soruyorlar... Bu konuda da bir bedduam daha var size: İnsan insana bir ölçüde karşılık verebilir ama korumasız hayvanlara işkence, kötü muamele edenler asla ama asla gün yüzü görmesinler diyorum. Onların da sesiyiz ve soruyorlar insanlara: "Ne yaptık size biz?" diyorlar hayvanlar, "Ne yaptık size biz?" diyorlar.

Evet, görüşülen Tütün Kanunu'yla ilgili sözüm ise IŞİD'den kurtarılınca sigarasını yakan bu kadın gibidir. (HDP sıralarından alkışlar) Gerçekten, yasaklar kâr etmez, IV. Muratlar. Tütün üreticilerini de tütün kullananlarını da rahat bırakın, en fazla vergiyi biz ödüyoruz bu ülkede.

Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)