GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Komisyonu Arasında Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA III) Çerçevesinde Türkiye Cumhuriyeti'ne Yapılacak Birlik Mali Yardımının Uygulanmasına İlişkin Özel Düzenlemeler Hakkında Mali Çerçeve Ortaklık Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:28
Tarih:01.12.2022

MHP GRUBU ADINA ARZU ERDEM (İstanbul) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Komisyonu Arasında Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA III) Çerçevesinde Türkiye Cumhuriyeti'ne Yapılacak Birlik Mali Yardımının Uygulanmasına İlişkin Özel Düzenlemeler Hakkında Mali Çerçeve Ortaklık Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubumuz adına söz almış bulunmaktayım. Gazi Meclisimizi ve ekranları başında bizi izleyen aziz Türk milletimizi saygılarımla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, Avrupa Komisyonunun 2021/1529 sayılı IPA III Tüzüğü'nün 12'nci maddesi ile 2021/2236 sayılı Uygulama Tüzüğü'nün 5'inci maddesi kapsamında IPA III Dönemi fonlarına ilişkin esasları belirleyen Mali Çerçeve Ortaklık Anlaşması'yla fonların yönetimi, kontrolü, gözetimi, izlenmesi, değerlendirilmesi, raporlanması ve denetlenmesi düzenlenmektedir. Mali Çerçeve Ortaklık Anlaşması, Avrupa Birliği tarafından IPA III yararlanıcısı ülkeler ile katılım öncesi mali iş birliği kapsamında sağlanan fonların önceki dönemlerin devamı olarak yeni dönemde de yani 2021 ile 2027 yılları arasında kullanımı için Avrupa Komisyonu ile Türkiye arasında imzalanması gereken anlaşmadır. Avrupa Birliği, katılım öncesi mali yardımları tam üyelik sürecinde "aday" ve "potansiyel aday" ülkelere birlik politikalarıyla uyumlarını kolaylaştırmaları ve gerekli altyapı oluşturmaları için sağlanan hibe destekleridir.

Değerli milletvekilleri, Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinde zaman zaman yaşanan iniş çıkışlara ve siyasi engellemelere bağlı tıkanıklıklara rağmen Türkiye-Avrupa Birliği mali iş birliği son yirmi yıldır kesintisiz biçimde devam etmiştir ve Avrupa Birliği üyelik sürecimizde en somut kazanımlar elde ettiğimiz alan olarak karşımızda bulunmaktadır. Ülkemiz "aday ülke" statüsünden dolayı Avrupa Birliğinin kısaca "IPA" olarak adlandırılan katılım öncesi mali yardımlarından yararlanmaktadır. 2002 ila 2006 yıllarını kapsayan dönemde "IPA" olarak kısaltılan katılım öncesi yardım aracı mekanizması mevcut değildi. IPA öncesi bu dönemde ülkemiz yaklaşık 1 milyar avroluk bir fon kullanma imkânı bulmuştur. 2007 yılından itibaren ise IPA dönemi başlamıştır. IPA çerçevesinde Avrupa Birliği mali yardımları yedi yıllık dönemler hâlinde planlanmaktadır.

IPA'nın I'inci Dönemi 2007 ila 2013 yıllarını kapsamıştır ve bu dönemde 201 proje yürütülmüştür. IPA'nın II'nci Dönemi 2014-2020 yıllarında uygulamaya geçmiştir. Tarım, enerji, ulaştırma, çevre, eğitim, istihdam, iç işleri, yargı gibi birçok alanda projeler yürütülmüştür. Bu projeler belirlenirken de aslında çerçeve konular belirleniyor ve çerçeve konulara göre oluşturulan projelerin onayları çıkıyor. Bunlardan aslında günün koşullarına uygun yani bugün ihtiyacımızın olduğu bölgesel kalkınmayı gerektiren ya da bilişimle alakalı veya farklı alanlarda yapılması gerekenlerle ilgili projelere öncelik veriliyor. Bunların bir bölümünün uygulanmasına hâlâ devam edilmektedir yani hâlâ fiilen devam etmektedir. Fiilen sürmekte olan IPA II Dönemi'nde toplamda 11 farklı sektörden ve alandan 276 program ve projeye finansman sağlanmıştır. Avrupa Birliği uyum süreci bağlamında 2002'den bu yana ülkemize tahsis edilen toplam 9,2 milyar avroluk Avrupa Birliği fonu sayesinde 850'ye yakın büyük ölçekli proje hayata geçirilmiştir. Söz konusu projeler sayesinde şehirlerimizde hava kalitesinden sınır güvenliğine, yenilenebilir enerjinin desteklenmesinden salgın hastalıklarla mücadeleye, vatandaşlarımızın hayatına dokunan birçok alanda oluşturulan projelerle ilerlemeler kaydedilmiştir. IPA'nın III'üncü Dönemi yani 2021 ila 2027 yıllarına yöneliktir. Yeni dönemin bütçesi toplam 14,2 milyar avro olarak belirlenmiştir. Bu bütçe ülkemizin de içinde olduğu Arnavutluk, Bosna Hersek, Kosova, Karadağ, Kuzey Makedonya ve Sırbistan'ı kapsamaktadır. Mali iş birliğimizin IPA III Dönemi'nde de sürmesi amacıyla geçtiğimiz 17 Ekimde Mali Çerçeve Ortaklık Anlaşması'nı Avrupa Birliğiyle imzaladık.

Değerli milletvekilleri, anlaşma tüm ilgili ülkeler için çok büyük ölçüde aynı metinden oluşmaktadır yani çerçeve metni aslında bütün ülkeler için aynı ama projeler farklı gelişecektir elbette. Katılım öncesi yardım aracı kaynaklarından yararlanan ülkeler ile Avrupa Komisyonu arasında IPA III fonlarının yönetimi, denetimi, raporlanması gibi hususları içermektedir ve elbette izlenmesi de vardır. Bu kapsamda 2021 ile 2022 yılı programlanması tamamlanarak ödenekler netleşmiştir. 2021 yılında ülkemiz için ödenek miktarı 208,5 milyon avro olmuştur, 2022 yılı için ise 221 milyon avro olmuştur. Anlaşmanın onaylanmasının ardından söz konusu dönemler için finansman anlaşması imzalanarak ülkemize fon aktarımı başlamıştır.

Ayrıca, katılım öncesi mali yardımların kullanıldığı IPA dışında 2 enstrüman daha bulunmaktadır. Bunlar birlik programları ve sınır ötesi iş birliği programlarıdır. IPA'yla aynı dönemde aslında iz düşümsel olarak yürütülmektedir. Birlik programları mali yardımlardan yararlanan ülkeler arasındaki birliği teşvik etmek üzere tasarlanmıştır. Konu bazlıdır ve belli projeleri kapsamaktadır; örneğin, kültürel faaliyetler, araştırma, bilgi paylaşımı gibi yatırım içermeyen projeleri fonlamaktadır. IPA II Dönemi'nde bu çerçevede 9 program mevcuttur ve yeni onaylanacak yedi yıllık dönemde bir yandan bu programlara devam edilmesi diğer yandan yeni programlar için çalışmalar yapılması planlanmaktadır. Sınır ötesi iş birliği programları olarak adlandırılan IPA II Dönemi'nde katılım sağlanan Bulgaristan-Türkiye Sınır Ötesi İşbirliği Programı, Karadeniz Havzasında Sınır Ötesi İşbirliği Programı olmak üzere 2 sınır ötesi iş birliği programına IPA III Dönemi'nde de devam edilmesi ve iş birliği kapsamının genişletilmesi amaçlanmaktadır.

Değerli milletvekilleri, söz konusu mali çerçeve ortaklık anlaşmasının onaylanmasıyla 2002 yılından beri devam eden Avrupa Birliği Mali İşbirliği sürecinin yeni bir halkası olan IPA III Dönemi'nde yani 2021-2027 arasında Avrupa Birliği ile topluluk programları dâhil mali iş birliğinin devam edebilmesi sağlanacaktır. Aslında çok avantajlı bir dönem; önümüzdeki beş altı yıl içerisinde verimli, ülkemiz için faydalı olan projelere Avrupa Birliği ciddi anlamda bir destek vermektedir. Tabii, bunların seçimi yapılırken özellikle dünyayı ilgilendiren enerji konularına, bilişim konularına ve yine bölgesel kalkınmaya ağırlık verilecektir. Bu alanda da farkındalık oluşması için bunun, özellikle Türkiye'deki yatırımcılarla ve bu projeleri yürütecek olan firmalarla buluşturulması açısından da biz Avrupa Birliği Bakanlığımıza gerekli bildirimlerde bulunduk. Bulgaristan-Türkiye arasında bir program var, yine, Karadeniz havzasında sınır ötesi güvenlik programı var ve Akdeniz havzasında var aynı program ve yeni dönemde de devam etmesi ve zaman kaybetmeden uygulamaların başlaması sağlanacaktır. Sınır ötesi güvenliğimiz açısından da bu projelerin tamamının ne kadar önemli olduğunu aslında zaman içerisinde hep birlikte göreceğiz.

Yine, 2021 yılı finansman anlaşması öncelikli olmak üzere, her bir program yılına ait finansman anlaşmalarının onaylanması ve ülkemize aktarılan ödeneklerin herhangi bir gecikmeye maruz kalmadan kullanılabilmesi sağlanmaktadır. Burada tabii, bir husus daha var. Fon ortaya çıktıktan sonra, onaylamalar yapıldıktan sonra, özellikle doğru yönde kullanılmadığına ilişkin tespitler yapıldığında, bu kez bir sonraki IPA döneminde kesintiler meydana gelmektedir. Buna da sebebiyet vermemek için, aslında yapılacak olan projelerin tamamıyla burada belirlenen çerçeveye uyması gerekmektedir. Mali kaynakların kullanımına dair ilgili Avrupa Birliği müktesebatının iç hukuka aktarılması ve IPA III sürecinin uygulanabilir kılınması, mali kaynaklara ilişkin düzenlemelerin uygulanabilirliğini sağlayacaktır.

Değerli milletvekilleri, gerçekleştirilen bu projeler, takdir edilmesi gereken projeler çünkü bizim yatırımcılarımız yapıyor bu projeleri, bu projeleri yaparken de kaynaklar Avrupa Birliğinden alınıyor. Avrupa Birliğinin, özellikle Türkiye açısından bakıldığında, sığınmacı politikasına en büyük katkıyı Türkiye Cumhuriyeti devletimiz ve Türk milleti sağlamıştır. Yani bugün hani parmakla gösterilirken, gerçekten övgüyle karşılanan bir sığınmacı politikasıyla tüm dünya Türkiye'nin yaptıklarından övünçle bahsederken elbette burada ortaya konulmuş olan IPA III fonlarından yatırımcılarımızın aslında sonuna kadar istifade etmesi için konuyu incelemeleri, inceledikten sonra gerekli müracaatları internet üzerinden yapmaları gerekmektedir. Hani, farkındalığı oluşturacak olan sadece sadece devletimiz değildir; biz milletvekilleri de bu bilgileri elbette tüm çevremizle, seçmenlerimizle buluşturmakla mükellefiz.

Ülkemize verilen IPA fonlarıyla 850-900'e yakın büyük ölçekli proje hayata geçirilecek. Bu hayata geçirilen projelerde, unutmayalım ki bugün işsizlik sorunundan bahsederken çok yüksek oranda, yüksek sayıda istihdam da sağlanacak çünkü bu projelerde sonuç itibarıyla, insan bazlı düşünüldüğünde, onların istihdamı da göz önünde bulundurulduğunda o anlamda da büyük bir katkı sağlayacaktır.

2021-2027 yıllarını kapsayan bu yeni süreçte de projelerin artarak devam etmesini ve birçok alanda yani dünyayı bekleyen gelecekle ilgili yorumlamalar yaptığımızda, kıtlık senaryolarından bahsedilirken, yenilenebilir enerji, işte yeşil mutabakatlardan bahsedilirken, teknolojinin dünyadaki artan hızının ülkemizi nasıl etkilediğinden bahsederken, özellikle, IPA III fonlarına hazırlanacak olan projelerin Türk gençliğini kavrayacak, kucaklayacak, onlara gelecek sağlayacak projeler olması gerektiğine de dikkat etmemiz gerekiyor çünkü Türk gençliğinin bu projelerde istihdam görmesi ve kendilerinin görev alması elbette ki gelecek açısından çok büyük önem arz edecektir.

Avrupa Birliği üyesi ülkelerinin... Biz de biliyoruz ki çok uzun bir serüven uyum süreci ve yine tam üyelik süreci, hepimizin, belki burada bulunanların yaşından daha fazla bir süreyi kapsıyor. Hepimiz Avrupa Birliğine tam üyelikle ilgili ne kadar fedakârlıklar edildiğini, özellikle Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak biliyorken gelecekle alakalı temennimiz şudur ki -yurt dışına yaptığımız seyahatlerde ve bulunduğumuz görevlerde de hep Avrupalı dostlarımıza söylediğimiz odur- ikircikli yaklaşımdan, siyasetten uzak yaklaşımdan, yine objektif bakış açısına en yakın seviyeden değerlendirmelerde bulunmalarını biz temenni ve tavsiye ediyoruz.

Yine, bulunduğumuz yerlerde, özellikle 2016 darbe girişimi gecesinden sonra tavır ve tutumunu değiştiren Avrupa Birliği üyesi ülkelerimizle alakalı, Türkiye'nin hem bölgesinde hem dünyada ne kadar önemli olduğunu ama Avrupa Birliği üyesi ülkeler arasında da ne kadar önemli bir ticaret hacmine sahip olduğunu, manevi açıdan da bağların ne kadar kuvvetli olduğunu her zaman hatırlatıyoruz ve diyoruz ki: Avrupa Birliği üyesi ülkelerle olan bütün bu ilişkiler münasebetiyle en objektif derecede tutumun sergilenmesi, değerlendirmelerin yapılması ve ülkemizin üyeliğe tam kabulüyle ilgili adımların atılması gerekmektedir.

Elbette hepimizde oluşan bir güvensizlik var Avrupa Birliği uyum süreciyle alakalı. Bu güvensizliğin de giderilmesi için en önemli adımın Gümrük Birliği Anlaşması'nın güncellenmesi olduğunu da her gittiğimiz toplantıda hatırlatıyoruz ve üzerine vurgulayarak söylüyoruz. Gümrük Birliği Anlaşması'nın güncellenmesi, hem ülkemiz açısından hem Avrupa Birliği üyesi ülkeler açısından ekonomik avantajlar sağlayacaktır. Temennimiz odur ki Avrupa Birliği uyum sürecinden ve tam üyelikten tamamıyla hariç olan ve öncesinde de zaten Gümrük Birliği Anlaşması'na tabi olduğumuzu da bildiğimiz için, güncel olarak da ticaret hacminin gelişmesi için Gümrük Birliği Anlaşması'nın güncellenmesi en kısa zamanda olur.

3 Aralık Dünya Engelliler Günü, tüm dünyada engelli haklarına dikkat çekme günüdür. Engellilerimizle ilgili gerek yasal düzenlemeler gerekse toplumsal farkındalık ve kuralların toplumun bütününe yansıması açısından düzenlemeler yapılmıştır elbette ama yapılması gereken ilave düzenlemeler ve eksikler konusunda da ivedi olarak bunların hayata geçirilmesi için -hepimizin sırtındaki vebal- hepimizin bu açıdan adım atması gerektiğini tekrar vurgulamak istiyorum. Meslek sahibi olan engelli kardeşlerimizin tamamının kendi alanlarında istihdam edilmesini, yine, meslek sahibi olmayıp da iş gücüne katılım sağlamak isteyen engellilerimizle ilgili ön yargıların tamamen ortadan kaldırılarak onların aslında engellerinin olmadığını, bizden çok daha fazla yürekle, gönülle, şevkle, azimle iş gücünde var olmak istediklerini tekrar vurgulamak istiyorum ve engelli öğretmenlerimizin özellikle 3 Aralık öncesinde Millî Eğitim Bakanlığımızdan bir müjde beklediklerini de buradan tekrar belirtmek istiyorum. Unutmayalım ki engelli olmak sorun değil, sorun aslında engel olmakta ve hepimiz birer engelli adayıyız.

Son olarak, 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü'dür. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk 5 Aralık 1934 tarihinde Türk kadınına seçme ve seçilme hakkını vermiştir. Bunu "demokrasinin beşiği" olarak adlandırdığımız birçok Avrupa Birliği üyesi ülkeden önce yapmıştır.

Türk kadınına verilen önemin ne kadar büyük olduğunu tüm tarihî geçmişimizden biliriz. Biliriz ki cephede kadın vardır, biliriz ki evde kadın vardır, biliriz ki sahada kadın vardır, biliriz ki siyasette kadın vardır, biliriz ki ticarette kadınlar vardır ve biliriz ki akademik dünyada da kadınlar vardır. Ancak, o günden bugüne siyasette kadınımızın temsilinin arzu ettiğimiz, istediğimiz seviyede olmadığını görüyoruz ve bu anlamda da ben bir kadın milletvekili olarak, Milliyetçi Hareket Partisinin bir milletvekili olarak tüm kadın arkadaşlarımızı özellikle yaklaşmakta olan seçimden dolayı siyasete katılım noktasında hem teşvik ediyorum hem de bize de düşen bir şey varsa yapmaya hazır olduğumuzu belirtmek istiyorum.

Türk kadını demokrasi ve cumhuriyetin güvencesidir. Kadınlar güçlenirse cennet vatanımız güçlenecektir. Liderimiz Devlet Bahçeli Bey'in de dediği gibi, kadın annedir, kadın eştir, kadın yuvadır, kadın insandır, ailenin temel direğidir, toplumun aynası, geleceğimizin ümit ateşidir. Kadın elinin değdiği yerde, kadının olduğu her zeminde farkındalık vardır, sağduyu vardır ve sabır hâkimdir.

Bu vesileyle, tüm kadın milletvekili arkadaşlarımızın da 5 Aralık Dünya Kadınlar Günü'nü kutluyorum.

Buradan, yine, engelli kardeşlerimizin 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'nü kutluyorum.

Her birinizi saygılarımla selamlıyorum.

IPA III fonlarının hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum, sağ olun. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)