GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 2'nci Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:31
Tarih:07.12.2022

HDP GRUBU ADINA PERO DUNDAR (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle ekranları başında bizleri izleyen değerli halklarımızı ve cezaevindeki arkadaşlarımızı selamlıyorum.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığıyla birlikte tüm bakanlıkların Mardin halkına yaşattığı zulme dair sadece birkaç noktaya değineceğim. İşçi ve emekçileri düşünmeyen talan ve rant düzeni sebebiyle 14 Ekimde Amasra'da 42 madenci yaşamını yitirdi. Sizin dediğiniz gibi "kader" olmadığını çok iyi biliyoruz, bu hırstan toplumun çok canı yandı.

Bunlardan bir diğeri de Derik. Ülkeyi peşkeş çektiğiniz bölgede, Derik'te çok sayıda ekolojik tahribata imza atan Cengiz Holdinge ait tesislerde 2 tırın çarpmasıyla 21 insan yaşamını yitirdi. Bu vesileyle, hem Derik'te hem de Amasra'da yaşamını yitiren insanlarımızı saygıyla anıyorum.

Derik, Kızıltepe, Nusaybin yollarının nasıl tehlikeli olduğunu, neredeyse her gün bir kazanın olduğunu defalarca dile getirdik ama herhangi bir çözüm üretilemedi. Derik'teki kazaya dair hazırlanan iddianame yargının da yandaşları koruduğunu gösteriyor. Ülkede adalet diye bir şeyin kalmadığını, kâr hırsının insan hayatını hiçe saydığını gösteriyor. Biz kez daha söylüyorum: Sadece tır şoförlerine ceza vererek "Kusur yok." ve "Yetki alanımız dışında." diyerek de bu ölümlerin üzerini kapatamayacaksınız; Cengiz Holding de onu koruyanlar da çevre yolu talebine sessiz kalanlar da elbette halka hesap verecektir. Mardin Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Koordinasyon Merkezinin bağlı olduğu halk iradesini gasbeden, halkın kaynaklarını yandaşlara aktaran kayyum da hesap verecektir.

Kayyum rejiminin 2'nci dönemindeyiz. İlk dönemi her türlü yolsuzlukla geçen kayyum rejiminin 2'nci dönemi de "Daha iyi nasıl gasbederim?" diye devam ediyor. Her fırsatta belediyenin bir taşınmazını satarak, Dara Antik Kenti'nin çevresini imara açarak halkın kaynaklarını talan ediyorlar. Ne kendisinin ne de MARSU gibi kurumların halka hizmet gibi bir derdi yoktur.

MARSU, halka hizmet üretmiyor; birçok köylünün, köyün, mahallenin altyapı ve su sorunu devam ediyor; yurttaşı susuz bırakmaktan hiç çekinmiyor MARSU, tıpkı DEDAŞ'ın zulmettiği gibi halka zulmediyor. DEDAŞ yanına kolluğu da alarak bölgede zulme devam ediyor. Hiçbir hak hukuk tanınmaması, kullanılan elektrikten fazla fatura kesilmesi, sık sık elektrik kesintileri yapılması, tarım arazilerine elektrik verilmemesi hiç mi ilgilendirmiyor sizi?

Mardinli çiftçiye eziyet ediyorsunuz, üretemez hâle getirdiniz. Yüksek fatura, mazot ve gübre fiyatlarıyla tarlasını ekemez hâle getirdiniz. Bu, Mezopotamya ovasını kurutmaktır, üretimi bitirmektir, halkı göçe zorlamaktır.

İktidarın Kürt ve kadın düşmanlığının yerellerde temsilcisi kayyumlardır. Nusaybin'de Gülşilav Kadın Merkezi'ni ve Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Merkezi'ni kapatanlar, Kadın Daire Başkanlığına erkek atayanlar aynı zamanda Mardin'deki tüm kadına yönelik şiddeti besleyenlerdir. Bizler şunu çok iyi biliyoruz ki bu iktidarın kadına yönelik şiddeti engelleme gibi bir derdi yoktur; bunu yasalardan biliyoruz, İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılmasından biliyoruz, her türlü baskıya ve şiddete karşı mücadele eden kadınların, TJA'lı arkadaşlarımızın tutuklanmasından biliyoruz, gerekli tedbirler alınmadığı için katledilen Pakistan Demir'den ve daha birçoklarından biliyoruz.

Tabii, bir de ekonomik kriz var, bunun yerele yansımaları var. Halk yoksulluk içinde, ev almak bir yana, kirasını bile ödeyemiyor, küçük esnaf iflas etmek üzere. Ekonomik krizin bedelini en çok kadınlar ve gençler ödüyor. Tekstil atölyelerinde işçiye asgari ücretin altında ücret verildiğinden haberiniz var mı? Geçinemeyen emeklinin çalışmak zorunda kaldığını biliyor musunuz? Elbette biliyorsunuz ama umurunuzda değil.

Bir diğer sorun okullarda yaşanıyor, öğrenciler okullara aç gidip geliyorlar. Defalarca kez, günde bir öğün yemek okullarda ücretsiz olsun dedik, ücretli öğretmenler dâhil ataması yapılmayan öğretmenler atansın dedik, servis ücretlerinin yüksek aidatlarına çözüm bulunsun dedik.

Ekonomik krizin yanında yönetememe krizi var, özgürlük krizi var, adalet krizi var. Bunların hepsinin temelinde de Kürt düşmanlığı, kadın düşmanlığı var, savaş ve şiddet politikası var. Bu kadar krize rağmen çıkıp Mardin'de sosyal yardım alan aileleri Cumhurbaşkanı selamlıyor ve mektubunu iletiyorsunuz. Yoksulluk içindeki toplumun derdini selamla mı çözeceksiniz? Bunun üzerinden oy alacağınızı zannediyorsunuz, yazık! Gidişiniz yakındır.

Tüm bu sorunların çözümü nerede biliyor musunuz? Çözümü de çaresi de HDP'dedir, toplumun kendisindedir. (HDP sıralarından alkışlar)