| Konu: | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 3'üncü Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 32 |
| Tarih: | 08.12.2022 |
MHP GRUBU ADINA AHMET ERBAŞ (Kütahya) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nde Kültür ve Turizm Bakanlığı üzerine Milliyetçi Hareket Partisi grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, turizm, kalkınma hedefinde olan pek çok ülkenin gelişmek için kullandığı önemli sektörlerden biridir. Uluslararası turizme yönelik olarak yapılan istatistiklere göre bu sektör her yıl ortalama yüzde 4 oranında büyümektedir. Bu nedenle, turizm pastasından pay almak isteyen pek çok ülke kendi millî değerlerini ve ülke zenginliklerini bu sektörün hizmetine sunmaktadır. Türkiye olarak biz de bu yarışta varız. Pandemi süresince Kültür ve Turizm Bakanlığımızın uyguladığı Güvenli Turizm Sertifikası Sistemi sayesinde ülkemiz dünyanın sayılı sağlık turizmi ülkeleri arasında yerini almıştır. Gerek altyapımızla gerekse kültürel ve tarihî değerlerimizle bugün dünyadaki pek çok ülkeyle rekabet edebilecek düzeye ulaşmış bulunmaktayız.
Dünya Turizm Örgütünün verilerine göre pandemi öncesinde, 2019 yılında uluslararası seyahat sayısı 1 milyar 466 milyon ve turizm harcamaları ise 1,48 trilyon dolar seviyesindeydi. 2022 yılı verilerine göre, ilk dokuz ayda dünyada uluslararası seyahat sayısı 700 milyona ulaşarak toparlanma sürecine girilmiştir.
Bu yıl turizmde büyüme hızımız İtalya, İspanya ve Yunanistan'ı geçmiştir. Bizler, burada, Turizm Ajansının sektör paydaşlarıyla oluşturduğu platformun tanıtım ve PR'ıyla ilgili yaptığı çalışmaların meyvesini topluyoruz. Her zaman ifade ettiğim gibi Sayın Bakanımızın da turizm sektörünün her alanında hizmet vermiş birisi olması ülkemiz açısından büyük bir şanstır.
Değerli milletvekilleri, dünya standartlarına erişebilmek, hızla değişen dünyaya ayak uydurabilmek adına turizmi her alanında çeşitlendirmeye başladık. Tarihimizi, kültürümüzü, doğal güzelliklerimizi, yayla ve kış turizmimizi, termal ve sağlık turizmimizi, fuar ve kongre turizmimizi ve yerel lezzetlerimizi sunacak olan aşçılarımızla birlikte dünyaca ünlü Michelin restoranlarımız gastronomi turizmimizi canlandıracaktır.
2019 yılında turizm alanında cumhuriyet tarihimizin turist rekorunu 51,3 milyon kişiyle kırdık, bugünlerde ise 50 milyon turist sayısına ulaştık. 44 milyar dolarlık bir gelirden bahsediyoruz. Bu yıl sadece Avrupa Birliği ülkelerinden 15 milyon turist ağırladık, Rusya'dan gelen turist sayısı 6 milyon, Körfez ve Asya ülkelerinden gelen turist sayısı her geçen gün artmaktadır ama bu noktada önemli olan, gelen ziyaretçi sayısından çok ülkemizdeki harcamalarıdır. Kişi başı turizm harcamalarında bin dolar ve üstüne çıkma hedefinde olmalıyız.
Dünyada ziyaretçi sayısı bakımından ilk sırada Hong Kong yer alırken ülkemizde de ilk 10'da yer alan bir marka değerimiz bulunmaktadır: Millî değerimiz İstanbul. İstanbul'un gerek Kız Kulesi, Galata Kulesi, Ayasofya Camisi, Topkapı Sarayı, Rami Kışlası, eşsiz boğazı, gerekse Rumeli Hisarı gibi saymakla bitiremeyeceğimiz güzelliklerine Bakanlığımız, Beyoğlu Kültür Yolu ve akıbeti yılan hikayesine dönmesine rağmen tamamlanan Atatürk Kültür Merkezi'nin açılmasıyla önemli kazanımlar eklemiştir. Atatürk Kültür Merkezi, İstanbul'un kültürel açıdan da buluşma noktası olmuştur. Bundan sonra İstanbul için hedefimiz, önümüzdeki yıllarda tıpkı Katar'da gerçekleştirilen Dünya Kupası standartlarında bir spor organizasyonuna ev sahipliği yapmak olmalıdır.
Değerli milletvekilleri, eğer bacasız sanayi diyorsak turizme, sanayi sektöründe olduğu gibi turizm sektöründe de enerji desteği tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ihtiyaç hâline gelmiştir. Yapılan ve yapılması planlanan destek ve teşviklerde özellikle HES, GES, RES konusunda turizm sektörüne verilen destekler için teşekkür ediyoruz.
Hızla büyüyen sektörümüzün bir problemi ise yetenekli ve kalifiye eleman bulunamamasıdır. Yabancı dil bilen, hizmet sektörüne hâkim ara eleman yetiştirmek için mutlaka çaba göstermeliyiz.
Değerli milletvekilleri, Bakanlığımızın en başarılı çalışmaları arasında arkeolojik kazıların artırılması ve bu kazıların millîleştirilmesi de bulunmaktadır. Bunun yanında, ülkemizden kaçırılıp yurt dışında bulunan tarihî eserlerimizin Türkiye'ye getirilmesi konusundaki mücadelenizi takdirle karşılıyoruz. Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğümüzün çalışmalarıyla yurt dışından son dört yılda getirilen 4.727 tarihî eserimiz millî değer listemize girmiştir. Bunların yanı sıra hem yurt içinde hem yurt dışında bulunan tarihî eserlerimizi restore ediyor ve ayağa kaldırıyoruz. Yine, 92 yılından bu yana yapımı tamamlanamayan, 20 Kültür Bakanı eskiten Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası binasının faaliyete geçmesi kültür ve sanat hayatına yönelik önemli çalışmalarınızdandır.
Değerli milletvekilleri, önemli diğer bir konu ise Amerika Birleşik Devletleri'nden sonra 103 ülkede yayınlanan ve izlenme rekorları kıran Türk dizileri konusudur. Şu bir gerçek ki kültürel ve sanatsal çalışmaları o ülkenin turizminden bağımsız düşünemeyiz. Bu nedenle getirisi yaklaşık 1 milyar dolar olan bu sektörün bileşenlerini de göz ardı etmemeliyiz.
Oyuncularımızın bir meslek odası yoktur, meslek etiğini denetleyebilecek bir kurumu da yoktur. 5846 sayılı Kanun'daki "bağlantılı hak sahipleri" terimi dizilerin tekrar yayınlarıyla ilgili hak devri konusunda oyuncuların baskıya maruz kalmalarına sebep olmaktadır. Bir sanat eserinin sanat eseri olabilmesi için eserlerini tamamlamış olması gerekir. Eğer ortada bir eser yok ise hak da yoktur, olmayan bir hakkın da devri olamaz. Dolayısıyla çekimler başlamadan önce yapılmış hak devri sözleşmeleri geçersizdir. Örneğin bir beste var, buna yazılmış bir söz var, bu şarkıyı Emel Sayın söyleyince meşhur oluyor. MESAM ve MÜYORBİR gibi kuruluşlar şarkıcıların haklarını ve şarkı tekrar çaldığında almaları gereken ücreti takip ediyor fakat oyuncuların haklarını sahiplerine teslim etmesi için herhangi bir meslek odası bulunmuyor. Örnek vermek gerekirse büyük sanatçımız merhum Kemal Sunal'ın bir filminin 10 binden fazla tekrarı yayınlanmıştır. Çocuklar Duymasın dizisinin de her bir bölümü binlerce kez tekrarlanmıştır. Oyuncuların Esnaf ve Sanatkârlar Odasında gece kulübü işletmecileriyle aynı odaya bağlı olması doğru bir yaklaşım değildir. Bugün kimse kafasına göre kuaför salonu açamaz ama isteyen herkes oyuncu olabiliyor. Kültür elçisi olarak gördüğümüz oyuncularımızın hakkını gözetmeliyiz.
Ben buradan yapımcılara da seslenmek istiyorum: Biz gelir beklentilerinize ve ekonomik kaygılarınıza saygı duyuyoruz ancak sizler de bu yapımları hazırlarken kültürümüze, örf, âdet ve geleneklerimize saygı duymalısınız. Az önce ifade ettiğim gibi, Türkiye, filmler, diziler ihraç ediyor, 1 milyar dolara yaklaşan bu sektörle bütün dünyaya kültürümüzü tanıtıyoruz. Allah aşkına, size soruyorum: Bizim kültürümüz bu mu? Kendi ellerimizle kendi değerlerimizi yok ediyoruz. Maalesef ki ahlaksızlığın, entrikaların, aile içi şiddetin, psikolojik sorunların dizi yapıldığı, yemek programlarında ise nimetin aşağılandığı bir durumdayız ve sonrasında "Nasıl bir toplum olduk?" diye sorguluyoruz. Şu anda, 6 yaşında bir kız çocuğumuzun evlendirildiği iddiasını konuşuyoruz. Ne bizim âdetimizde ne kültürümüzde ne inancımızda ne de insan vicdanında böyle bir şey yoktur.
Değerli milletvekilleri, 86 milyon vatandaşımız var, 60 milyar dolar ilaç harcamamız var ve dikkatinizi çekmek istiyorum: Antidepresan önemli bir yer teşkil etmektedir. Kişi başı, yıllık 800 dolar gibi ilaç harcamamız var. İster yerli olsun ister yabancı, fark etmez, ilaç sektörünün iştahını kabartan bir ülke olmamalıyız. Bu rakamların sebebi sevgi, saygı ve huzur eksikliğidir.
Değerli milletvekilleri, Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli Bey'in ifade ettiği gibi, beşeriyet barışa ve huzura susamıştır. Daha güvenli, daha huzurlu, daha adil bir dünyaya ulaşmak için açlıkla, yoksullukla, gelir ve servet dağılımındaki adaletsizliklerle küresel çapta mücadele etmek insani ve vicdani bir görevdir. Bu görev içinde kültürümüzü dünyaya yaymak da vardır, fikri hür, vicdanı hür nesiller yetiştirmek de vardır. Genel Başkanımızın talimatlarıyla hazırlanan Ruh Sağlığı Kanun Teklifi'ni Meclis gündemine bir an önce getirmeliyiz. İstediğimiz kadar fabrika kuralım, binalar yapalım, yollar yapalım, yatırımlar yapalım, devasa organizasyonlar yapalım ama güvenin, huzurun, ahlakın, samimiyetin olmadığı yerde kısaca, insanlığın olmadığı yerde bunların hiçbir anlamı yoktur. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ifade ettiği gibi, bir millet savaş alanlarında ne kadar zafer elde ederse etsin o zaferin sürekli sonuçlar vermesi ancak kültür ordusuyla mümkündür.
Değerli milletvekilleri, Kütahya'da çok önemli bir eserimiz var, bu eserin dünyada başka bir örneği yok, merhum Ahmet Yakupoğlu Hocamızın büyük eseri Çinili Cami. Bahsettiğim cami budur değerli milletvekilleri, dünyada ve Türkiye'de tek olan bir camidir, komple içi ve dışı çiniden yapılmış bir camidir. Rahmetli Yakupoğlu Hocamız bütün mirasını Dumlupınar Üniversitesine bırakmıştır. Bu camimiz maalesef dört yıldır restorasyon bekliyor, maalesef zemini kaymaktadır. Tabii, üniversitenin kısıtlı imkânlarıyla rektörümüz bir şeyler yapmak istiyor ama dört yıldır ibadete kapalı, Türkiye'nin ve dünyanın incisi bir camiden bahsediyorum. Bu caminin restorasyonunu mutlaka Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak üstlenip üniversiteyle beraber ortaklaşa gerçekleştirmemiz gerekir.
Ben, bu arada, Bakanlığımıza Aizanoi Antik Kenti'ne ve Tavşanlı Höyük Kenti'ne yapmış olduğu destekler için teşekkür ediyorum ve desteklerinin daha da artmasını bekliyoruz. Aizanoi'deki bulgular ve Tavşanlı'daki bulguların insanlık tarihi için yeni bir sayfa açacağına inanıyoruz. 2023'te faaliyete geçecek olan Arkeoloji ve Maden Müzesini, Kütahya ve Gediz halk kütüphanelerini, Yüzbaşı Şekip Efendi Şehitliği Projesi'ni de çok önemsediğimizi belirtmek isterim. 1490 yılında Şaphane ilçemizde yapılan Koca Seyfullah Camisi ile milattan sonra 8'inci yüzyılda yapılan 72 burçlu Kütahya Kalesi ve halk arasında "Dönenler Cami" olarak bilinen Mevlevihane'nin tadilatı için yaptıklarınız için teşekkür ediyorum.
Değerli milletvekilleri, eğer bugün bağımsız bir Türk devletinden ve vatanından bahsedebiliyorsak, Gazi Meclisin çatısı altında konuşma yapabiliyorsak bunun mihenk taşlarından biri de yüzyıl önceki Büyük Taarruz ve Dumlupınar'da kazanılan zaferimizdir. 2022'de zaferin 100'üncü yıl kutlamalarında bu farkındalığı Bakanlık olarak yarattınız. Şimdi de 2023'te Kültür Yolu Festivali yapacağınız illerden biri mutlaka ama mutlaka Kütahya olmalıdır. Ayrıca her yıl yapılan Domaniç şenlikleri yani "Hayme Ana" dediğimiz Ertuğrul Gazi'nin annesi için yapılan törenleri de Bakanlığınız tarafından deruhte edilmesini istiyoruz.
Son olarak Gediz'de bulunan Murat Dağı'mızdan bahsetmek istiyorum. Bu dağımız 1.450 metre rakımında, sıcak ve soğuk suyun aynı anda çıktığı yurdumuzdaki tek dağdır. Hayatlarında bir ağaç dahi dikmeyen kapitalist altın tacirleri yine Murat Dağı'na dadandılar, yüz binlerce ağacımızı katlederek ormanları siyanüre bulayacaklar.
ÖZKAN YALIM (Uşak) - Anadolu Export yine ruhsat istiyor.
AHMET ERBAŞ (Devamla) - Bakanlığımıza ve ÇED raporu verecek olan Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınıza sesleniyorum, yalnızca seslenmiyorum bölge halkı adına haykırıyorum: Bu eşsiz doğa harikasını yedirmeyelim ve lütfen bu güzelliklere sahip çıkalım.
Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; Türk Devletleri Teşkilatına gözlemci üye olarak katılan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin turizmde hak ettiği payı alabilmesi için TGA tarafından yapılan tanıtımlarda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne de özel ilgi gösterilmesi hususunda desteğinizi bekliyoruz. Çünkü KKTC'nin en önemli gelir kaynağı eğitim ve turizm gelirleridir.
Bu duygu ve düşüncelerle Gazi Meclisi ve yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Bütçemiz hayırlı uğurlu olsun. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)