| Konu: | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 4'üncü Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 33 |
| Tarih: | 09.12.2022 |
MHP GRUBU ADINA MUHARREM VARLI (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Tarım ve Orman Bakanlığı ve bölümleri üzerinde söz aldım. Bu vesileyle, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime başlamadan önce, birkaç gün önce Suriye'de şehit olan yakın aile dostumuz Binbaşı Mehmet Duman Bey'e de Allah'tan rahmet ve ailesine başsağlığı diliyorum.
Tarım Bakanlığının önemli bölümleri, önemli genel müdürlükleri var; bunlardan bir tanesi de Devlet Su İşleri. Devlet Su İşleri, üzerine düşen görevi bugüne kadar yeterince yerine getirmeye gayret gösterdi; işte, barajlar, göletler, tarım alanlarının sulanması açısından önemli işler başardılar. Adana'yı ve özellikle Ceyhan, Sarıçam, İmamoğlu bölgesini ilgilendiren Yedigöze Barajı'nın da sulama sisteminin bir an önce tamamlanıp çiftçilerimizin hizmetine sunulması önem arz etmektedir. Sayın Bakanın da bu konuda gerekli girişimlerde bulunduğunu biliyoruz, orayla ilgili ciddi yatırımların da yapıldığını biliyoruz ama bir an önce tamamlanıp... Çünkü orada 75 bin hektar yani 750 bin dönüm arazi sulanabilir hâle getirilirse hem çiftçilerimize hem de ülke ekonomimize çok önemli bir katkı sağlayacağına inanıyorum.
Yine, çiftçilerimizin toplulaştırmayla ilgili beklentileri toplulaştırmanın bir an önce bitirilmesi yönündedir çünkü burada arazisini satmak isteyen ya da ortak olduğu bir başka araziyi almak isteyen insanlar mağduriyet yaşamaktadır; toplulaştırma olduğu için arazi satışlarıyla alakalı engeller vardır. Yine, hazine arazileriyle ilgili, satın almak istediklerinde toplulaştırma engeli karşılarına çıkmaktadır. Onun için toplulaştırmanın da bir an önce çiftçilerimizin lehine sonuçlandırılmasını çiftçilerimiz Tarım Bakanlığından ve DSİ'den arzulamaktadır.
Ormanla alakalı, ormanla ilgili ciddi yangınları yaşadık ama gerçekten çok hızlı müdahalelerle orman yangınları engellendi. Bunların bir kısmı kasıtlı, bir kısmı da tabii afetler sonucunda çıkan yangınlar. Orman yangınlarını önlemek adına da Bakanlığın bir an önce alet edevat yönünden yapılması veya tamamlanması gereken her şeyi tamamlayacağına inanıyoruz. Bu konuda da ciddi çalışmaların olduğunu görüyoruz çünkü ormanlar hepimizi ilgilendiren, gelecek nesillerimize bırakabileceğimiz en önemli mal varlıklarımız.
Yine, Tarım Bakanlığıyla ilgili konuşurken gıda ve gıdanın önemini burada sizinle paylaşmadan geçemeyeceğim çünkü pandemi sürecinde hep birlikte yaşadık ki... Yani doğrudur, enerji çok önemlidir, petrol çok önemlidir, başka şeyler çok önemlidir ama gıda olmadan, evimizde ekmeğimiz, bulgurumuz, unumuz, peynirimiz, zeytinimiz olmadan insanın hayatını sürdürmesi ve yaşaması mümkün olmuyor; onun için gıda çok önemli ve gıda üretimini destekleyecek yatırımların da yapılması çok önemli. Bu manada, üreten çiftçilerimizi, hayvancılık yapan insanlarımızı mutlaka destekleyip onların üretimini sürdürebilmeleri adına elimizden gelen gayreti ortaya koymamız lazım.
Yine, gıdayla alakalı konu açılmışken bu süreçte zincir marketlerin yapmış olduğu uygulamalarla ilgili de kısaca sizinle bazı konuları paylaşmak istiyorum. Elbette ki dar gelirli insanlarımızı korumak adına zincir marketlerin denetimi sıklaştırılmalıdır. Biz "Zincir marketlerin denetimi sıklaştırılmalıdır." dediğimizde, hatta "Bazı terör örgütleriyle bağlantıları var mıdır?" dediğimizde ses farklı yerlerden gelmeye başlıyor. Onun için, biz eğer gerçekten dar gelirlinin yanındaysak, gerçekten dar gelirliyi korumak istiyorsak hem belediyelerin hem Hükûmetin hem de hepimizin birlikte bu zincir marketlerin gıdayla ilgili yapmış oldukları artışları kontrol etmemiz lazım, bunun arkasında da durmamız lazım çünkü dar gelirli insanlarımızı ancak bu şekilde koruyabiliriz. Her gün yeni zam, her gün etiket değişikliği doğru şeyler değil. İnsanlarımızda hem bıkkınlığı hem de Hükûmete olan nefret ve kızgınlığı artırıyor, dolayısıyla, buradan Hükûmete dolaylı bir etki yapılmak isteniyor, bir algı oluşturulmak isteniyor; bunun da önüne geçmemiz lazım.
Yine, pamukla alakalı bir şeyler söylemek istiyorum. Sayın Bakan, pamuk prim desteği 1,1 liradan 1,6 liraya yükseltildi, olumlu bir gelişme ancak özellikle bu yıl pamuk fiyatlarının dünya borsalarında düşüş yaşamasından kaynaklı, çiftçilerimiz en az 3 TL'nin üzerinde bir prim desteği bekliyor. Bu konuda da duyarlı olacağınızı düşünüyorum çünkü pamuğu üretmemiz lazım. Pamuk stratejik bir ürün, pamuk endüstriyel bir ürün, aynı zamanda istihdama katkı sağlayan bir ürün. Dolayısıyla, biz en çok yağ ve yağa bağlı tohumlar ithal ettiğimiz için pamuk üretimini ne kadar çok artırırsak ham yağ oranında da hem çiftçimize katkı sağlamış oluruz hem de ham yağ üretimine katkı sağlamış oluruz. Bunu da mutlaka desteklememiz lazım. Aynı zamanda pamuk ekimi... Ben kendi bölgemden, Adana'dan, Çukurova'dan söyleyeyim; üst üste birkaç yıl mısır ektiğiniz zaman ciddi manada verim düşüklüğü yaşarsınız -bunu ziraat mühendisi olanlar ve çiftçi olanlar bilirler- ama pamuk ekip de üzerine birkaç mısır ektiğiniz zaman tarlayı gençleştirmiş olursunuz, belki gübre oranında daha az gübre kullanırsınız, dolayısıyla verim artışını sağlamış olursunuz. Yani pamuk aynı zamanda toprağı gençleştiren bir bitkidir, dolayısıyla bunun da desteklenmesi lazım.
Yine, prim desteği verilirken bölgesel manada -Sayın Bakan da bunu savunuyor zaten- prim desteğine önem vermemiz lazım, hatta belli illerin belli bölgelerinde bile üretilen ürün çeşitliliğine göre destek vermemiz lazım. Mesela Adana için konuşuyorum, İmamoğlu bölgesi, Karaisalı bölgesi susuz alanlar, susuz topraklar olduğu için oralarda ayçiçeği üretimi ve buğday üretimi daha fazla yapılıyor; doğrusu da bu zaten. Yine, Ceyhan Ovası, Karataş Ovası sulanabilen araziler olduğu için mısır ve pamuk üretimi burada fazlasıyla yapılabiliyor. Bunları da göz önünde bulundurarak destekleri de buna göre vermemiz lazım. Yani üreten insanları korumak adına biz elimizden gelen her şeyi yapmalıyız, takdiri de Cenab-ı Allah'a bırakmalıyız.
Yine, gübre fiyatları çok ciddi artışlar gösterdi; son günlerde düşüşe geçti, inşallah bundan sonra daha da düşecektir. Ben, Tarım Kredinin de bu konuda üzerine düşeni en iyi şekilde yapacağına inanıyorum ki yapması lazım, çiftçiyi koruyabilmek için Tarım Kredinin mutlaka sübvanse yani "sübvanse" derken regüle görevini görmesi lazım.
Şimdi, gübre fiyatları yükseldi ama bunun karşılığında da mısır fiyatları, buğday fiyatları da ciddi bir artış gösterdi. Yani bu gübre fiyatları yüzde 200 arttıysa buğday fiyatlarında da bir önceki yıla göre yüzde 200 artış göstererek hem Tarım Bakanlığının hem TMO'nun desteğiyle çiftçimizi ezdirmeden, buğday üreticilerini korumuş olduk ama çiftçilerimizin beklentisi buğday fiyatlarının daha da yükseltilmesi yönündedir çünkü maliyetler, girdiler çok arttığı için bir de kuraklığın vermiş olduğu ve özellikle mayıs ayında yaşanan ani sıcaklıkların gelişmesiyle birlikte buğdayda bir verim kaybı yaşanıyor; hem İç Anadolu Bölgesi için bu geçerli hem de bizim Çukurova bölgesi için bu geçerli. Dolayısıyla verim düşüşü yaşandığı için de kazanamıyor çiftçimiz yani buğday fiyatlarının daha da korunmasını, çiftçimizin lehine geliştirilmesini çiftçilerimiz arzu etmektedir. Çünkü buğday da stratejik bir üründür; işte, Ukrayna-Rusya savaşıyla birlikte dünyada yaşanan gıda krizi ve tahıl krizi bunu en iyi şekilde ortaya koymuştur. Yani bizim kendimiz üretip kendimiz kendimize yetebilecek durumda olmamız lazım, hatta ürettiğimizi de başkalarına satabilecek durumda olmamız lazım. (CHP sıralarından alkışlar) Bunun için de çiftçimizi, üreticimizi en iyi şekilde korumamız lazım, çiftçimizin de Sayın Bakandan ve değerli Tarım Bakanlığı personelinden beklentisi budur.
Yine, ÇKS'yle ilgili çiftçilerimizin bir beklentisi var. Aralık ayının sonuna kadar ÇKS bildirimini yapmaları gerekiyor ve şubat ayı sonuna kadar da ürün bildirimini değiştirebiliyorlar ama yağışlardan ya da giden kuraklıktan dolayı ÇKS'yle ilgili bazen problemler de yaşayabiliyorlar. Nasıl problem yaşayabiliyorlar? Örnek veriyorum, pamuk bildirmiştir ya da mısır bildirmiştir ama kuraklıktan ya da yağıştan dolayı şubat ayının sonuna kadar ekememiştir. Dolayısıyla bu ürünün çeşidini değiştirmek için şubat ayının sonuna kadar bildirim yapması lazım ama mart ayının sonuna ya da nisan ayının sonuna kadar biz bu işi uzatırsak diyelim ki o dönemde yaşanan sıkıntılardan, tabii olaylarla ilgili yani meteorolojik gelişmelerle ilgili yaşanan sıkıntıdan dolayı ekemediğimiz ürünü soya fasulyesi olarak değiştirebiliriz, soya fasulyesini nisan ayının sonuna kadar ekebilir çiftçi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.
MUHARREM VARLI (Devamla) - Sayın Bakanım, bununla ilgili bir düzeltme yapar ve tarım il müdürlüklerine, ilçe müdürlüklerine bir talimat verirseniz çok doğru olacaktır çünkü bizim -dediğim gibi- ürün çeşitlerini de kontrol etmemiz lazım.
Yine, hayvancılıkla ilgili bir şey söylemek istiyorum: Hayvancılık çok zor bir meslektir, insanların yapması çok zordur yani -özür diliyorum- onun kokusu, onun bakımı, yem girdileri... Bizim, hayvan üreticilerini de mutlaka ve mutlaka korumamız lazım, yem fiyatlarıyla ilgili de ciddi manada sübvanse yapmamız lazım.
Ben teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)