| Konu: | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 4'üncü Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 33 |
| Tarih: | 09.12.2022 |
HDP GRUBU ADINA MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının bütçesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Sizleri ve kamuoyunu saygıyla selamlarım.
Değerli milletvekilleri, müteahhitlere teslim edilmiş Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, diğer adıyla "ihale distribütör bakanlığı"nın bütçesini görüşüyoruz; şirketlerin saraya yakınlığı ile alınan ihale sayısının doğru orantılı olduğu en önemli bakanlıklardan biri. O yüzden, biz aslında bugün Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığını değil, yandaş şirketlerin bütçesini görüşüyoruz. Ulaştırma Bakanı buraya gelip resimler göstererek "Eser üretiyoruz." diyecek. Eser olarak adlandırılan bu yapıların kârı şirketlere, övgüsü iktidara, finansmanı yani cefası ise halka kalıyor. Halk bu bütçenin kimleri zengin edeceğini gayet iyi biliyor.
Burada en çok tartışılacak konulardan biri de kamu-özel iş birliği modelidir, bu modelin de son bütçesidir. Bu model, bir yatırım modeli değil, bir soygun modelidir. Her ne hikmetse denetimi de denetlenmeyi de sevmiyorsunuz, kalite kontrol ve iş güvenliği konularından rahatsız oluyorsunuz. Yirmi yıllık iktidarınız döneminde adrese teslim ihale verebilmek adına Kamu İhale Kanunu'nu 200'e yakın değiştirdiniz; keşke bu konudaki enerjinizi teknik şartnameleri geliştirmeye, denetim ve kontrol mekanizmalarını güçlendirmeye, kalite ve kontrol mekanizması kurmaya ve korumaya, iş güvenliğini ve işçi sağlığını önemsemeye harcasaydınız. Belki o zaman bugünkü israf ve savurganlıktan kurtulurdunuz. Bunu başarabilseydiniz dolgu yapılan yollarda çökmeler ve patlamalar olmazdı ve siz de benim soru önergelerime "Sel olmuş." "Yağmur yağmış." "Heyelan olmuş." gibi akla, mantığa ve bilime sığmayan abuk sabuk cevaplar verme durumunda kalmazdınız. Kamu-özel iş birliğiyle ilgili en doğru sözü Fuat Oktay söylemişti "İhya hareketidir." demişti. Çok doğru, kamu-özel iş birliği müteahhitleri ihya etme hareketidir.
Ben mühendislik kariyerimde işveren ve müteahhit ilişkilerini hep bir maça benzetmişimdir ama siz sonucu baştan belli, şikeli maçları seviyorsunuz; hep tek kale maç yapıp hazineyi de kaleye koyuyorsunuz.
Dün bize buradan sarı kart gösterenler, keşke sarı kartı uyuşturucu baronlarına, hazineyi soyanlara, bakanlığını dolandıranlara, rüşvet alan bakanlara, haksız kazanç elde eden, halkın kanını emenlere, mafyaya, hırsızlara gösterebilseydiniz ama nerede sizde o yürek!
Sayın Bülbül, gene 17-25 Aralık yaklaşıyor, Genel Başkanınızın yolsuzluk haftası olarak ilan ettiği haftada ne etkinlik yapacaksınız bakıp göreceğiz yoksa dut yemiş bülbül gibi susup yerinize mi oturacaksınız?
Değerli milletvekilleri, Komisyonda "Demir yolu ağırlıklı bir yatırım dönemine girdik." diyorsunuz. Sizin yirmi yıllık iktidarınız döneminde demir yolu ağırlıklı bir yatırım dönemine girinceye kadar nice canlar toprağa girdi biliyor musunuz? Bakınız, Çorlu tren kazasında 25 can yitirdik. Yaşamını yitirenlerden biri 9 yaşındaki Oğuz Arda Sel; annesi Mısra Öz bize bir video yolladı ve onu size dinletmek istedim fakat Komisyon Başkanı ve iktidar vekilleri bundan rahatsız oldular. Eğer Ulaştırma Bakanı olarak bir sorumluluk hissetmiş olsaydınız, o annenin ne dediğini duymak ister, videoyu isteyip kendiniz dinleyebilirdiniz, onu bile yapmadınız.
Demir yollarında personel sayısı yetersiz. Mevcut personel fazla mesai saatleriyle âdeta köle gibi çalıştırılıyor, sinyalizasyon sorunları had safhada. Kazaların yüzde 54'ü hemzemin geçitlerde meydana gelmiş, bunların hesabını verecek kimseyi bulamıyoruz.
Limanların işletmeleri belli başlı zümrelerin ipoteği altına alınmış, mafyaların da kaçakçılığın da merkezi hâline gelmiş. Limanları işleten şirketlerin sözleşmeleri bitmeden kırk dokuz yıllığına yine aynı şirketlere vermeye çalışıyorsunuz. Birkaç aylık ömrü kalmış iktidarınız niçin kırk dokuz yıllık anlaşma yapmaya çalışıyor acaba?
Şimdi, PTT'de sendikal ayrımcılıktan bahsediyoruz, Bakanlık cevap veriyor "Ayrımcılık yok." diye. Gelin o zaman, Ulaştırma Bakanlığı Teftiş Kurulu Bakanlığa gitsin, son altı ayda PTT'de müdür ya da başmüdür olarak atananların hangi sendika üyesi olduklarını tespit etsin ama yapmazsınız.
Değerli milletvekilleri, sorduğum sorulardan biri de Tatvan-Ahlat yol kavşağına; daha doğrusu, halkın tabiriyle ölüm kavşağına sekiz yıldır bir çözüm bulamadınız. Bu yolda sizin yapamadığınız bir köprülü kavşak yüzünden canlar yitiriliyor. Cevabınızda ise "Sit alanıydı." diye bir cevap göndermişsiniz. Keşke sit alanlarına burada verdiğiniz değerin yarısını turizme ve baraja kurban ettiğiniz yerlere verseydiniz.
Açıklanamayan bir konu da Narlıdere-Kermete-Baykan arasındaki 12 kilometrelik yol nasıl oluyorsa sekiz yıldır tamamlanamıyor, buna da hiçbir açıklama getirememişsiniz. Baykan şehir içi inşaatı da kaplumbağa hızıyla ilerliyor.
Muş Havaalanı-Tatvan arası banliyö tren çalışmasını talep ettik ama hiç kale bile almadınız.
Plan ve Bütçe Komisyonunda AKP Ağrı Vekili dakikalarca Ağrı'ya yapılmış 70-80 kilometrelik yolun videosunu coşkuyla bizlere seyrettirdi. Sayın Vekil, yirmi yıllık AKP iktidarında 70-80 kilometrelik bir yol yapılmış olmasından gurur değil, utanç duymanız lazım. Mukayese açısından söylüyorum, bugün büyük metropollerin etrafında yapılan çevre yollarının uzunluğu bile 150 ile 250 kilometre arasında bir mesafe. Yani yirmi yıllık iktidarınız döneminde 80 kilometre yol yapmak bir lütuf değildir.
Değerli halkımız, şimdi, diyeceksiniz "Siz olsaydınız ne yapardınız?" Biz HDP olarak sermayenin bütçesini değil, halkın bütçesini savunduk. Verilen garantilerle sermayenin yanında duran Ulaştırma Bakanlığına karşı halkın yanında duruyoruz. PTT'de yaşanan emek sömürüsüne karşı emekçinin yanındayız. Demir yolu kazalarında yaşamını yitirenlerin sorumluluğunu üstlenmeyenlerin karşısında, kederli ailelerinin yanında yer alıyoruz. Biz HDP olarak, haksızlığa uğramış, hakkı gasbedilmiş, emeği ve geleceği çalınmış bu milletin yanında yer alıyoruz. Dolayısıyla bu sömürü düzeni son bulduğunda bizler yetkili olursak yapacaklarımızı şöyle sıralayabiliriz: Bir defa, Kamu İhale Kanunu'nu a'dan z'ye revize ederek uluslararası standartlar seviyesine getirerek açık, şeffaf, rekabetçi bir sistemle kamunun maksimum yararına ihaleler yapılmasını sağlayacağız. Denetim, kalite kontrol mekanizmasını güçlendirerek müteahhitten talimat alan değil, talimat ve direktif veren bir mekanizma hâline getireceğiz. İş güvenliği ve işçi sağlığı mekanizmalarını gelişmiş ülkeler standartlarına getirip aynı zamanda işçinin emeğinin sömürülmesine son vereceğiz. Hatalı ve kalitesiz imalat yapan müteahhitleri ikaz edip gerekirse kara listeye alarak bu tür ticari aktivitelerde bulunmamak kaydıyla işlerine son vereceğiz. Mega projeleri değerlendirip halkımızın görüş ve onayını aldıktan sonra öncelik sırasına göre, planlı bir şekilde mevcut kaynakları en ekonomik şekilde kullanarak yapım işlerine girişeceğiz. Toplu taşıma sistemlerine ağırlık verip bu projelere öncelik tanıyacağız. Ham hayal satmayacağız. İhale dosyalarının hazırlanması ve metrajların çıkarılmasıyla ihale bedeli üzerinde ciddi mühendislik çalışması yaparak işin hitamında da maliyet cetvelini halkla paylaşacağız. Yaptığımız tüm projelerin maliyet hesabını da yapımdan önce, işin hitamında da halklarımızla açık bir şekilde paylaşacağız. Kamu menfaatini en üst düzeyde tutup ona göre projelerimizi sıralayacağız. Öyle hayalî projelerle, yalan beyanlarla halkımızı kesinlikle kandırmayacağız. Adil bir gelir dağılımı için çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alarak proje maliyetlerini daha çok, zenginden ve bu projeden yararlanan insanlardan sağlayacağız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
MAHMUT CELADET GAYDALI (Devamla) - Para kazanan vatandaşların yatırımlarıyla Londra'nın lüks semtlerinde malikâne almalarını değil, teknoloji ve üretime dönük yatırımlar ve AR-GE harcamalarını teşvik edeceğiz. Ekolojik yıkımlara sebep olan projelerden imtina edeceğiz. Yapılan arıtma sistemleri göstermelik olmayacak; çalışmayan veya çalıştırılmayan sistemlerin sorumluları hakkında yasal işlemler yaptıracağız, mutlaka hesap soracağız. Koyduğumuz hedeflerin sapması durumunda da açık bir öz eleştiri yaparak sebeplerini de halkımızla açık bir şekilde paylaşacağız.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)