| Konu: | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 4'üncü Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 33 |
| Tarih: | 09.12.2022 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYDIN ADNAN SEZGİN (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulun 6 Aralık 2022 tarihli oturumunda AK PARTİ Bursa Milletvekili Zafer Işık'ın, Milletvekilimiz Sayın Hüseyin Örs'e yumruklu saldırısı büyük suçtur, fevkalade ayıptır! Alenen işlenen bu suçu kuvvetle kınıyorum! Bu pespaye fiil Parlamentomuzun itibarına zarar vermiştir.
Değerli arkadaşlar, iktidarın karnesi, millî servetimiz ve gücümüz olan ormanlarımız faslında da çok zayıftır. 1999 yılında yaklaşık 21 milyon hektar olan genel orman alanımız, yirmi yılda ancak 2 milyon hektar artırılabilmiştir. Bu artış ise yeni orman alanları kazanılmasından değil, bozuk orman alanlarının rehabilite edilmesinden kaynaklanmaktadır ve yetersizdir. Avrupa Birliği ülkelerinin yüzde 43'ü ormanlarla kaplıyken Türkiye'de bu oran yüzde 29'da kalmıştır. Coğrafi ve iklimsel olumsuzlukları biliyoruz ama aradaki fark yine de kabul edilebilir değildir. Orman varlığımız çok daha ileri düzeyde olabilirdi, ne var ki yirmi yıllık AK PARTİ iktidarı ormanı ihmal etmiştir; orman yangınlarıyla mücadeledeki şaşırtıcı başarısızlığı da bunun bir parçasıdır.
Cumhuriyet tarihinin en büyük orman yangınları bu iktidar döneminde yaşanmıştır. Çok başarısız bir Bakan olan önceki Tarım ve Orman Bakanı döneminde yaşanan dev yangınların acısı hâlâ tazedir. Bu yangınların pek çoğu devletin değil, vatandaşlarımızın gayretiyle söndürülebilmiştir. Bunun en büyük nedeni iktidarın yanlış zihniyeti ve çapsızlığıdır. Yangın söndürme ekipmanları ve bilhassa havadan müdahale araçları ihmal edilmiştir. Türkiye birçok şey üretiyor, bunlarla da övünüyoruz. Geçtiğimiz günlerde insansız savaş uçağımızın testlerine başlandı, iftihar ettik. Bu teknolojiye sahipken yangın söndürme uçaklarımızı kendimiz üretmek, kendi yangınlarımızı söndürmek, hatta uçak ihraç etmek için neden çaba gösterilmemektedir? Yangın söndürme uçakları belli orman bölgelerinde en az bir iki adet bulundurulmalıdır. Ayrıca, yangınları önlemek adına erken uyarı sistemleri geliştirilmeli ve yangınlarla güncel teknoloji vasıtasıyla mücadele edilmelidir. Yangınlardan sonra, özellikle, kıyılara yakın orman arazileri iktidarın gözetiminde yapılaşmaya ve turizme açılmakta, kısacası yağmalanmaktadır. Yangın ve benzeri gerekçelerle orman vasfını yitirme uygulamasına son verilmeli, ormansızlaşan tüm alanlar tekrar ormana çevrilmelidir. Üstelik, sadece orman yangını gerekçesiyle değil, deniz kenarları gibi rantın yüksek olduğu bölgelerde yangın olmaksızın da ormanlık alanların yağma ve talanı yaygınlaşmıştır maalesef. Ormanlardaki izinsiz yapılaşma hadiseleri kanıtlarıyla basına yansımaktadır, iktidara mensup veya yakın çevrelerin bundan istifade ettiği iddiaları yaygındır.
Orman yangınlarıyla mücadelede başarısız olunmasının diğer bir nedeni "yangın piyadeleri" adı verilen kahraman yangın söndürme işçilerinin sayısının yetersiz olmasıdır. Yangın söndürme işinin özelleştirilmesi vahim bir uygulamadır. Yangınla mücadelenin kadrolu ve profesyonel işçiler yerine şirketler üzerinden sezonluk taşeron işçilerle yapılması için ihalelere çıkılmış, yangın söndürme işi âdeta özelleştirilmiştir. Bu durum vahim aksamalara yol açmaktadır. Yangın söndürme işçileri ihaleyle ve taşeron olarak değil, ormanları en iyi bilen orman köylüleri arasından ve kadrolu olarak istihdam edilmelidir. Orman köylüleri kesim ve ağaçlandırma işlerinde sigortasız olarak "vahidi fiyat" denilen usulde götürü olarak çalıştırılmaktadır. Bu sistem devletin orman köylüsüne yaptığı en büyük haksızlıktır. Orman köylüleri risklere karşı savunmasız ve sigortasız olarak çalıştırılmaktadır. Orman Genel Müdürlüğünde çalışan orman işçilerinin bir kısmı kadrolu, diğer bir kısmı ise on ay çalışıp iki ay boşta kalan geçici işçilerdir. Nedense her seçim öncesinde geçici sözleşmeli personelin sayısı da yükselmektedir. Hâlen 14 bin civarındaki işçi geçici statüde çalıştırılmaktadır. Bu işin norm kadroya bağlanması, geçici işçilerin kadroya alınması gerekmektedir. AK PARTİ iktidarında orman köylüsünün kurduğu orman kooperatiflerine verilen destekler de ne yazık ki azalmıştır. Orman kesimleri dikili olarak orman müteahhitlerine verilmektedir. Orman köylüsü, kendi köyünün çevresindeki ormanlardan fayda elde edememekte, sadece orman yangını çıktığında yangını söndürmek için göreve çağrılmaktadır. Orman köyleri sınırları içindeki ormanların kesimi ve ağaçlandırılması mutlaka ilgili orman köy kooperatifi kanalıyla yapılmalı, orman köylümüze destek sağlanmalıdır.
Değerli arkadaşlar, memleketim Aydın'ın yüzde 39'una karşılık gelen toplam 327 bin hektar alanı ormanlarla kaplıdır. Koçarlı, Söke ve Karpuzlu'nun bir kısmını kaplayan Mazon bölgesi, Bergama'nın Kozak bölgesiyle birlikte ülkemizin en önemli fıstık çamı ormanları arasındadır. Bergama Kozak yöresindeki fıstık çamı orman köylüsüne, 1950'li yıllarda tapu verilmiştir. Aydın Mazon yöresi fıstık çamı ormanları ise maalesef, bugüne kadar orman köylüsü adına tapulandırılmamıştır. Aynı yapıdaki ormanlar arasındaki bu adaletsizlik giderilmeli, Aydın'daki fıstık çamı ormanlarındaki köylülerimize hak ettikleri tapular verilmelidir. Böylelikle ormanların daha fazla sahiplenilmesi mümkün olacak, orman gençleştirme çalışmalarına da katkı sağlanacaktır. Ayrıca, fıstık çamındaki özel ağaçlandırma teşvikleri artırılmalıdır. Aydın'da özel ağaçlandırma çalışmalarına da müsaade edilmemekte, yeni ağaçlandırma faaliyetlerinin önü kesilmektedir. Orman köylüsünü koruyacak düzenlemelere mutlak anlamda öncelik verilmek koşuluyla özel ağaçlandırma çalışmalarına diğer bazı illerde olduğu gibi Aydın'da da müsaade edilmelidir.
Aydın, kestane üretimi açısından Türkiye 1'incisidir. Özellikle Kuzey Menderes havzasında Köşk, Sultanhisar ve Nazilli ilçelerimizde geniş alanlarda kestane üretimi yapılmaktadır. Kestane millî gelirimize anlamlı katkı sağlayan bir üründür. Bu nedenle, Aydın'da ve ülkemizde kestane ağaçlandırmaları teşvik edilmelidir. Ayrıca, kekik, defne, adaçayı ve mantar gibi orman ürünlerinin de üretimi teşvik edilmeli, bu konuda orman köyü kooperatiflerine destek verilerek üretim artırılmalıdır.
Değerli arkadaşlar, orman, ülkemizin en değerli varlıkları arasında yer alıyor. Maalesef, mevcut iktidar ormana katkı sağlayamamış, ormanın ülkeye sağlayabileceği katkıyı geliştirememiştir. Gündeme getirilmesi amaçlanan Uludağ Alan Başkanlığı Kanun Teklifi de ayrı bir vahamettir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
AYDIN ADNAN SEZGİN (Devamla) - Teşekkür ederim.
Uludağ'ın korunması gerekirken, kurulması amaçlanan Uludağ Alan Başkanlığı tasarısı mevcut hâliyle Uludağ'da talanın önünü açacaktır. Bu, bir sistem ve zihniyet sorunudur. İYİ Parti olarak iktidara geldiğimizde vakit kaybetmeden orman envanter, kuru ve bataklık orman tesisi, orman ağaçlandırma, ormanlık alanların rehabilitasyonu projelerine başlayacağız. Ormancılık politikalarıyla ilgili kapsamlı çalışmalar vasıtasıyla orman ekosistemimizi koruyacak, orman varlığımızı artıracak, orman köylülerimizin yaşam koşullarını ve refah seviyesini geliştireceğiz. Çok az kaldı.
Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)