| Konu: | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 4'üncü Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 33 |
| Tarih: | 09.12.2022 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA DURSUN ATAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunun 6/12/2022 tarihli oturumunda AKP Bursa Milletvekili Zafer Işık tarafından milletvekilimize yönelik şiddet eylemi demokrasimize, yüce Meclisimizin mehabetine yakışmayan bir olay olarak Parlamento tarihine geçmiştir. Bu elim olayı şiddetle kınıyoruz. Hiçbir ahlaksız yumruk bizi hakkın ve hakikatin yolundan ayıramayacaktır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Millî Savunma Bakanlığının 2023 yılı bütçesi hakkında İYİ Parti Grubu adına söz almış bulunuyorum; yüce Türk milletini, kahraman ordumuzu ve Gazi Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime başlarken, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları başta olmak üzere vatan savunması ve terörle mücadelede şehit olan kahraman askerlerimize Allah'tan rahmetler diliyor, gazilerimize şükranlarımı sunuyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, ebedi Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türk ordusu için "Bütün milletin göğsünü itimat, gurur duygularıyla kabartan şanlı ad" demiştir. Gerçekten de Türk ordusu beş bin yıldan fazladır Türk milletinin en büyük gururu ve en büyük güvencesi olmuştur. Basit, alelade bir ordudan bahsetmiyoruz, bahsettiğimiz ordu Türk ordusudur. Bu ordu Türk'ün esaretini yıkıp atan Kürşat'ın 40 kişilik ordusudur, bu ordu adına destanlar yazdıran Metehan'ın, Tanrı'nın Kırbacı Attila'nın, Anadolu'yu vatan kılan Alp Arslan'ın, Peygamber'in övgüsüne mazhar olmuş Fatih'in ordusudur, "Türk milleti istikbalsiz yaşayamaz." diyerek yedi düvele meydan okumuş Atatürk'ün ordusudur bu ordu.
Değerli milletvekilleri, zor bir coğrafyada yaşıyoruz çünkü bu coğrafya tarihin nabzının atmaya başladığı günden beri birçok medeniyeti yok etmiş, devletleri yıkmış, tarihin en güçlü uygarlıklarını paramparça etmiştir.
Biz, millet olarak bin yıldır bu topraklardayız, sonsuza kadar da bu topraklarda yaşayacağız; neden mi bu kadar eminiz? Çünkü tehlike ne kadar büyük olursa olsun, Türk ordusu daha büyüktür.
Sayın milletvekilleri, bu yüzden konuşmamın hemen başında belirtmek istiyorum ki millî savunma, partimizin azami hassasiyet gösterdiği bir konudur. Türkiye'nin ulusal güvenliği birinci önceliğimizdir. Dolayısıyla, millî savunmanın her türlü siyasi polemikten uzak tutulması gerektiği anlayışına samimiyet ve özenle bağlıyız. Yıllardır Millî Savunma Bakanlığı, Savunma Sanayii Başkanlığı, Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlıkları, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Millî İstihbarat Teşkilatı bütçelerine lehte oy veriyoruz, bu tutumumuzu bugün de devam ettireceğiz. Ancak bu demek değildir ki iktidarın bu konulardaki vahim hatalarını ve eksiklerini söylemeyeceğiz. Bu yüzden bugün eleştirilerimizi yapacağız, bu hatalar tekrarlandıkça da uyarı ve tenkitlerimizi sürdüreceğiz, yapılan iyi işleri ise destekleyeceğiz. Ordu üzerinde siyaset yapmayacağız ama size de yaptırmayacağız, özellikle Türk ordusunun AKP'nin veya başka bir partinin siyasi geleceği için kullanılmasına asla müsaade etmeyeceğiz.
Değerli milletvekilleri, AKP'nin sebep olduğu yüksek enflasyon yüzünden 2022 yılı bütçesi ilk altı ayda erimiş, ek bütçe yapılması zorunlu olmuştur. Millî Savunma Bakanlığının 2022 yılı bütçesi başta 80,4 milyar lirayken ek bütçeyle 29 milyar lira eklenmiş ve yaklaşık 110 milyar liraya ulaşmıştır. 2023 yılı bütçe teklifinde Cumhurbaşkanlığının bütçesi yüzde 72, Diyanetin bütçesi ise yüzde 117 artarken Millî Savunma Bakanlığı bütçesi ise sadece yüzde 66 artmıştır. TÜİK'in masa başında hazırladığı yıllık resmî enflasyon oranı bile yüzde 84,39, ENAGrup'un gerçek yıllık enflasyon oranı ise yüzde 170,7'dir ama Millî Savunma Bakanlığı bütçesi sadece yüzde 66 artmıştır yani ortada bir artış yoktur. Yerli ve millî olduğunu söyleyenlerin böyle bir dönemde Millî Savunmaya verdiği bütçe işte bu kadardır.
Değerli milletvekilleri, diğer taraftan, Millî Savunma Bakanlığı bütçesi yıllardır istikrarlı bir şekilde düşüş göstermektedir. Buna göre, Bakanlık bütçesinin genel bütçeye oranı 2003 yılında yüzde 6,9'ken 2023 yılı AKP'nin veda bütçesindeki payı ise yüzde 4,07'ye kadar gerilemiştir. Bu düşüşün sebebini sormak istiyorum: İhtiyaçlarınız mı azaldı, Bütçe Başkanlığı mı kısıtlıyor sizi, yanlış mı hesap yapıyorsunuz? Siz burada açıklayamazsınız ama ben gerçek nedenini söyleyeyim: İhtiyaçlarınız azalmadı. Nitekim, Bakanlık harcamaları her yıl başlangıç ödeneğinin üzerinde gerçekleşiyor. Örneğin, 2021 yılı başlangıç ödeneği 61,4 milyar lirayken gerçekleşme 71,2 milyar lira olmuştur. Yanlış hesap da yapmıyorsunuz; Türk ordusunun dünyanın dört bir yanında kahramanca mücadelesine bu bütçenin yetmeyeceğini aslında bizlerden daha iyi siz biliyorsunuz ama hazinede para kalmadı, hazineyi boşalttınız, milyarlarca doları saçma ekonomi politikalarıyla yok ettiniz, Merkez Bankasının kasasındaki paraları buharlaştırdınız, vatandaşı da fakirliğe mahkûm ettiğiniz için sosyal yardımlara çok daha fazla para harcamak zorunda kaldınız. Biliyoruz, aklınızda millî güvenlik yerine gelecek seçimler var. Veda bütçenizde fakirliği gizlemek var, lüks var, şatafat var, hazine garantileriyle oluşturduğunuz kara delikler var, 5'li çeteniz var, doymak bilmeyen yandaşlarınız var, 3-5 maaşlı danışmanlarınız var ama millî güvenlik yok. Biliyoruz size göre itibardan tasarruf olmaz, bize göre ise millî savunmadan tasarruf olmaz.
Değerli milletvekilleri, bağımsız GFP'nin 142 ülkeyi incelediği askerî güç sıralamasına göre Türk ordusu 2019 yılında dünyanın en güçlü 9'uncu ordusuyken bugün 13'üncü sıraya geriledi. Yine, NATO'nun en güçlü 4'üncü ordusuyken bugün 5'inci sıraya düşmüştür. NATO üye ülkelerin savunma harcamalarına gayrisafi yurt içi hasıladan en az yüzde 2 pay ayırmaları yönünde karar almış olsa da ülkemizde bu oran 2002 yılında yüzde 3,45'ken bugün, 2023 yılında yüzde 1,63'e düşmüştür. Bu sebeple, askerî gücümüz sürekli düşmektedir; S-400 ve F-35'lerle ilgili sıkıntılarımız da sürmektedir. AKP bunu unutturmak istese de Rusya'dan 2,5 milyar dolara aldığımız S-400 hava savunma sistemlerini kullanamıyoruz, S-400 aldığımız için de F-35 programından çıkarıldık. 1,25 milyar dolar ödediğimiz F-35'ler Türkiye'ye teslim edilmezken F-35 parçası üreten Türk şirketlerinden alımlar da durduruldu. Yani AKP'nin hatalı politikaları sonucu hem milletimizin cebinden milyarlarca dolar çıkmış hem de ordumuz yine yeni nesil uçak ve hava sistemlerinde birçok devletin gerisinde kalarak zafiyete uğratılmıştır.
Değerli milletvekilleri, savunma sanayisi yatırımlarının önemini biliyor ve başarılı yatırımları destekliyoruz. Hiçbir polemiğe girmeden belirtmek istiyorum; İHA ve SİHA'lar konusundaki başarılı çalışmalar bizim iktidarımızda daha da artarak devam edecektir. Bu ülke için kim taş üstüne taş koymuşsa destekleyeceğiz ancak diğer yandan AKP iki yıldır "Savunma sanayisinin yüzde 80'i yerli." demektedir, keşke bu oran gerçek olsa; samimiyetle söylüyorum, buna en çok biz seviniriz. Ne yazık ki burada gerçekten uzak, tamamen algı oluşturmak için verilmiş bir oran söz konusudur. Ordunun içinden gelen biri olarak soruyorum: Hangi kritere göre yüzde 80? Neyi esas alarak buldunuz bu oranı? Yerli bir uçak var mı? Yok. Savunma sanayisi için kritik öneme sahip yerli motor var mı? Yok. Yerli bir denizaltı var mı? Yok. Yüzde 100 yerli tank var mı? Yok. Yerli bir hava savunma sistemi var mı? Yok. Donanmanın yüzde kaçı yerli? Ya hava kuvvetlerinin? Millî muharebe uçağı, millî gemi, millî tank nerede? Bu saydıklarımın hepsi kalan yüzde 20'ye mi dâhil? Sayın AKP'li milletvekilleri ortaya bir oran söylediklerinde bu gerçek olmuyor. Yerli ve millî edebiyatı yapanlara hatırlatalım, Katar'a satılan Tank Palet Fabrikası tank üretecekti, hatta o gün yani tam kırk sekiz ay önce Cumhurbaşkanı kesin tarih vermiş "On sekiz ay sonra Tank Palet Fabrikasında tank üretilecek." demişti. Aradan tam dört yıl geçti, gören duyan var mı? Yok. Bugün elimizde ne ALTAY tankı var ne de Tank Palet Fabrikası var.
Değerli milletvekilleri, millî güvenliğimiz açısından diğer önemli konu da sınır güvenliğimizdir. Geçtiğimiz cuma günü, Millî Savunma Komisyonu olarak hudut karakollarına ziyaret gerçekleştirdik, gördüğümüz manzara bizi memnun etti. Bugün, ülkemize milyonlarca sığınmacı ve kaçağın girmesinde biz kesinlikle askerimizi suçlamıyoruz, ordunun zafiyeti yok; iktidarın zafiyeti ise çok. Bu yüzden, iktidara sormamız lazım: Bu zamana kadar niye sınırlarımızı güvene almadınız? Neden bugün askerimize verdiğiniz teknolojik donanımı sınırlarımızdan akın akın insan geçerken vermediniz? Neden ülkemizi dünyada en fazla sığınmacı ve kaçak barındıran ülke konumuna getirdiniz?
AKP'nin yıllardır uyguladığı açık kapı politikası, hatalı göç siyaseti sınırlarımızın eleğe çevrilmesine, kaçakçılık ve sınırdan uyuşturucu geçişlerinin artmasına neden olmuş, milyonlarca sığınmacının ve kaçak göçmenin ülkemize girmesine sebebiyet vermiştir. AKP bir taraftan ülkeyi dünyanın mülteci kampı hâline getirmiş, diğer taraftan ise bu kişilere vatandaşlık dağıtma telaşına düşmüştür. AKP bu asil milletin vatandaşlığını babasının tapusuymuş gibi dağıtırken terör örgütü mensuplarına dahi vatandaşlık verme gafletine düşmüş, ülkemizi millî güvenlik açısından büyük risklerle karşı karşıya bırakmıştır. Yine, her zaman olduğu gibi, AKP'nin siyasi hatalarını Türk ordusu telafi etmeye çalışmaktadır.
Değerli milletvekilleri, Türk ordusunun tarihî bir süreç içerisinde teamülleri olan bir yapısı vardır ancak AKP, ordunun binlerce yıllık teamüllerini hiçe saymış, Ergenekon'la başlayıp 15 Temmuzla devam eden süreçte SADAT danışmanlığında yapılan düzenlemelerle ordumuzun temeline âdeta dinamit koymuştur. AKP döneminde ordumuzun içine sızan bir grup hainin gerçekleştirdiği darbe girişimi ordunun tümüne mal edilmeye çalışılarak kahraman Türk ordusu âdeta cezalandırılmıştır. Genelkurmay ve kuvvet komutanlıkları arasındaki sıkı emir komuta zinciri koparılmış, Genelkurmay ve kuvvet komutanlarının birçok yetkisi elinden alınarak Bakanlığa verilmiştir. Bugün geldiğimiz noktada kuvvet komutanlarının subay ve astsubayları tayin etme yetkisi dahi bulunmamaktadır.
Diğer yandan, askerî okullar kapatılarak sivillerin rektörlüğünü yaptığı Milli Savunma Üniversitesi kurulmuştur. Türkiye'ye modern tıbbı getiren Askerî Tıp Akademisi ve askerî hastaneler kapatılmıştır. TSK'nin ayrılmaz parçası olan Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı, hayatında tek bir güvenlik makalesi dahi okumadığını söyleyen, cumhuriyet tarihinin en tartışmalı İçişleri Bakanına bağlanmıştır. Yüksek Askerî Şûra ilgisiz-ilgili sivillerle doldurulmuş, kahraman askerler emekli edilip yandaşlara yer açılmıştır.
Değerli milletvekilleri, Türk Silahlı Kuvvetleri Peygamber ocağıdır, kışlaya siyaset sokulmamalıdır. Kışlaya siyaset girdiğinde Balkan Harbi faciasını yaşadık, 15 Temmuzda olanları hep birlikte gördük. Evet, asker siyasetin emrinde olsun ancak asla siyasetin oyuncağı olmasın. Bu yüzden, ordu içinde siyaset, mezhep, tarikat ve cemaat yapılanmalarına, SADAT gibi ne olduğu belirsiz yapılara asla müsaade edilmemeli, liyakat ve ehliyet tam olarak uygulanmalıdır. (İYİ Parti sıralarından alkışlar) Beş yıldır söylediğimiz gibi, ordudan ayrılan eğitim, sağlık, jandarma, sahil güvenlik ve diğer tüm parçalar tekrar asıl gövdeye eklenmelidir. Subayı, astsubayı, uzman jandarmayı, uzman çavuşları, uzman er, erbaşları ve sivil memurları kapsayan, sorunlarının tamamını çözen bir çalışma yapılmalıdır. Binbaşıların maaş ve makam tazminatı sorunundan sözleşmeli personelin gelecek kaygısına, uzman erbaşın özlük haklarındaki sıkıntılara kalıcı olarak çözüm getirilmelidir. Özellikle astsubaylara yıllardır söz verilen makam ve görev tazminatı sorununun çözülmesi gerekmektedir. Emekli astsubaylar artık eylem yapacak duruma gelmiştir ki bu da ordu içinde rahatsızlıklar yaratır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
DURSUN ATAŞ (Kayseri) - Bitiriyorum.
Sayın Bakanım, bu konunun sadece sizinle alakalı olmadığını; Çalışma Bakanlığının ve Maliye Bakanlığının da çalışmalarının sürdüğü söyleniyor ama artık bu sorunun bir an önce çözülmesi gerektiğini, sizin koordinasyonunuzda olması gerektiğini buradan bir kez daha ifade ediyorum.
Değerli arkadaşlar, bu sorunları AKP olarak siz çözemezseniz İYİ Parti olarak biz çözeceğiz, az kaldı diyor, Millî Savunma Bakanlığının 2023 yılı bütçesinin ordumuza hayırlı olmasını diliyor, kahraman Türk ordusunu, yüce Türk milletini ve Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)