GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 4'üncü Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:33
Tarih:09.12.2022

İSMAİL ÖZDEMİR (Kayseri) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; savunma insanlığın var olduğu günden bu yana en temel ihtiyaçların başında gelmiştir. Yaşam hakkı kadar değerli olan savunma, her devlet ve millet açısından var oluşun temel bir gereksinimidir. Savunma anlayışı ise tarihsel süreç içerisinde tehditler karşısında kapsam, strateji ve metotları değişen bir şekilde gelişimini sürdürmüştür. Üstelik bu değişim günümüzde tarihsel çağlara verdiğimiz isimlerin şekillenmesine de sebebiyet vermiştir. Doğu Roma'nın başkenti Konstantiniyye'yi Türk milletinin 1453 yılında fethedip İstanbul yapmasıyla başlayan Yeni Çağ'la beraber bu durum daha görünür bir hâl almıştır. Bireysel ve kolektif savunmanın yanı sıra siber alan ve uzay da günümüz insanlığının en önde gelen savunma gereksinimlerinin karşılandığı bir düzleme taşınmıştır.

Konvansiyonel yaklaşımlarla beraber gayrinizami çabaların bütünü de savunma politikalarının sahasına giren konu başlıkları olmuştur. Bu çerçevede, savaş koşullarının yanı sıra terörizm gibi güvenlik sorunları karşısında da savunma altyapısı ve mücadele stratejisinin uğraş sahaları artmıştır. Başta Karabağ'da yaşanan ve Azerbaycan'ın kırk dört günde elde ettiği muazzam zafer olmak üzere, mevcut durumda Ukrayna'da devam eden savaş, savunmaya dair yeni doktrin ve uygulamaların önemini ortaya koymuştur. Dolayısıyla bir savaşı kazanmak için artık yalnızca ağır ve tahribatı yüksek silahların varlığı değil, hafif fakat sürekliliği olan ve elektronik harp unsurlarıyla desteklenen silah sistemleri ve bunları kullanan askerî personelin kabiliyetlerinin de önemi artmıştır. Böylesi bir düzlemde her ülkenin kendi ihtiyaç duyduğu silah sistemlerini kendisinin üretmesinin de ne derecede hayati bir konu olduğu anlaşılmaktadır. Zira, tedarikte yaşanan sorunlar ve zaman kaybına ilave olarak örtülü yahut açık ambargoların vasat bulduğu bir dönemde savunmada kendisine yetebilen ülkelerin üstünlüğü sağlayacağı açıktır.

Büyük bir gurur ve iftiharla ifade etmek gerekir ki savunma sanayimizde yüzde 80 yerli kuralına ulaşmış bulunan ülkemizin ve şanlı ordumuzun caydırıcılığı geçmişe nazaran çok daha fazla artmıştır. Bugün, Türk savunma sanayi ürünleri küresel düzeyde aranan ve mutlaka sahip olunmak istenen, üstün görülen sistemler olarak kabul görülmektedir. Başta terörle mücadele olmak üzere millî güvenliğimizin korunmasında elimizi güçlü kılan politikaların her anlamda kararlılıkla uygulandığını görmek memnuniyet vericidir; bu sebeple, geleceğe daha emin ve huzurlu bakıyoruz.

Yüz yıl önce işgalle başlayıp bölücü emellere dayalı nifak tohumlarını bu topraklara serpenler başarılı olamamışlardı. Milleti kurtaran ve devleti yeniden kuran irade, bugün, aynı duygu ve akılla Türkiye'yi sadece küresel güç değil, süper güç yapma hedef ve kararlılığındadır. Cumhuriyetimiz yeni yüzyılına girerken dünden kalma fitneler, etnik ve mezhebe dayalı bölücülük ise Türkiye'nin geleceğinde asla yer bulamayacaktır. Terör örgütleri ve onun propagandasına soyunarak millî birlik ve beraberliğimize kasteden kim varsa alayının kökü mutlaka kuruyacak ve cumhuriyetimiz emin adımlarla yeni yüzyıllara doğru ilerleyecektir. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar) İster içeride ister dışarıda olsun, terör inlerinin tamamı temizlenecek, terörist zihniyetlerin başları her yerde ezilecektir. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, Ukrayna-Rusya savaşı sonrası Avrupa'da güvenlik mimarisinin çöktüğü hepimizin malumudur. Bununla beraber, uluslararası çapta var olan güvenlik yapılanmalarının kendisini revize etme eğilimleri de artmıştır. Bu şartlarda NATO'nun genişleme stratejisi kapsamında yürüttüğü politikalar dikkat çekmektedir. İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya üyelik müracaatı sonrasında ülkemizle de üçlü memorandum imzalamış olmaları, şimdilerde uluslararası kamuoyunun gündemi arasındadır. Dolayısıyla bu 2 ülkenin, NATO'ya üye olabilmek için Türkiye'ye verdiği taahhütleri eksiksiz olarak yerine getirmesi gerekir. İsveç ve Finlandiya PKK ve uzantılarına desteği kesmeli, bu terör örgütüne propaganda ve her türlü faaliyet yapma imkânı tanımamalı ve engellemelidir. Ülkemiz açısından millî güvenlik tehdidi oluşturduğu tescillenen ve Türk adaleti tarafından aranan şahısların iadesi gerçekleştirilmelidir. Aynı hassasiyetimizin FETÖ terör örgütü için geçerli olduğu ve bu konuda da tavizimizin olamayacağı muhataplarımızca akıllardan çıkarılmamalıdır. Şimdiye kadar İsveç ve Finlandiya'nın altına imza attıkları sözlerini yerine getirebildiklerini söylemek mümkün olamayacaktır.

Netice itibarıyla, NATO'ya üye olmaları Meclisimizin iradesine bağlı olduğundan, böyle devam etmeleri hâlinde bizden olumlu yönde tavır görmeleri de elbette mümkün değildir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

İSMAİL ÖZDEMİR (Devamla) - Bu vesileyle, sözlerime son verirken ilgili Bakanlıklarımızın bütçelerinin hayırlara vesile olmasını temenni ediyor, Gazi Meclisimizi ve ekranları başında bizi izleyen saygıdeğer milletimizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)