| Konu: | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 5'inci Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 34 |
| Tarih: | 10.12.2022 |
MHP GRUBU ADINA ARZU ERDEM (İstanbul) - Değerli milletvekilleri, 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi çerçevesinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubum adına söz almış bulunmaktayım. Gazi Meclisimizi ve ekranları başında bizleri izleyen aziz Türk milletimizi, Bakanlarımızı, bürokratlarımızı, uzman arkadaşlarımızı, stenograflarımızı, bütçe döneminde emek veren tüm Meclis personelimizi, gece gündüz nöbette olan kahraman Emniyet mensuplarımızı ve emeği geçen herkesi saygılarımla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Mesleki Yeterlilik Kurumu bütçeleri üzerine yapmakta olduğum konuşmama "aile" kavramının önemini belirterek başlamak istiyorum. Millî ve manevi değerlerimiz, inançlarımız, gelenek ve göreneklerimiz, değer yargılarımız, kısacası kültürümüzün korunması, yaşatılması ve gelecek kuşaklara aktarılmasında, millî bütünlüğün ve dayanışmanın pekiştirilmesinde aile kurumunun önemi çok büyüktür. Bu nedenle çocukların yetişmesi ve eğitimi açısından aile oldukça önemlidir hatta birinci derecede öneme sahiptir.
Değerli milletvekilleri, Türk toplumunun temel taşı olan aile, ekonomik ve sosyal gelişmelerin yol açtığı olumsuzluklara karşı korunmalıdır. Son zamanlarda bilgisayar, internet, video oyunları, çizgi filmlerle hızla gelişen sektörün yarattığı sanal dünyanın çocuklar, gençler ve yetişkinler üzerindeki etkilerine ait tartışmalar tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sürmektedir. Piyasaya her yıl çıkan yüzlerce yeni bilgisayar oyunu başta görsel efektleri, sosyal medya üzerindeki reklamları ve aksiyon sahneleri olmak üzere etkileyici senaryolarıyla dünya genelinde milyonlarca çocuğumuzu etkisi altına almaktadır. Çocuklar ve gençler zamanlarının büyük bir bölümünü bilgisayar başında geçirmektedirler ve bir süre sonra bağımlılık hâline gelmektedir. Eğlenceli gibi görünse de özellikle şiddet içerikli birçok bilgisayar oyununun ve çizgi filmin çocukları tehdit ettiğini hatta ölüme sürüklediğini dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de maalesef örnekleriyle görmekteyiz. Çocukların ve gençlerin bilgisayar başında fazla zaman geçirmeleri sosyal hayattan uzaklaşmalarına, dış dünyayla bağlantılarını kesmelerine ve kendi dünyalarını oluşturmalarına yol açmaktadır. Sosyal hayattan kopan bu çocuklar ve gençler oyunlardaki çizgi film karakterlerinin kimliklerine bürünmektedirler. Yüzlerce gencimizin ve maalesef yüzlerce gencimizin intihara sürüklenmesine yol açan birçok oyun ve birçok çizgi film bulunmaktadır. Bu oyunlar ve çizgi filmler -özellikle burada dikkat çekmek istiyorum- 6 yaş itibarıyla küçük çocuklarımızı etkisi altına almaktadır ve bunlar için tasarlanmıştır. Özellikle çocuklar, izledikleri film karakterlerini kendi iç dünyalarında benimsemekte ve kişiselleştirmektedir. Ailesine zarar vermeye yönlendiren bu oyunlarda çocuk eğer aileye zarar veremiyorsa bu kez kendine zarar vermektedir hatta işin içinden çıkamadığı zaman, şu an dünyada da görülen örneklerle beraber, yaklaşık binin üzerinde çocuk bu oyunlar dolayısıyla intihara sürüklenmektedir. Aidiyet duygusundan uzaklaşan bu çocuklarla ilgili mutlaka özel çalışmalar yapılmalıdır.
Değerli milletvekilleri, dijital yayın platformlarına da değinmek istiyorum. Başta Netflix, ülkemiz aleyhine yayın içerikleriyle, millî, manevi, ahlaki değerlerimizi ayaklar altına almayı hedeflemektedir; aynı zamanda, kültür emperyalizminin en güçlü silahıdır; birkaç ülke hariç, bütün dünyada milyonlarca aboneye ulaşmaktadır. Yayınladığı "3 Altında: Arcadia Hikâyeleri" adlı çocuk animasyon çizgi filmde -bakın, Netflix'te çocuk animasyon bir çizgi filmden bahsediyorum- burada 9-10 yaşında 2 kız çocuğu birbiriyle öpüştürülerek maalesef çocuklar farklı yönde yönlendirilmektedir. "13 Commandments" isimli dizide Atatürk ve Erdoğan fotoğrafları kullanılarak Türkler, barbar ve katil olarak gösterilmiştir. Yine, Netflix platformunda yayınlanan "İkinci Dünya Savaşı" konulu belgeselde hastalıklı Türk ve Türkiye düşmanlığı yapılarak bir tarihî belgeselde bile Türkiye'nin toprak bütünlüğüne el ve dil uzatılmaktadır. Bunun gibi örnekler çok fazla, daha fazla örneğe girmek istemiyorum. İncelediğinizde hepiniz bunları göreceksiniz ve tespit edeceksiniz. Küresel çetelerin Türkiye'ye dayatmaya çalıştığı sözde Ermeni soykırımı yalanını, özellikle yine hain FETÖ terör örgütünün de propagandasını yapan "Another Life" diye bir dizi var, burada da aynı şekilde bunları görmekteyiz.
Söz konusu platformlardan uzak durmanın tek yolu şudur: Sonuç itibarıyla, çocuklarımızı korumak istiyorsak onların izlememesine ancak biz sebep olabiliriz, biz bunu önleyebiliriz. Bu açıdan özellikle gençliğimizin baş belası olan uyuşturucu bağımlılığından tutun, tüm bağımlılıkların engellenmesi için, bu tarz dizilerde millî, manevi, ahlaki değerlerimizin yıpratılmaması için mutlaka bir eğitim seferberliğinin başlatılması, anne-baba olarak bizlerin ve aile bireylerinin tamamının gerekli hassasiyeti ortaya koyması gerekmektedir. Özellikle bu konuda Bakanlığımızın yapmış olduğu kıymetli çalışmalar var. Yapılan çalışmaları da yakından takip ediyorum. Siyasetüstü bu meselelerde hepimizin tek dil, tek vücut, tek bilek olması gerekiyor ve tüm çalışmaları da canıgönülden desteklememiz gerekiyor.
Değerli milletvekilleri, biz Türk kadınına bakınca maddenin karanlığı içindeki ruhun aydınlığını, umutsuzluğun karanlığı içindeki huzurun aydınlığını, ihtirasların karanlığı içindeki faziletin aydınlığını, cehaletin karanlığı içerisindeki şefkatin aydınlığını, kavganın karanlığı içindeki sevgi ve bağlılığın aydınlığını görüyoruz. Bizler de birer anneyiz, kaldı ki çocuklarımız için yapamayacağımız fedakârlık yoktur, canımızı seve seve veririz evlatlarımız için ama o anne ki vatan ve millet için, özellikle toprak için kağnısının üzerine yüklediği mühimmatı askere götürürken bebeğini önce sırtına alıp, tek battaniyesiyle bebeğinin üstünü örtüp, sonra da mühimmata bakıp "Mühimmat ıslanacak, askere götüremeyeceğim." deyip bebeği mühimmatın üzerine, battaniyeyi de bebeğin üzerine örtüp cepheye götüren kahraman Şerife Bacı'mızdır. Gittiğinde, battaniyeyi kaldırdığında bakıyor, bebeği vefat etmiş ama mühimmat sağlam ve diyor ki: "Vatanım sağ olsun."
Şimdi, buradan, özellikle PKK'nın provokasyonunu yapanlara seslenmek istiyorum: Kahraman askerlerimizin, polislerimizin, kardeşimiz Fırat Yılmaz Çakıroğlu'nun, Aybüke ve Necmettin Öğretmenlerimizin, Bedirhan bebeğimizin ve nice ağzı süt kokan masum kardeşlerimizin kanlarına bulaştırdığınız ellerinizle kirlettiğiniz yazmanızı sakın şerefli ve kahraman Türk kadınının töresini temsil işareti hâline getirmeyin. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Hainlerin beyaz bayrak çekip Türk adaletine teslim olmaktan başka hiçbir çare ve yolları yoktur. Beyaz yazma değil, beyaz bayrak çekilir ancak. Analarımızın hayatları gibi tertemiz beyaz tülbentlerini bebek katillerine malzeme yapma girişimi pespaye bir gösteridir ve provokasyondur.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - O pespayeliği şu anda sen yapıyorsun, provokasyonu da sen yapıyorsun.
ARZU ERDEM (Devamla) - Değerli milletvekilleri, engelli kardeşlerimiz kıymetlilerimiz olduğu için içinde bulunduğumuz iktisadi yapı engellilerimizi kapsayacak şekilde düzenlenmelidir. İstihdama katılım ve kadro verilmelidir, kadro verilirken öncelik sağlanmalıdır. Engelli öğretmenlerimiz başta olmak üzere, hangi alanda yeteneği, donanımı, birikimi varsa, hangi alanda uzmanlaşmışsa bütün özel kardeşlerimizin bilaistisna hem özel şirketler tarafından hem de devletimiz tarafından mutlaka istihdam edilmesi şarttır. Bina girişlerimiz, yollar, umumi tuvaletler, sinemalar, tiyatrolar; kısacası toplu kullanım alanlarının tamamının özel kardeşlerimize uygun hâle getirilmesi yönünde eksikler tamamlanmalıdır.
Kamu kurumlarında 4857 sayılı İş Kanunu'na göre çalışan daimî kadrolu üniversite mezunu işçilerimizin de yine beklentileri var. Aynı üniversitelerin aynı bölümlerinden mezun olmalarına rağmen memur ve sözleşmeli çalışanlar unvanları olduğu için... Bunların ortadan kaldırılması, adaletsizliğin giderilmesi gerekiyor. Tayin, nakil, görevde yükselme, imza yetkisi gibi özlük hakları olmayan üniversiteli işçilerimizin beklentileri var.
Yine, aynı şekilde, memur ve sözleşmeli çalışanlar ile aynı işi yapan işçi kadrosundaki çalışanlarımız, memurluk statüsüne geçirilmeleri hususunda bir çalışma talep etmektedirler.
Yine, bizim için önemli, ben buradan özellikle belirtmek istiyorum; biz milletvekillerinin gece gündüz yanında olan, bu anlamda ailemizin birer bireyi olmuş olan danışman kardeşlerimize kıdem tazminatı ve mümkünse kadronun verilmesi konusunda bir çalışmanın yapılması şart.
Gazilerimiz arasındaki ayrımların kaldırılması, bu anlamda yapılan çalışmalara ilave çalışmaların yapılması, hepimizin başımızın tacı, gözümüzün nuru olan gazilerimizle ilgili bir borç olarak önümüzde durmaktadır.
Öğretmenevi çalışanlarımızla ilgili yine talepler var, burada da Sayın Aile Bakanımıza iletmek istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
ARZU ERDEM (Devamla) - Yine, mazlumun yanında olan, devletin gülen yüzü, şefkat eli Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı personelinin kadroya geçirilmesi hususunda bir çalışma var mıdır? Bu konuyla ilgili bir çalışma yapılması özellikle talep edilmektedir.
Yine, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığında ek ders karşılığı çalışan öğretmenlerimizin talepleri mevcuttur, bunu da buradan iletmek istiyorum.
Son olarak, aile ve bireylerin sosyal yardım ve sosyal hizmetlere olan ihtiyaçlarının tespitiyle gerektiğinde diğer kamu hizmetlerinden yararlanmalarının sağlanması ve rehberlik, danışmanlık hizmetleri sunularak aile ve bireylerin yaşam koşullarının iyileştirilmesini hedefleyen Aile Bakanlığına bağlı ASDEP personelinin kadro talebiyle alakalı umarım bundan sonraki dönemlerde bir çalışma yapılacaktır.
Yani sonuç itibarıyla, kamuda kadro alamayan taşeron işçiler, 4/B, vekil, sözleşmeli, fahri, geçici statüde çalışanların kadroya geçirilmesi hususunda çalışmalar yapılıyor, yapılmaya devam edilecektir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ARZU ERDEM (Devamla) - Ben hepinize teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)