GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 5'inci Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:34
Tarih:10.12.2022

MHP GRUBU ADINA ÜMİT YILMAZ (Düzce) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İçişleri Bakanlığı bütçesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Sizleri ve ekranları başında bizleri takip eden büyük Türk milletini saygıyla selamlıyorum.

İçişleri Bakanlığı, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü, yurdun iç güvenliğini ve asayişini, kamu düzenini, Anayasa'da yazılı hak ve hürriyetleri korumak; sınır, kıyı ve kara sularımızın muhafaza ve emniyetini sağlamak; suç işlenmesini önlemek, suçluları takip etmek ve yakalamak, her türlü kaçakçılığı men ve takip etmek gibi toplum hayatında oldukça önemli kamu hizmeti faaliyetlerini yürütmekle yükümlüdür. Bu saydığımız görevleri yerine getirirken İçişleri Bakanlığımıza bağlı Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı personeli sahada canhıraş çalışmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Bakanlığımız, sadece iç güvenliği ve asayişi sağlamakla kalmamaktadır; Bakanlığa bağlı kuruluşlardan Afet ve Acil Durum Başkanlığıyla -yani AFAD- ülkemizde yaşanan afetlere anında müdahale edilmektedir. 23 Kasım 2022 tarihinde Düzce'de yaşadığımız depremde AFAD'ın ne kadar hızlı ve etkin şekilde müdahale ettiğine Düzceli hemşehrilerimizle beraber biz de bizatihi şahit olduk. Yaşadığımız depremin ardından, bir buçuk saat sonra Düzceli hemşehrilerimizin yanında olan başta İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu olmak üzere Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Sayın Murat Kurum'a, Gençlik ve Spor Bakanımız Sayın Muharrem Kasapoğlu'na, Adalet Bakanımız Sayın Bekir Bozdağ'a ve Millî Eğitim Bakanımız Sayın Mahmut Özer'e teşekkürlerimi bildirmek isterim. Ayrıca, bizleri, deprem sonrasında afet acil durumu ve hasar tespit işlemleri bitirilene kadar yalnız bırakmayan başta Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcımız Sayın Fatma Varank'a, İçişleri Bakan Yardımcımız Sayın İsmail Çataklı'ya, AFAD Başkanımız Sayın Yunus Sezer'e, Yapı İşleri Genel Müdürü Banu Aslan'a; tüm AFAD ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızın ekiplerine, tüm kadrosuyla sahada bulunan Kızılay ekiplerine, çadırlarımızı kurmaya gelen Jandarma birliklerimize, asayişe destek veren polis personelimize, AFAD ve Kızılay altında yardımcı olmaya gelen gönüllü personele ve pek tabii ki depremle karşılaşmalarına rağmen görev bilincini önde tutarak vatandaşlarımıza yardımcı olan Düzce'de görev yapan AFAD, Çevre ve Şehircilik, Defterdarlık, Millî Eğitim, Diyanet ve Valilik personelimize ve isimlerini unuttuğum varsa tüm personelimize buradan teşekkürlerimi sunmak isterim.

Bakanlığımıza bağlı çalışan ve son yıllarda bölgemizde yaşanan gelişmelere bağlı olarak önemi her gün daha fazla artan diğer kurum da Göç İdaresi Başkanlığıdır. Ülkemiz, bulunduğu coğrafya itibarıyla önceleri göç konusunda geçiş ülkesiyken son dönemlerde hem geçiş hem de hedef ülke konumuna gelmiştir. Güneyimizde komşumuz Suriye'de, doğumuzda Afganistan'da, Pakistan'da ve Afrika ülkelerinde gelişen olaylar, küresel iklim değişikliği sonucunda yaşanan düzensiz göç sorunu sadece Batılı ülkeleri değil tüm dünyayı oldukça zorlamaktadır. Özellikle, son dört yıldır bu sorunun ülkemiz açısından yönetilebilmesi için Cumhur İttifakı soruna insancıl açıdan yaklaşmış, bir yandan sınır geçişlerini önlemek amacıyla çeşitli tedbirler almış, diğer yandan Batı'nın şımarık çocuğu Yunanistan'ın göçmenleri taşıyan botları batırarak ve ülkemize iterek ölüme terk ettiği insanları denizlerden kurtarmıştır; bu, bizim insani, kültürel ve inancımızın gereğidir. Cumhur İttifakı'nın başarıyla uyguladığı göç yönetimi sayesinde sınırlardan kaçak geçişlerin önüne geçilmiş; yakalanan kaçak göçmen sayısı 263 bin ve göç organizatörü sayısı 8.210 olmuştur. Kurulan geri gönderme merkezleri sayısı 30 olurken sınır dışı edilen kaçak göçmen sayısı kasım ayı başı itibarıyla 100 bini geçmiştir. Suriye'nin kuzeyinde kurulan güvenli bölgeler eliyle gönüllü, güvenli ve onurlu geri dönüş projesi başlatılmış, bu kapsamda 550 bin civarı Suriyelinin geri dönüşü sağlanmıştır. Ülkemizin uyguladığı başarılı göç politikası sayesinde düzensiz göçmen sayısında artış bir tarafa, azalma sağlanmıştır. Birtakım çevrelerin göç üzerinden Hükûmetimizi yıpratma çalışmaları beyhudedir. Tüm dünya ülkemizin göç yönetimini takdirle karşılamaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Plan ve Bütçe Komisyonunda İçişleri Bakanlığı bütçesinin görüşülmesi esnasında getirilen eleştirileri yakından takip ettik. Bebek katili terör örgütüne maddi kaynak aktarmanın yanı sıra, kandırdıkları çocukları dağa kaçıran belediyelere atanan kayyumlarla örgütün can damarı kesilmiştir. Bir de son yıllarda ailelerle görüşülerek yapılan ikna çalışmaları sonucunda terör örgütünden kaçarak devlete sığınan ve teslim olanlar, teröristlerin ve destekçilerinin kimyasını bozmuştur. Bu çalışmalar sonucunda örgüte katılım sayısı yıllık 40'lar, teslim olan terörist sayısı 200'ler olunca teröristlerin ve destekçilerinin feryatları ve iftiraları daha fazla artmaktadır. Teröre karşı güvenlik kuvvetlerimizin yurt içinde ve yurt dışında verdiği çok yönlü mücadele sonucunda silahlı örgüt elemanı sayısı vatan topraklarında 100 civarlarına kadar gerilemiş; terör örgütü yurt içinde, özellikle kırsalda eylem yapabilme kabiliyetini tamamen yitirmiştir. Terör örgütünün ve destekçilerinin baskısından kurtulan bölge halkının Cumhur İttifakı'na desteği de her geçen gün artmaktadır. Bu durumun farkında olan örgüt elebaşları nisan ayında yaptıkları açıklamalarla terörü şehirlere taşıyacaklarını açıkça söylemişlerdir. Son günlerde yaşanan saldırılar örgütün yöntem değişikliğine gitmeye başladığını göstermektedir. Önce Mersin, sonrasında Taksim'de gerçekleştirilen saldırılar ve Karkamış'a sınır ötesinden, terör yuvalarından yapılan saldırılar bu durumun en büyük göstergesidir. MİT ve Silahlı Kuvvetlerimiz yaptığı başarılı operasyonlarla örgüt üyelerini ve elebaşlarını sınır ötesinde imha etmekte son yıllarda oldukça başarılı olmuşlardır. Gerçekleştirilen operasyonlara rağmen asıl yapılması gereken, bir an önce terör bataklıklarının kurutulmasıdır. Teröristlerin inlerinin bulunduğu merkezler bellidir, bu merkezler başta Cerablus ve Ayn el Arap olmak üzere Rakka'ya kadar uzanmaktadır. Teröristlerin yuvalandığı bu bölgelere de kara harekâtı bir an önce düzenlenmeli, güvenli bölgeler oluşturularak hem bölge halkı terör zulmünden kurtarılmalı hem de ülkemize buralardan gelen terörist sızmalarına ve saldırılara izin verilmemelidir.

Terör yuvalarına yapılan hava saldırılarından rahatsız olan terör destekçilerinin, günlerdir teröristlerin imhasından duydukları rahatsızlığı sanki orada sivil halk zarar görüyormuş gibi anlatmaya ve algı oluşmaya çalışması ibretlik bir manzaradır. Sırtlarını dayadıkları terör örgütünün yavaş yavaş eridiğini gören terör destekçilerinin Taksim'de Ecrin bebek, Karkamış'ta Hasan bebek katledilirken yarım ağızla, terör örgütü PKK-PYD/YPG'nin adını bile söylemeden terörü kınama ifadelerinin millet vicdanında karşılığı yoktur, olmayacaktır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İçişleri Bakanlığı bütçesinin Komisyon görüşmeleri esnasında Bakanlığımıza getirilen eleştirilerin bir diğeri de uyuşturucuyla mücadele konusudur. Uyuşturucuyla yapılan mücadelede eksiklik görüp eleştirilerin getirilmesi anlaşılabilir bir durumdur. Ancak uyuşturucu ticaretiyle yapılan etkin mücadeleyi görmezden gelmek bir yana, yakalanan uyuşturucu miktarının son yıllarda artmasını başarısızlık gibi kamuoyuna göstermek, uyuşturucu satıcılarına karşı yapılan operasyonları ve Bakanlığın uygulamaya soktuğu "UYUMA" ve "En İyi Narkotik Polisi Anne" gibi çalışmaları küçük görmek en masum ifadesiyle abesle iştigaldir.

Narkoterör örgütü olduğu Birleşmiş Milletler raporlarından Avrupa Birliği raporlarına kadar sabit olan PKK-PYD/YPG'nin elebaşlarının, kaçak mafya örgütü liderlerinin ve yurt dışına kaçarak internet üzerinden yayın yapan FETÖ'cülerin iftiralarının arkasına takılarak ülkemizi narkodevlet olarak göstermek, ülkemizi kara parayla itham etmek ve "Uyuşturucu ticaretiyle bütçe açığını kapatıyorsunuz." demek dünyanın hangi ülkesinde muhalefet olarak görülebilecektir?

Türk Silahlı Kuvvetlerine atılan, aşağılık, kimyasal silah kullanımı iftiralarından sonra bir de uyuşturucu iftiralarını Türk milleti önümüzdeki seçimlerde muhakkak değerlendirecek ve bu iftiraları atanları, onlara sahip çıkanları sandıklara gömecektir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Taksim saldırısının ardından yapılan ithamlar da sorumsuz muhalefet anlayışının acı örneklerini gözler önüne sermiştir. Muhalefetin tüm cephelerinden ağız birliği edilmiş ve Taksim'de yapılan hain saldırı 2023 yılında yapılacak seçimlere bağlanarak iktidar tarafından müsaade edilmiş gibi gösterilmeye çalışılmıştır. Terör örgütü elebaşlarının senenin başında savurdukları tehditleri görmezden gelen muhalefet, bu konuda da terör örgütleri ve onların destekçilerinin arkasına takılmaktan hicap duymamıştır. Yoksa Türk Silahlı Kuvvetlerine atılan, kimyasal silah kullanımı iftiraları gibi uyuşturucu ve Taksim saldırısında atılan iftiralar da müfterilikten öteye gitmeyecektir. Bu iftiraları atanlar, iddialarını ispatla yükümlüdür.

Ülkemiz kırk yılı aşkın süredir terör belasıyla sivil halka zarar vermeden başarıyla mücadele etmektedir. Bu zaman zarfında, emperyalist ülkeler terör örgütüne siyasi, mali, askerî, silah ve eleman yardımından hiç geri durmamasına rağmen güvenlik güçlerimiz asla hukuktan ayrılmamış, masum insan ile teröristi her zaman ayırmıştır. Ülkemizin yaptığı bu mücadeleyi Meclis kürsüsünden "kirli savaş" olarak niteleyenler teröre açıkça destek verenlerdir. Asıl kirli olan, bunu dile getirenlerin sadece ağzı değil zihniyetleri ve teröristlerle olan ilişkileridir. Emperyalistlerin kapılarında kirli şefaatlerini dilenenlerin sonu, bir gün uçak tekerlerinden yere düşmenin ötesine geçemeyecektir. Bizim terörle mücadelemiz, dünyada teröre karşı verilen en temiz mücadeledir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhur İttifakı olarak Türk milletinin ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin Türkiye Yüzyılı vizyonu doğrultusunda çalışmalarımız hızla devam etmektedir. Bu doğrultuda, polislerimizin de Cumhur İttifakı olarak söz verdiğimiz kazanımlarını elde etmesi için sözlerimizi tek tek yerine getirmeye devam ediyoruz. Yıllardır polislerimizin beklediği 3600 ek gösterge sorunu çıkardığımız kanunla çözülmüştür. Yine, geçen hafta çıkarılan kanunla, Polis Yükseköğretim Kanunu'nda değişikliğe gidilerek Polis Akademisine bağlı fakültelerin yeniden açılması sağlanmıştır. 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra FETÖ'cülerin teşkilattan uzaklaştırılmasıyla polislerimizin artan mesai süreleri nedeniyle son dönemde yapılan personel alımlarıyla hızla eski personel sayılarının da üzerine çıkılmış ve mesai saatleri, Emniyet teşkilatı mensuplarımızın istediği şartlara getirilmiştir.

Bizler Cumhur İttifakı olarak hep beraber, polislerimiz ve jandarmalarımız başta olmak üzere, tüm İçişleri personeli için çaba sarf ederken bazıları teröristlerle ve mafya liderleriyle ağız birliği yapıp polisimizi, jandarmamızı uyuşturucu ticareti yapmakla ve suç örgütü elemanlarına göz yummakla itham etmektedir. Hiç kuşku yok ki tüm Türk milleti gibi kendilerine yapılan suçlamaları güvenlik güçlerimiz de değerlendirecektir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhur İttifakı, Türk milletinin bağrından kopup darbecilere göğüs gerenlerin, kol kola tankların önüne siper olanların oluşturduğu bir ittifaktır. Cumhur İttifakı dünyayı, Türkiye ve Ankara merkezli okumaktır. Bizim güvendiğimiz yer, bağrından kopup geldiğimiz Türk milletidir. Biz, iktidarı ne büyükelçilerin etanol kokulu sofralarında ne Londra bankerlerinin tefeci senetlerinde ne de ABD'de sekiz saatte iki hamburger yenilen hamburgercilerde ararız. (MHP ve AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Biz, iktidarı Edirne'nin, Düzce'nin, Diyarbakır'ın, Kars'ın, Trabzon'un, Ankara'nın, vesselam 81 ilin, 922 ilçenin sokaklarında, köylerinde ararız. Biz, ülkemizin sorunlarını çözmek için, 5 ülkeden kovulmuş yabancı komiser Jeremy'lere değil gözleri ışıldayan Nureddinlere güveniriz. (MHP ve AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar; CHP sıralarından gürültüler) Mehmetçik'imize iftira atan Hacer Foggolara değil kahramanlar doğuran Ayşelere, Fatma ablalara, Hacerlere inanırız. Paşinyan'ın danışmanı, Atatürk düşmanı Daronların değil ülkemize ve Türk milletine Türkiye Yüzyılı vizyonunu yürek yüreğe çizen Türkmen beyinin ve Karadeniz'in yiğidinin yolundan gideriz diyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

Ben de İçişleri Bakanlığımızın, Sağlık Bakanlığımızın ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızın 2023 yılı bütçesinin hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.

Sağ olun, var olun. (MHP ve AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)