| Konu: | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 5'inci Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 34 |
| Tarih: | 10.12.2022 |
CHP GRUBU ADINA GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, şimdi anlatacağım hikâye gerçek olaylardan kurgulanmış. Yılmaz ailesinin çocuğu bir gün ateşler içinde yanıyor, titriyor. Hemen diyorlar ki: "Karşıdaki aile sağlığı merkezine götürelim." İçeri bir giriyorlar, aile sağlığı merkezi buz gibi, dışarıdan daha soğuk. "Ya, niye böyle oldu?" Diyorlar ki: "E, çünkü Sağlık Bakanlığı yeterli ödenek vermediği için biz de ancak bu kadar ısıtabiliyoruz." Neyse, giriyor, muayenesini oluyor, doktor ilaç yazıyor. Bir gürültü yan taraftan "Ne oluyor?" diye kafalarını uzatıyorlar, yan taraftaki doktor şiddete maruz kalıyor. Neyse, aile gidiyor hemen karşıdaki eczaneye, ilaçlarını alacak, reçeteyi uzatıyor, eczacı diyor ki: "Ya, burada antibiyotik ve ateş düşürücü yazılmış maalesef bu ilaçlar eczanede yok." "Ya, olur mu?" diyor anne "Daha geçen hafta Sağlık Bakanı açıkladı eczanelerde bütün ilaçlar var diye." "Vallaha, abla, bakın, mahalle eczanesinde olmayan ilaçların listesi. Sayın Bakan, Bakanlığın ya da Meclisin en yakınındaki bir eczaneye giderse bu ilaçların olmadığını kendisi de tespit edebilir." (CHP sıralarından alkışlar) Tabii, ilacı alamadan eve geliyorlar, gece çocuk tekrar rahatsızlanıyor, diyorlar ki: "Ya, şu yakındaki hastaneye götürelim çocuğu." Kadın diyor ki: "Bey, o hastane geçen hafta kapandı, doktorlar şehir hastanesine taşındı; unuttun mu?" "Ya, ne yapacağız? Cebimizde para da yok, taksi parası bayağı tutar." Komşulardan 200 lira bulup buluşturuyorlar, şehir hastanesine gidiyorlar. Bir bakıyorlar ki 500'üncü sıra. "Ya, niye bu kadar kalabalık?" "E, gündüz muayene olmak için randevu alamıyoruz da onun için biz de acile geliyoruz mecburen." diyorlar. (CHP sıralarından alkışlar) Doktor serumu veriyor, çocuk biraz iyileşiyor, diyor ki: "Yarın randevu alıp bir uzmana göstermeniz lazım." Şanslı günleri, on gün sonrasına randevu alabiliyorlar. Tam 9'uncu gün oluyor, o mutlu gün gelecek, bir telefon: "Maalesef randevunuz iptal oldu çünkü doktor yurt dışına gitmek için istifa etti." Mecburen bileğindeki son bileziği satıp özel hastaneye götürüyor.
Sayın Bakan, aslında bu anlattığım, liyakatsiz ve beceriksiz politikalarınız nedeniyle yirmi yıldır sağlık sistemini getirdiğiniz politikaların sonucu. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Sayenizde koca koca hastanelerimiz var evet ama içinde doktor yok, doktor olsa randevu yok, randevu olsa ilaç yok. Hani "Hayaldi, gerçek oldu." diye bir sloganınız vardı, sayenizde doktora da ilaca da sağlığa da erişim gerçekti, hayal oldu. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın Bakan, haftalardır, çocukların beslenmesinin yetersiz olduğu ve okullarda beslenme verilmesiyle ilgili tartışma yaratıldı. 0-12 yaş grubundaki çocukların beslenememesinin ileride nasıl bir sağlık sorununa yol açacağını en iyi bilen Bakan sizsiniz ama maalesef bu konuyla ilgili tek bir açıklamanız dahi yok, gözlerinizi gerçeğe kapatıyorsunuz. Türkiye, OECD ülkeleri arasında çocuk yoksulluğunun en ağır yaşandığı 2 ülkeden 1'i. Hani övünüyorsunuz ya "Şu kadar hasta doktora gitti." diye; Sayın Bakan, bu övünülecek bir şey değil. Asıl önemli olan koruyucu sağlık hizmeti yani iyi beslenerek, sağlıklı barınma koşullarıyla bu insanları doktora ve ilaca muhtaç etmeyecek bir sistem yaratmak.
Son olarak da bir konuya değinmek istiyorum. 6 yaşındaki bir çocuğun istismar süreci bir haftadır bu ülkede konuşuluyor. Bu habere ses yükseltenler, ortaya çıkaran gazeteciler, ödüllendirilmeleri gerekirken din düşmanlığıyla suçlanıyorlar. Asıl din düşmanlığı dini istismar eden alçaklardır, çocukları istismar etmeyi kendilerine hak görenlerdir, bu iğrençliğe sessiz kalıp bu pisliğin üzerini örtmeye çalışanlardır. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Sayın Bakan dönüp diyor ki: "Bu iş siyasi değil."
VELİ AĞBABA (Malatya) - Yazıklar olsun!
GAMZE TAŞCIER (Devamla) - Sayın Bakan, bir gece yarısı çocuk istismarını aklamak için çıkardığınız kanun teklifi mi siyasi değil? Kimsesiz çocukları, tarikatlarla protokol yapıp onlara emanet etmek mi siyasi değil?
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Biz çocuk istismarına cezaları ağırlaştıran kanunlar yaptık, cezaları artırdık.
GAMZE TAŞCIER (Devamla) - Bu tarikatları beslemek, büyütmek, bürokrasinin içine, hatta en tepesine yerleştirmek mi siyasi değil? (CHP sıralarından alkışlar)
VELİ AĞBABA (Malatya) - Yazıklar olsun!
GAMZE TAŞCIER (Devamla) - "6 yaşında evlenilebilir." diye fetva veren tarikatlar istedi diye bir gece yarısı İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmek mi siyasi değil? (CHP sıralarından alkışlar)
VELİ AĞBABA (Malatya) - Bravo!
GAMZE TAŞCIER (Devamla) - Adalet Bakanının "Çocuğun rızası var." demesi mi siyasi değil?
Sayın Bakan, bu iş tam da siyasetin göbeği. Gerçi, siz iktidarda kalmak için, üç beş oy fazla alabilmek için ve koltuğunuzu korumak için bütün bunlara zemin hazırlayıp sonra da sosyal medya üzerinden beni siyasi hırslı olmakla suçlayacaksınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
GAMZE TAŞCIER (Devamla) - Tüm bunları yapacaksınız, sonra timsah gözyaşı döküp "Sürecin takipçisi olacağız, müdahil olacağız." diyorsunuz. Yetmez! Tutuksuz yargılayan, doğum raporu yerine kemik yaşı isteyen savcının, kemik yaşı testine başkasının girmesine göz yuman doktorun ve onun arkasındakilerin; bunların derdi çocuk değil.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Örgüt, örgüt!
VELİ AĞBABA (Malatya) - Alçaklar!
GAMZE TAŞCIER (Devamla) - "Timur Soykan yargılansın." diyen trollerinizden, istismarcıyı savunan, paylaşımı beğenen İl Müdürünüzden, Emniyete, yargıya, bürokrasiye yerleştirdiğiniz "6 yaşında çocukla evlenilebilir." diyen tarikatların müritlerinden hesap sorabilecek misiniz? (CHP sıralarından alkışlar) Yasaları değil, şeyhin talimatlarını önceleyenlerden hesap sorabilecek misiniz?
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Yargıya intikal etmiş, yargı hesap soruyor zaten.
GAMZE TAŞCIER (Devamla) - Sormazsınız, soramazsınız; ne yüreğiniz ne insanlığınız ne de vicdanınız buna yeter. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)