| Konu: | ELEKTRİK PİYASASI KANUNU VE TÜRKİYE RADYO-TELEVİZYON KURUMU GELİRLERİ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 74 |
| Tarih: | 06.03.2013 |
EMİN ÇINAR (Kastamonu) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 426 sıra sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Tasarısı'nın 5'inci maddesinin (11)'inci fıkrasında vermiş olduğumuz değişiklik önergesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlarım.
Gelişmekte olan ülkelerin gelişmelerine en büyük katkı enerji kaynakları olmuştur. Ne yazık ki ülkemizde enerji kaynaklarımız yeterince aktif olarak kullanılmamaktadır. Elektrik enerjisinde ülkemizin elektrik üretiminin yüzde 60'ına varan kısmı ithalat yoluyla sağlanmaktadır. Ülkemizde elektrik üretiminin yüzde 44'ü doğal gazdan, yüzde 12,5'i ithal kömürden elde edilmektedir. Yani biz, elektrik üretim ham maddesi itibarıyla dışa bağımlı bir ülke konumundayız. Bugün itibarıyla ithalatımızın yüzde 25'ini enerji ithalatı oluşturmaktadır. Oysaki gelişmiş ülkelere baktığımızda bu ülkeler enerji kaynaklarını en iyi şekilde kullanmakta, dışa bağımlı olmadan enerjilerini üretebilmekte ve hatta enerji ihraç eder duruma gelmişlerdir. Büyük devlet olmak istiyorsak her türlü enerjiyi kendimiz üretmek durumundayız. Bunu da doğal kaynaklarımızdan, yenilenebilir enerji kaynaklarından ya da güvenli nükleer enerji santrallerinden, dışa bağımlı olmadan yapmalıyız. Bunun için gerekli her türlü çalışmayı zaman kaybetmeden, bir an önce yerine getirmek durumundayız.
Günümüzde teknolojinin hızla geliştiğini düşünürsek, elektriğin yaşantımızın vazgeçilmez bir parçası olduğunu unutmamalıyız. Kendi elektriğimizi doğru kaynaklarla üretemediğimiz, büyük kısmını ithalat yoluyla elde ettiğimiz için vatandaşımızın elektrik faturasına da ciddi manada kabarık olarak yansımaktadır. Elektrik üretim ve temin maliyetleri hem de alınan vergilerin yüksek oluşu elektrik faturalarını ciddi oranda yükseltmektedir. Evlerimizde ödediğimiz elektrik faturalarında yüzde 12 kayıp kaçak bedeli, yüzde 2 TRT payı, yüzde 5 belediye tüketim vergisi, yüzde 1 Enerji Fonu payı, yüzde 5 elektrik tüketim vergisi, sayaç okuma bedeli, dağıtım bedeli, satış bedeli ödenmekte, bir de bunlara yüzde 18 KDV eklenmekte ve vatandaşımızın elektrik faturası yüzde 100 oranında artmaktadır.
Şimdi sizlere soruyorum: Faturalarımıza yansıtılan kayıp kaçak bedeli nedir? Elektriğini yasal yollarla kullanan vatandaşımız neden kayıp kaçak bedeli ödemek durumundadır? Neden ülkenin bir bölümündeki kayıp kaçak oranları dürüst vatandaşımızın sırtına yüklenmektedir? Bu şekilde hem dürüst vatandaşlarımız mağdur edilmekte hem de elektriği kaçak kullananlar teşvik edilmektedir. Hükûmetin yapması gereken, adaleti eşit olarak dağıtmaktır. Dürüst vatandaşlarımızın ödemede güçlük çektiği noktada, bir ay içerisinde geciktirdiği elektrikten dolayı kesintiye uğradığı noktalarda, kaçak kullanımların da önüne geçilmesi amacıyla aynı yasal düzenlemeler yapılmalı ve kaçak kullanımların bir an önce önüne geçilmelidir.
Elektrik dağıtım şirketlerinin tahsil etmiş oldukları kayıp kaçak oranları haksız bir kazanç durumundadır. Bugün seçim bölgem olan Kastamonu'da, köylerimizde haftalarca elektrik kesintisi olmasına rağmen, vatandaşlarımız hizmetleri yeterince alamamasına rağmen elektrik faturalarını günü gününe ödemektedir ve bölgemizdeki elektrik tahsilat oranı yüzde 95 seviyelerindedir.
Değerli milletvekilleri, nüfusumuz arttıkça enerjiye daha da ihtiyaç duyacağız. Milletimize refah dolu bir gelecek bırakmak için şimdiden ciddi önlemleri, tedbirleri almak durumundayız. Enerjimizi en ucuza nasıl mal edebiliyorsak ona ciddi manada bir yönlenme yapmak mecburiyetindeyiz. Elektrik üretimimizi, "al ya da öde" anlayışından uzak olarak, doğal gaza değil, daha ucuz kaynaklara ve güvenli nükleer enerjiye yönlendirmeliyiz. Daha gelişmiş, ucuz ve güvenli enerji üretimi için AR-GE çalışmalarına ağırlık vermeliyiz. Ciddi manada bu çalışmalara hız kazandırmalı ve artırmalıyız. Enerjide dışa bağımlı olmayan, kendi ayakları üzerinde durabilen bir ülke olmak için -ne gerekiyorsa- bu çalışmaları yapmak durumundayız.
Bu duygu ve düşüncelerle yüce heyetinizi saygıyla selamlar, önergemize desteklerinizi beklerim. (MHP sıralarından alkışlar)