| Konu: | Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati ile Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun 362 sıra sayılı 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 363 sıra sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin yedinci tur görüşmelerinde yaptıkları konuşmalarındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 36 |
| Tarih: | 12.12.2022 |
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Maliye Bakanı burada çok ibret verici bir konuşma yaptı ve biz hepimiz, hiç muhalefet etmeden, hiç muhalefet etmeden dinledik. Neden hiç muhalefet etmedik? Gerçekten bu konuşmanın tamamı eğer ülkemiz tarafından dikkatle dinlenirse insanlarımızın bu konuşmaya karşı bakış açısının ne olacağını gayet iyi biliyoruz.
36 milyon vatandaşın bankalara borcu var. Sayın Bakan, 24 milyon icra dosyası var, siz kalkıyorsunuz burada gülerek, espri yaparak diyorsunuz ki: "Bak, ne kadar büyüyoruz." Şimdi, bu doğru bir bakış açısı mı yani bu nasıl bir yaklaşım tarzıdır? Bu ülkedeki açlık sınırı -biz demiyoruz, TÜRK-İŞ diyor- 7.785 lira. Türkiye'de açlık sınırı içerisinde olan insanlarsa yüzde 50 yani asgari ücretli 7 milyon insanımız açlık sınırı içerisinde kalıyor. Siz diyorsunuz ki: "Empati yapın." Gerçekten, siz hiç empati yapıyor musunuz yani aç kalan çocukları aklınıza getiriyor musunuz, çocuklarını besleyemeyen anneleri aklınıza getiriyor musunuz? 3 milyon çocuğumuz aç; yetersiz beslendiği için ilgili kurumlar bunu söylüyor "Boyu uzamıyor, kilo almıyor." diyor, ben bunları anlatıyorum, siz orada gülüyorsunuz. İşte, budur ibret alınması gereken manzara, asıl bakılması gereken manzara budur. Türkiye'nin bu hâline siz gülüyorsunuz, Türkiye'nin bu hâliyle siz dalga geçiyorsunuz.
EYT'lilerle ilgili "Ne o, EYT ne?" diyorsunuz, bir gün EYT'liler de size "Ne o, Nebati kim?" diyecekler ve gerçekten de bundan biraz sıkılmalısınız. (CHP sıralarından alkışlar)
Şimdi, diyor ki: "Şu kadar şeyi AK PARTİ mi sattı?" AK PARTİ sattı. Kamuya ait 4 binden fazla gayrimenkulü AK PARTİ sattı. 2002'den bu yana yirmi yılda toplam 63,7 milyar dolarlık satış gerçekleştirdi, hiç mi görmediniz bunları? Sizin Bakanlıktaki başarınız değil; özelleştirme tarihinde yapılan otuz beş yıllık özelleştirmenin neredeyse toplamı iki yıl gibi bir zamanda yapıldı. Siz bu gerçekleri gerçekten gerçek dışı beyanlarla kapatabileceğinizi mi düşünüyorsunuz? Bakanlığınız döneminde 7,6 milyar liralık kamu taşınmazı sattınız. Bu nasıl oldu Sayın Bakan?
Bakın, diyor ki: "Sanki AK PARTİ yaptı. Dış ticaret açığı azalacaktı, AK PARTİ çoğalttı mı? Sanki cari işlemler fazla verecekti, AK PARTİ bunu gerçekten gerçekleştirdi mi? Sanki Merkez Bankasının rezervleri artacaktı, eksi orana getiren AK PARTİ mi? Sanki ekonomideki dolarizasyon azalacaktı -döviz aldı başını gidiyor, Türk lirası yerlerde sürünüyor- bunun müsebbibi AK PARTİ mi? Enflasyon sanki düşecekti." "Hâlâ ümit ediyoruz ki düşer." diyor Maliye Bakanı. Kim düşürecek, vatandaş mı düşürecek? Siz değil misiniz Bakan? Bunların hepsi gerçekten oturulup konuşulması gereken şeylerdir. O yüzden, insanlar siyaset yaparken hoş bir seda bırakmak isterler ama yaptığınız esprilerle boş bir seda bırakıyor, milleti incitiyorsunuz.
Sayın Bakan, şimdi, burada dış işleriyle ilgili söylediğiniz konularda biz diyoruz ki: Ya, bir karar verin; dış politika istikrar ister, bir duruş ister. Suriye'yle dost muyuz düşman mıyız; ya, bu millet bunu bilsin. Ne yaptığınızı anlamaya çalışıyoruz. Bir kucaklaşıyorsunuz, ondan sonra "Bunlar yüzlerce insanı öldürdü, asla elini sıkmayız." diyorsunuz, ondan sonra "Biz kucaklaşmak istiyoruz Esad." diyorsunuz; Esad size "Hadi oradan!" diyor. Kendinizi niye bu duruma düşürüyorsunuz? Bunu öğrenmek istiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Mısır'la ilgili rabia sloganını, rabia işaretini sadece Mısır'daki olaylarla ilgili gerçekleştirdiniz ve orada "Biz bu kişiyle kesinlikle el sıkışmayız." dediniz, şimdi el sıkışıyorsunuz. Ne değişti de el sıkışıyorsunuz? Mazlumlar ölmemiş miydi? Siz mi yanıldınız? Orada katliam olmamış mıydı? Siz mi yanıldınız? Biz size, gidip onlara yağcılık yapın demiyoruz, biz diyoruz ki: Diplomasi yapın ama bunu Türkiye'ye yakışır bir şekilde yapın.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU - Onu yapıyoruz işte.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Dün "düşman" dediğinizin elini bugün sıkarak yapmaya çalışıyorsunuz. Irak'ta da aynısı oldu.
Sayın Bakan, biz Kıbrıs'ta çok dikkatli davranıyoruz. Kıbrıs'la ilgili, nerede konuşup nerede konuşmayacağımızla ilgili çok hassasız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Özkoç, son defa söz veriyorum.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Ama Sayın Bakan, hani Lozan Antlaşması'na göre o adalar silahlanmayacaktı? Bütün bu silahlanma süresince hiç mi sesimizi çıkarmayacağız? Burnumuzun dibinde adalar silahlanıyor ama diğer konularda, sizin de burada ifade ettiğiniz konularda elbette ki dikkat ediyoruz.
Mevlâna'nın çok güzel sözleri vardır gerçekten. "Ben bir lafa bakarım, bir de söyleyen adama." diyor. Yunus Hoca adam gibi adamdır. Yunus Hoca iyi bir insandır. Yunus Hoca iyi bir akademisyendir. (CHP sıralarından alkışlar) Mevlâna o sözü Yunus Hocalar için değil, Mevlâna o sözü hırsızları, Egemen Bağış gibi insanları büyükelçi yapanlar için söylemiş. Mevlâna o sözü Şaban Dişli gibi hem terörle iltisaklı hem de hırsızlığı kanıtlanmış birisi için, bunlar için söylemiş. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar; İYİ Parti sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Onları, Türkiye'nin itibarını düşürecek şekilde hâlâ orada tutanlar için söylemiş.
Saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)