| Konu: | Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati ile Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun 362 sıra sayılı 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 363 sıra sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin yedinci tur görüşmelerinde yaptıkları konuşmalarındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 36 |
| Tarih: | 12.12.2022 |
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Evet, çok teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisini bilgilendirdikleri için her 2 bakana da çok teşekkür ediyorum.
Şimdi, Sayın Nebati kürsüye geldiğinde espriyle başladı, dedi ki: "Önümüzdeki dönem seçim olacak, bir kısmınız olmayacak bu Mecliste." Bu Mecliste önümüzdeki dönem hangimizin olup olmayacağı belli değil ama bir kişinin olmayacağı kesin, o da zatıalinizsiniz efendim. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Şimdi, bu bütçenin sayılarıyla ilgili herhangi bir değerlendirme yapmayacağım çünkü bütçe müzakere edilmeye başlandığı andan itibaren gerek iktidar partisi mensupları ve gerekse muhalefet partilerinin sözcüleri bütçenin aymazlıklarını sayılarla ifade ettiler. Yani demek istediğim şu: Bütçe dengesinden bahsetmeyeceğim, faiz dışı açıktan bahsetmeyeceğim, faiz bütçesinden bahsetmeyeceğim, bu KKM'ler için yapılacak ödemelerin o belirtilen yüzde 17,68'lik bütçe içindeki faiz oranından bahsetmeyeceğim, orta vadeli programın daha şimdiden çöküp çürüdüğünü dile getirmeyeceğim, AK PARTİ'nin 2023 hedeflerinden de bahsetmeyeceğim çünkü bu Meclis kürsüsünde bunlar defaatle ifade edildi. Kişi başına 25 bin dolarlık gelir bekleniyordu, 10.071 dolarda kalmışız. 2 trilyon dolarlık millî gelir hedefi 867 milyarda kalmış. Bence bunlara girmeye hiç gerek yok çünkü mükerrer beyan olmaktan öteye gitmeyecek.
"Bu bütçe gerçekten başka bir bütçe..." Geçen bütçe için de aynısı söylenmişti. Bu bütçeyle devlet idare edilmez, bu bütçe milletin beklentilerine ve ihtiyaçlarına cevap vermiyor dedik -o zaman da ısrarcı davrandınız- aradan altı ay geçtikten sonra ek bütçe değil âdeta yeni bir bütçe yapma mecburiyetinde kaldınız. Neden? Çünkü biz burada hangi uyarılarda bulunursak bulunalım siz bizim söylediklerimizden herhangi bir ders çıkarmıyorsunuz. Biz, o bütçenin ne bir rakamını ne de bir kelimesini değiştirebilme kabiliyetine sahip değiliz. Allah'a şükrediyoruz, iyi ki bütçeyi konuşabiliyoruz ya da Allah korusun, şu da olabilirdi: Bu Meclis tarh edilen verginin nasıl sarf edileceğini konuşmaktan da alıkonulabilirdi, doğrudan değerleme oranlarıyla yeni düzenlemeler de yapılabilirdi. Allah'a bin şükür, bu hâlimizden memnunuz.
Şimdi, Durmuş Bey zatıalinize bir kitap önermiş -değerli büyüğüm bana da önermişti, ben sayesinde o kitabı biraz karıştırdım- kitabın adı "İstikrarsız Bir Ekonominin İstikrarı." Hocam, ben bunu okuyamam dedim çünkü ekonominin başındaki Bakan istikrarsızlığın istikrarının kitabı yazıyor. O sebeple, siz yine de Durmuş Bey'in tavsiyelerine uyunuz ve "İstikrarsız Bir Ekonominin İstikrarı"nı bir gözden geçiriniz. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Şimdi, hem Sayın Grup Başkan Vekili hem çok Kıymetli Maliye Bakanı öyle bir ekonomik tablo çizdiler ki bu ülkede sanki hiçbir ekonomik problem yok; ben öyle algılandım. Dolayısıyla ben "Hayır, dediğiniz gibi değil." diye bir ısrarda da asla bulunmayacağım; öyle bir tabloyu milletimiz değerlendirsin istiyorum. Yani kimler? Tenceresini kaynatamayan analar dinlesin Sayın Nebati'yi; çocuğuna harçlık veremeyen, okula gönderemeyen babalar dinlesin; elektrik ve doğal gaz faturasını ödeyemeyenler dinlesin, toprağa düşürdüğü terin karşılığını alamayan çiftçi dinlesin, açlık sınırı altında yaşamını sürdürmeye mahkûm bırakılan asgari ücretli dinlesin, bir de müjde bekleyen EYT'li dinlesin. Şu ana kadar "EYT nedir?" gibi bir cevapla karşı karşıya kaldık bu konuyla ilgili; zannediyorum onlar da Sayın Bakanın söylediklerinden kendilerine bir pay çıkaracaklardır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Tabii, Dışişleri Bakanlığı bütçesiyle alakalı olarak da ben hemen şunu söyleyeyim: Her şeye rağmen, hayırlı olsun temennisiyle "ret" oyu kullanacağız ama bu zamana kadar dış politika alanında serdettiğimiz eleştirilerin de çok doğru anlaşılması lazım. Başka partilerle ortak bir dili kullanıyor izlenimi vermek istemiyorum; bunu açıkça ifade edeyim. Normalleşmeye vurgu yaptınız; bizim sıkıntımız, sizin ihtiyatlı bir dış politika uygulamanıza değildir Sayın Bakanım. Türkiye Cumhuriyeti devletinin, yaşadığımız coğrafyanın risklerini zaman zaman hesap etmeden ihtiyattan vazgeçip maceraperest bir tavırla aktif politika uygulama eğilimine girdiği dönemler de olmuştur, dolayısıyla bu dönemlerde de ilişkiler zedelenmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım efendim.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Şimdi, zedelenmiş ilişkileri düzeltmeye çalıştığınız için de tarafımızdan övülmeyi bekliyorsunuz. Biz de size şunu diyoruz: Şimdiki hâliniz, tamam, bozduğunuz ilişkileri düzeltme yönünde tezahür ediyor ama yani keşke bozmasaydınız bu ilişkileri, keşke bu tartışmalar yaşanmasaydı.
Suudi Arabistan, Libya, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri; İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya alınıp alınmamasıyla ilgili tartışmalar da gerçekleştiriliyor, onlar da söylediğim kapsam içinde değerlendirilmesi icap eden konular.
Biz, dış politikanın özel münasebetler üzerinden kurgulanmasının fevkalade mahzurlu olacağını düşünüyoruz. Dış politikada esas olan, devletin ve milletin menfaatleridir. Dış politikada zaman zaman kaymalar olabilir, stratejiler olabilir, bu planlanarak da yapılmış olabilir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım efendim.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Levent Bey'e gösterilen müsamahanın bir kısmını...
BAŞKAN - Siz ve Levent Bey'in bugün eşit olsun efendim.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Kırk yılda bir sefer.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - O da doğru yani boş konuşmayan Grup Başkan Vekillerimizden biridir.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Estağfurullah.
BAŞKAN - Estağfurullah efendim.
Buyurunuz.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - İhtiyatlı ve aktif politikanın devamından yanayız; bu, sürdürülmeli çünkü bu, Türkiye Cumhuriyeti devletinin esas itibarıyla dış politika felsefesi. Yaşadığımız coğrafyanın riskleri biliniyor. Biz, Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak ve Türk milleti olarak zaten çadırımızı sırtlanların geçiş yolu üzerine kurmuşuz, o şuurda hareket etmemiz de kaçınılmazdır ama Türkiye'nin her alanda doğru temsil edilmesi lazımdır.
Meslekten gelmeyen büyükelçilerin sayısı her geçen gün artmaktadır; biliyorum; kadrolar istisnai kadrolardır ama yani "istisnai kadro" diye partizanca bir yaklaşımla konuya yaklaşmamak lazım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Konu derin Başkanım.
BAŞKAN - Buyurunuz, son defa.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Bu kapsam içinde, AK PARTİ'nin vazgeçemediği bir şahıs ve aileden bahsetmek istiyorum: Sayın Merve Kavakcı ve ailesi. Malezya'da büyükelçilik yaptı kendisi, bu görevi sona erince döndü, şimdi de Merve Hanım'ı Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatında Türkiye uhdesinde bulunan Genel Sekreter Yardımcılığına atayacağınıza dair duyumlarımız var. Bu görevde kendisinden beklentiniz nedir, doğrusunu isterseniz ben merak ediyorum.
Şundan emin olmanızı istiyorum: Bizim geleneklerimiz, müktesebatımız, hayata bakışımız, dünyaya bakışımız, millî ve manevi konulardaki duruşumuz oldukça nettir. Bizim eleştirilerimiz ülkemizi başkasına şikâyet etmeye yönelik değildir, biz devletimizi ve milletimizi hiç kimsenin önünde diz çöktürmeyiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Bitiriyorum.
Müsamaha gösterir misiniz, bir dakika daha istirham edeceğim.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Tabii, tabii, buyurun. Başkanımız takdir etsin.
BAŞKAN - Efendim, onuncu dakikayı, izninizle....
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Efendim, oya sunsanız "evet" diyecekler.
BAŞKAN - Buyurunuz.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Devletimizi ve milletimizi kimsenin önünde küçük düşürecek bir beyanın sahibi asla olmayız; "Yaşasın devlet, yaşasın millet!" deriz her fırsatta.
Ayrıca, yandan bir not geldi, onu da Sayın Nebati'ye söylüyorum: Vergi müfettişlerimiz ve Maliye Bakanlığı personelimiz özlük haklarının düzeltilmesini istiyorlar efendim.
Kararımıza ve oy rengimize...
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Bir de limit aşımını sorun, 43 milyar...
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Bir de dış borçlanma da limit aşılmış 43 milyar, onu da Sayın Hocam söylüyor, ben sayılara girmeyeceğim demiştim.
Sabrınız için, dikkatiniz için her 2 Bakanımıza da sonsuz teşekkür ediyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Dediğim gibi, hayırlı olması temennisiyle "ret" oyu kullanacağımızı ifade ediyor, saygılar sunuyorum.