GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 8'inci Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:37
Tarih:13.12.2022

HDP GRUBU ADINA GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, tek adam rejiminin bir propaganda bakanlığı var. Biliyorsunuz, tek adam rejimleri tekçilik isterler, her konuda tekçilik isterler. Propaganda bakanlığı da bilgi, iletişim ve medya konusunda tekçiliği amaçlayan bir bakanlık olarak kuruldu maalesef. Propaganda bakanı olarak da Sayın Fahrettin Altun atandı, amacı tek ses yaratmak ve buna aykırı her sesi de kriminalize etmek. George Orwell "1984" romanında hakikat bakanlığının tanımını yaptı ya, işte, tam o tanıma uygun bir bakanlık kuruldu, propaganda bakanlığı.

Değerli arkadaşlar, bu gerçeğe aykırı her bilgiyi dezenformasyon olarak sayıyor ya Fahrettin Altun, işte dezenformasyon bülteni aktarıyor, bakın, her hafta dezenformasyon bülteni çıkarıyor. Bu dezenformasyon bültenlerini ben inceledim, inanın pek çok dezenformasyonla dolu. Bir, iki örnek vereceğim değerli arkadaşlar, biliyorsunuz 6 yaşındaki bir çocuğumuzun istismar edilmesi ve cinsel saldırıya maruz bırakılması hakkında bir infial var, öyle değil mi? Hepimiz infial hâlindeyiz değil mi? Bu meseleye bir çözüm arıyoruz değil mi? Peki, İletişim Başkanlığı ne yapıyor arkadaşlar? Bakın, burada Dezenformasyon Bülteni var; bununla ilgili tek bir haber var Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı, tek bir haber. Ne diyor? "'Aile Bakanlığı iki yıldır neredeydi?" 6 yaşında istismar edilen kadına sahip çıkılmadı.' iddiası hakkında dezenformasyon var." diyor İletişim Başkanlığı, tek haber bu. Değerli arkadaşlar, okuyayım mı ne diyor? "Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinde çocuğun nitelikli cinsel istismar iddiasıyla açılan davaya müdahil olmuştur, çocuğa sahip çıkılmıştır." Değerli arkadaşlar, haber bu kadar, haber burada bitiyor. Değerli arkadaşlar, bu, gerçek mi? Ya, size ulaşan bilgiler dâhilinde bile bu, gerçek mi yoksa dezenformasyon mu? Ne diyor: "Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız davaya müdahil olmuştur, gereğini yapmıştır." Haberde başka da bir şey yok. Peki, gerçek ne arkadaşlar? Bu çocuğumuz 6 yaşında evlendiriliyor, yıllarca cinsel istismara maruz bırakılıyor. Değerli arkadaşlar, ondan sonra, 30 Kasım 2020'de ŞÖNİM'e başvuruyor yani devlete başvuruyor "Beni korumaya alın." diyor, aynı gün savcılığa da başvuruyor bundan tam iki yıl önce Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı, iki yıl önce. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına "Beni koru, bana sahip çık. Bana tecavüz edenlerle ilgili de savcılığa başvuruda bulundum. Bununla ilgili yargı sürecini takip et." diyor. Peki, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ne zaman harekete geçiyor? Timur Soykan bu rezaleti ortaya çıkardığı zaman yani bundan yalnızca bir hafta önce harekete geçiyor, savcılığa o zaman müdahil olarak başvuruda bulunuyor. Peki, arkadaşlar, bu gerçek ile bu dezenformasyon birbiriyle uyuşuyor mu? Uyuşmuyor; işte, bu yüzden diyoruz: "İletişim Başkanlığı bir dezenformasyon başkanlığıdır."

Bakın, bir örnek daha vereceğim: Değerli arkadaşlar, tek adam rejimlerinde bilgiyi tekleştirmeye çalışıyorlar ya, tek adam rejimlerinin bu propaganda bakanları bir de "öteki" tanımlarlar yani toplumu bölerler. İşte, bu anlamda, bölücü bir başkanlıktır bu. Ne yapıyor? Efendim, Cumhur İttifakı'nı makbul sayacak; geri kalan her şeyi, her siyasi partiyi, her düşünceyi bir öteki sayacak ve ötekiye ihtiyacı var; düşmana ihtiyacı var, düşman gördüklerini her gün kriminalize edecek.

Bakın, değerli arkadaşlar, işte, bu anlamda, aşırı güvenlikçi politikalarla ilgili de bir rıza aranıyor değil mi? Ne yapmanız lazım? İstibdat kurmanız için, içeride baskı politikalarını ortaya koymanız için ve sınır ötesi operasyonlar yapmanız için bir rıza üretmeniz lazım. İşte, İletişim Başkanlığı bunu yapıyor.

Bakın, Dezenformasyon Bülteni'nden bir örnek daha vereceğim: Değerli arkadaşlar, bundan kırk gün kadar önce İstiklal Caddesi'nde hain bir terör saldırısı gerçekleşti ve 6 yurttaşımızı kaybettik, onlarca yurttaşımız yaralandı, değil mi? İletişim Başkanlığı bununla ilgili Dezenformasyon Bülteni'nde ne açıklamış? Sitesine baktım, tek bilgi bu. Efendim, ne diyor, biliyor musunuz? Biz bir önerge verdik, bakın, önerge burada; ne dedik, tutanaklarda belli. "Taksim saldırısında karanlık ilişkiler var, devletin belli karanlık güçleri her zaman bu tip saldırıların içinde olmuştur." dedik, "Gelin bu meseleyi inceleyelim." dedik.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

GARO PAYLAN (Devamla) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Buyurun.

GARO PAYLAN (Devamla) - "O meselede, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun o akşam verdiği bilgiye biz güvenmiyoruz." dedik, "Milletin Meclisi bunu araştırsın, ucu nereye kadar gidiyorsa soruştursun." dedik ve saldırıyı yapan kişinin yani bombayı bırakan kişinin 3 kardeşinin IŞİD saflarında savaşırken öldüğünü, 1 ağabeyinin de ÖSO komutanı olduğunu söyledik "Bu işte karanlık ilişkiler var ve sınır ötesi operasyon için altlık yapılıyor." dedik. Değerli arkadaşlar, dedik değil mi? Dedik. Ne yaptınız? AKP ve MHP bu önergeyi reddetti, "Araştırmayalım." dedi, "Süleyman Soylu ne diyorsa odur." dedi. Propaganda bakanlığı eksik kalır mı? Ne yaptı propaganda bakanlığı? Bakın ne diyor: "HDP'nin Meclise bu konuda önerge verdiği bilgisi yalandır, yanlıştır." diyor "Efendim, yalnızca ÖSO ve HTŞ ilişkilerinin araştırılması için önerge verdi." diyor "Saruhan Oluç ve Meral Danış Beştaş yalan söylüyor." diyor. Ya, değerli arkadaşlar, biz bu önergeyi burada görüştük mü? Görüştük. Sizler "hayır" dediniz mi? Dediniz ama bak, propaganda bakanlığı buna "Yalan." diyor. Siz ne diyorsunuz değerli arkadaşlar? Bu Bakanlığa bütçe verecek misiniz? (HDP sıralarından alkışlar)