GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 8'inci Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:37
Tarih:13.12.2022

MHP GRUBU ADINA TAMER OSMANAĞAOĞLU (İzmir) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; Strateji ve Bütçe Başkanlığı kurumu bütçesi üzerine konuşmak üzere Milliyetçi Hareket Partisi Grubumuz adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce Türk milletini ve Gazi Meclisi saygılarımla selamlıyorum.

Türkiye Cumhuriyeti'nin asırlık hikâyesi, bir devin yeniden ayağa kalkışı, bir milletin küllerinden doğuşudur. Bu ülke savaş meydanında kahramanlık, siyaset meydanında kararlılık üzerine inşa edilmiştir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk memleketi adım adım dolaşıp bir direniş cephesi oluştururken iki şeye güvenmişti. Birincisi, Atatürk'ün deyimiyle milletin kendisine yani cevheriaslisine; ikincisi ise Anadolu'nun ve ülkenin dört bir yanında çoban ateşi gibi kendiliğinden tutuşan Kuvayımilliye teşkilatlanmasına güvenmiştir. Güven, inanç ve mensubiyet şuuruyla yüz yıl önce bu topraklarda verilen bağımsızlık savaşı bütün mazlum milletlere de umut ışığı olmuştur. Sömürgecilerin boyunduruğunu kırıp dağıtan Türk milleti ezilen bir dünyanın âdeta kahramanı hâline gelmiştir. Biliyoruz ki bugün de vaziyet aynıdır. Türk devleti kendisine çizilen psikolojik sınırları tanımamakta, küresel güç odakları tarafından hizaya getirilmeyi reddetmektedir ve bu duruş yüz yıl önce olduğu gibi karanlığı aydınlatmakta, mazlum milletlerin de ışığı olmaktadır. Bu yüzden cumhuriyetimizin 100'üncü yılına güçlenerek ulaşması yalnızca milletimiz için değil, bütün insanlık için önemlidir. Bu yüzden cumhuriyetimizin 100'üncü yılının bütçesi psikolojik sınırları aşan bir ülkünün bütçesidir. Dolayısıyla bu bütçe Türk asrı vizyonunun ürünü, Türk asrının habercisi, 100'üncü yılını coşkuyla kutlayacağımız cumhuriyetimizin bütçesi olması sebebiyle de tarihî bir bütçedir.

Değerli milletvekilleri, Türkiye'nin özellikle dış dünyada gelişmelere karşı takınacağı tavır, harici tehditlere karşı göstereceği duruş ve mücadele azminin temelini oluşturacak stratejiler hiç olmadığı kadar önem arz eder hâle gelmiştir. Elbette bu stratejik aklın millî ve yerli olması, geliştirilen politikaların siyasi, sosyal ve ekonomik kelimeleri de içine alacak şekilde olgunlaştırılması, olayların başkent Ankara'dan Türk milletinin gözüyle değerlendirilmesi hayati önem taşımaktadır. Küresel siyasetin belirleyicisi olma iddiasıyla kardeşi kardeşe kırdıran, oğlu babaya isyankâr, babayı ise oğula hasım yapan sistemin ekonomik alanda da ahlakını kaybetmiş, ilkelerini terk etmiş bir hâle bürünmüştür. "Bize ne, biz kendi işimize bakalım." gibi şuursuz cümle kuranlar elbette vardır, elbette olacaktır. Ancak boğazından geçecek sıcak bir lokmaya dahi muhtaç kalan Afrika'daki bir çocuğun derdiyle dertlenmenin Türk milletine tarihin yüklediği reddedilemez sorumluluğun gereği olduğu da unutulmamalıdır. Adalar Denizi'ndeki Yunan küstahlığına geçit vermeyen ruhun Doğu Akdeniz'de enerji çalışmalarını tüm engellemelere rağmen sürdüren kararlılığın ve Türk ordusuna Akdeniz'i hedef gösteren Büyük Gazi'nin mirasına sahip çıkan inancın ilk günkü dirliğiyle ayakta olduğu görmezden gelinmemelidir. "Azerbaycan'ın sevinci sevincimiz, kederi kederimizdir." diyen Atatürk'ün yarım kalmış hayallerinin istiklale kavuşmuş Karabağ'la tamamlandığı unutulmamalıdır. Çocuk katillerinin yuvalandığı, mazlum kanıyla beslenen, uyuşturucu ve insan ticaretiyle nefes alan, organ kaçakçısı, çocuk istismarcısı PKK-PYD/YPG gibi terör örgütleriyle sonuna kadar mücadele etmenin, şehitlerimizin kanını yerde bırakmamanın boynumuzun borcu olduğu hatırlardan çıkmamalıdır. Bu yüzden bağımsız ve demokratik Türkiye Yüzyılı sadece bizim için şanlı bir zafer değildir. Bu yüzden Türk asrı vizyonuna koşar adım yaklaşılması işgalci zihniyet için utanç verici bir hezimettir. Tam bu sebeple "Bize ne?" diyemeyiz. Tam da bu gerekçelerle "İnsanlığın derdiyle dertlenmek bize mi düştü?" diyemeyiz. Tam da bu yüzden "Biz kendi işimize bakalım, onlar kendi işine baksın." hiç diyemeyiz. Biliyoruz ki insanı yakan ateşi değil, gafletidir. İnanıyoruz ki sevdikçe sevilecek, arslanlar ile ceylanlar kucağımızda dost olacaktır. Bu bilinç ve inançtır ki Türk milletini yeryüzünde siyaset ve fikirler üstü bir konuma haiz etmiş, tarifi zor bir sorumluluğu da sahip kılmıştır. Açık yüreklilikle söylemek isterim, bir asır önce Ankara bozkırında dikilen fidan artık asırlık bir çınar olmuştur. Anadolu'nun yiğit evlatları bu topraklarda hür olarak yaşayacaklarını dosta düşmana ispat etmişlerdir. Türk demokrasisi güçlendikçe cumhuriyetimiz de kuvvetlenmektedir. Bilinmelidir ki Türk milletine yozlaşmayı dayatan kafalarla dün sorunumuz vardı, bugün de vardır. Türk milletine karamsarlık servis edenlere karşı dün hasımdık, bugün de hasımız. Türk milletine yabancı başkentlerde çizilen sınırları kabul ettirmeye çalışanlara karşı dün düşmandık, bugün de düşmanız. (MHP ve AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Türk devletinin istiklaline göz dikenlerle, istikbaline kastedenlerle hesabımız dün vardı, bugün de var. Hatırlatmak isterim, millete kıymet vermek ve ona inanmak, ülkesi uğruna çarpışmayı göze alan her vatanperverin temel refleksidir. Cumhuriyeti kuran ruh, işte bu millet de vatan sevdasından beslenmiştir. Millete inananlar kararı millete bırakan bir sistem inşa etmiştir. Devletin idaresi milletin idaresine teslim edilmiştir. Türk milletinin son yüzyılını şekillendiren iki temel unsur, güçlü bir cumhuriyet inşası ve kararlı bir demokrasi yolculuğu bugün de Cumhur İttifakı'yla sürdürülmektedir. Türk milleti bu duruşu sahiplenmiştir, Türk dünyası bu kararlılığı kucaklamıştır, insanlık bu duyarlı tavra dört elle sarılmıştır.

Değerli Başkan, kıymetli milletvekilleri; hem strateji hem de bütçe konularının konuşulduğu bir oturumda gerçekleştirilen iktisat kongresiyle Türk milletinin ufkunu açacak kararların alındığı, Türk girişimcisine ve yatırımcısına çağı yakalayan vizyonun armağan edildiği, Türkiye Cumhuriyeti'ni tüm alanlarda kalkındıracak ve ekonomik bağımsızlığa kavuşturacak beyanatların ilk defa ilan edildiği İzmir'den de bahsetmek isterim. Adalar denizine bakan, hürriyet meşalesinin bütün ihtişamıyla yanmaya devam ettiği, gözümüzün nuru, Ege'mizin incisi İzmir, hiç şüphe yok ki Türk asrı vizyonunun da parlayan yıldızlarından biri olacaktır. Üstünde gezinen işgalci postalları denize dökülmeden istiklal mücadelesinin bitmediği İzmir, bugün de varlığı ve kapasitesiyle Türk milletinin istikbalinin mihenk taşlarından biri olarak varlığını devam ettirmektedir. Tarım, sanayi, turizm sektörlerinin hepsinin bir arada sürdürülebileceğini ve geliştirilebileceğini gösteren örneklere sahip liman kenti olmasıyla da sadece bölge için değil, ülkemiz için de önemli ticaret merkezlerinden biri olan İzmir'in sorunlarının gün geçtikçe çoğaldığı sugötürmez bir gerçektir. Bütün bunlara rağmen İzmir'in en kötü gününde dahi bütün gücüyle hem de tam bir koordinasyon içinde devletimizin İzmirlinin yanında olduğu, İzmir'imizin yaralarının sarılmasında hiçbir gecikmeye mahal vermeden, felaket simsarlarına alan açmadan sorumluluğunu yerine getirdiği de inkâr edilemeyecektir. Bu manada, hem İzmir hem de bölge için büyük önem arz ettiğine inandığım Ege Turizm Merkezi Çeşme Projesi'ne ciddiyetle ve ilgiyle yaklaştığımızı bir kez daha ifade etmek isterim. Bölge turizmi ve Türk turizmi için örnek teşkil edecek bu büyük projenin nihayete erdirilmesi adına atılan adımları İzmir için, İzmirli için ve tüm Ege Bölgesi için samimiyetle desteklediğimiz bilinmelidir.

Saygıdeğer milletvekilleri, burada kıymetli konuşmalarıyla bütçe görüşmelerine katkı sunan arkadaşlarımızın birçoğu ifade ettiler. Aynı rakamlardan bahsetmek niyetinde değilim çünkü bu, Türkiye Cumhuriyeti'nin 100'üncü yılının bütçesidir. Ancak özellikle karamsarlık aşılayarak, ekonomik mücadelede devletin zaafa uğramasını arzu ederek ellerini ovuşturanlara başka başkentlerde kendi ülkesini kötüleyerek yol alabileceklerini sananlara hatırlatmak isterim: Salgına rağmen 2020 yılında 20 ülke arasında en çok büyüyen ikinci ülkenin adı Türkiye'dir. (MHP ve AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) 2021 yılında küresel ekonomi yüzde 6 oranında büyürken küresel ortalamanın üstünde bir performans sergileyerek yüzde 11,4'lük bir büyüme rakamı yakalayan ülkenin adı Türkiye'dir. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar) Gelişmiş ülkelerde sanayi üretimi durmuşken, vaatler yerine getirilmezken tedarikçisi olduğu ülkeleri mağdur etmeyen sanayi ve ticaret stratejisinin sahibi Türkiye'dir. Yanı başındaki ülkeleri ateş almışken her türlü küresel oyuna millî bir akılla cevap veren ve üzerine oynanan oyunları bozan, masa başlarında çizilen planları elinin tersiyle reddeden, millî stratejik akılla Türk asrına hazır olduğunu gösteren ülkenin adı Türkiye'dir. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar) Türk Devletleri Teşkilatı çatısı altında tüm dünyaya ilan ettiği ortak iradeyle Türk asrına hazır olduğunu gösteren milletin adı Türk milletidir. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Birileri görmek istemese de gökyüzünde ışığını saçan o yıldız Türkiye için, Türk milleti için parlamaktadır. Duymak istemeyenler olsa da hilal yıldıza hasretini kollarını açmış dile getirmektedir. İnsanlık adalete susamış, sevgiye aç türkü çağırmakta, Türk'ün medeniyetinden kana kana içmek için gün saymaktadır. Milliyetçi Hareket Partisi Türk milletinin, insanlığın ve dahi tarihin kendisine yüklediği sorumluluğun da sonuna kadar farkındadır. İnsanımıza ve milletimize ait değerlere karşı tanımlanmış her türlü tehdidi, temel hak ve özgürlüklere zarar vermeden yok etmeye de kararlıyız. Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli Bey'in ifade buyurdukları gibi: "Türk milletinin gözü açıktır, muhayyilesi faaldir, baldırı çıplakların, ederi 1 dolar olan canilerin tezgâhlarına da hazırlıklıdır." diyerek konuşmamı sonlandırıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

TANER OSMANAĞAOĞLU (Devamla) - Bütçemizin milletimize hayırlı olmasını diliyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)