GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:38
Tarih:14.12.2022

CHP GRUBU ADINA ONURSAL ADIGÜZEL (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bütçe kanunu teklifinin 9'uncu maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

On gündür bir bütçe maratonu içindeyiz. Tabii ki 2023 bütçesini hep birlikte değerlendirdik. Bu arada Adalet ve Kalkınma Partisinin de son yirmi yılının muhasebesini yaptık burada. Bugün bu saatlerde alınan karar da açık ve net bir şekilde göstermiştir ki bu Adalet ve Kalkınma Partisinin son bütçesidir, iktidarın son bütçesidir. Bu, iktidarınızın, zulmünüzün son altı ayına girdiğinizin en önemli göstergesidir değerli arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar) Buradan size söylüyorum: Seçim günü, yirmi yılda yaptıklarınız, hukuksuzluklar, haksızlıklar gözünüzün önünden film şeridi gibi geçecek; diyeceksiniz ki: "Unutalım bunları, biz böyle bir şey yapmadık." Hayır, bu haksızlığı, bu antidemokratik uygulamaları biz size unutturmayacağız; bir daha bu ülkenin başına bu kadar liyakatsiz, bu kadar âciz, bu kadar antidemokratik uygulamalara imza atan bir iktidar gelmesin diye. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlar, sanıyorsunuz ki gitmeyeceğiz; öyle bir gideceksiniz ki haksız, hukuksuz yere milletin iradesine ket vurduğunuz için gideceksiniz; milyonları açlık sınırının altında yaşattığınız için gideceksiniz; kadınları, bir gecede -Meclisi de baypas ederek- kaldırdığınız İstanbul Sözleşmesi'yle, şiddetle baş başa bıraktığınız için gideceksiniz; madenlerde canını tırnağına takıp çalışan işçileri ay sonunu getiremedikleri hâlde umursamadığınız için gideceksiniz; emeklinin "Kirama maaşım yetmiyor." feryadını duymadığınız için gideceksiniz; bin lira fark alabilmek için sınavdan sınava koşan, meslek onurunu ayaklar altına aldığınız öğretmenlerin sesini duymadığınız için gideceksiniz; İstanbul'un, 16 milyon İstanbullunun iradesini yok saydığınız için gideceksiniz. Vatandaş seçimi bekliyor, milyonlarca insan sandığı bekliyor.

Değerli arkadaşlar, gidiyorsunuz, gidiyorsunuz ama hiç güzel de bir miras bırakmıyorsunuz. Arkanızdan kimse "İyi bilirdik." demeyecek; sadece çocuk istismarcıları, mafya baronları, uyuşturucu baronları ve 5'li çeteleriniz bunu söyleyebilir ama 85 milyon sizi uyuşturucuya, mafyaya teslim olmuş, antidemokratik uygulamalara imza atan, çocuk istismarcılarının önünü açan, kurumları batırmış, liyakatten anlamayan bir hâlde hatırlayacak.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Tümünü reddediyoruz.

ONURSAL ADIGÜZEL (Devamla) - Değerli arkadaşlar, siz nasıl bu hâle geldiniz? Yirmi yıl önce sizin Genel Başkanınız bir şiir okuduğu için cezalandırılmadı mı? Siz o gün "Biz yasaklarla mücadele edeceğiz." "Siyasi yasakların karşısında duracağız." diyerek ortaya çıkmadınız mı? Bugün ne yapıyorsunuz? Aldığınız güçle, iktidarınızı kaybetmemek için hep bir ağızdan bütün uygulamalara imza atıyorsunuz.

Değerli arkadaşlar, bakın, size sadece bir paragraf okuyacağım: "Son olaydan görüyoruz ki yargı gerçekten de bağımsız değil, kararlarının onanması bu durumu tescil etmiştir. Böylece yargının işleyişine adalet ilkesinin değil, siyasetin egemen olduğu bir kere daha ortaya çıkmıştır. Siyasi rakiplerimiz, güç ve çıkar odakları seçim sandıklarında karşımızda duramayacaklarını, önümüzü kesemeyeceklerini iyiden iyiye anlamış olmalıdırlar ki böyle bir yola başvurdular. Bu yol yanlış bir yoldur çünkü adalet, gün gelecek, yargıyı siyasallaştıranlara da lazım olacak." Bunu kim söylüyor? Bunu sizin Genel Başkanınız, siyasi yasak aldığı İstanbul Büyükşehir Belediyesindeki görevinden alındığında söylüyor.

Siz, İstanbul'da 31 Mart akşamı her türlü usulsüzlüğe, her türlü haksızlığa başvurdunuz; oy çalmaya çalıştınız, 27 bin oyluk farkı Türkiye tarihinde görülmemiş bir içtihatla defalarca saydırarak 13 bin oya kadar düşürdünüz. Sonra, YSK'yi de siyasallaştırdığınız için, bütün kurumları siyasallaştırdığınız için, haksız hukuksuz yere elde ettiğiniz verileri, kişiye özel hassas sağlık verilerini, bir kişinin memur olup olmadığını içeren kişisel verileri kullanarak 6 Mayısta YSK'yi baskı altına alarak seçimleri iptal ettiniz. Peki, ne oldu? 23 Haziranda seçmen size öyle bir şamar vurdu ki 800 bin oyla tekrar Ekrem İmamoğlu'nu İstanbul Belediye Başkanı yaptı. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar) Ama siz iflah olmazsınız değerli arkadaşlar. İstanbul gitti, bunu bilin, Türkiye de gidecek. Çünkü siz -İstanbul'un rantını, İstanbul'un kupon arazilerini rüyasında gören Genel Başkanınıza bunu tekrar söyleyin- eğer halkın iradesine, milletin iradesine uymazsanız bu millet sizi şamaroğlanına çevirir.

Değerli arkadaşlar, bu kürsüye her çıktığınızda 2019 seçimlerine kadar ne dediniz? "Milletin iradesi." dediniz, "Biz sandıkta kazandık." dediniz. Şimdi ne yapıyorsunuz? Şimdi "yargı bağımsızmış" diye buradan Grup Başkan Vekiliniz söylemlerde bulunuyor. Peki, siyasallaşmış yargıdan şikâyet eden Genel Başkanınız, bu yollardan gelen Genel Başkanınız konuştuğu zaman da mı "Yargı bağımsızdı." diyordunuz?

Değerli arkadaşlar, bu ayarını bozduğunuz kantar yarın sizi de tartacak. Türkiye'de demokrasiyi ayaklar altına alan bu karar, 31 Mart gecesi, 6 Mayısta, 23 Haziran gecesi tekrar yayınlandı.

Biz bir şey söyledik: Hak yemedik, kimseye de hakkımızı yedirmeyiz! Ekrem İmamoğlu şunu söyledi, dedi ki: "Ben kimsenin hakkını yemedim." Biz Cumhuriyet Halk Partili milletvekilleri olarak sandıkların üzerinde, Millet İttifakı'yla birlikte oylarımızın peşine düştük. Siz, bugün, sahada bükemediğiniz, er meydanında bükemediğiniz bileği, mahkeme salonlarında, masabaşlarında haksızlıkla, hukuksuzlukla elimizden almaya çalışıyorsunuz.

Değerli arkadaşlar, Ekrem İmamoğlu hak yemedi, kimseye haksızlık etmedi, hakkını da yedirmedi; biz de size Ekrem İmamoğlu'nu yedirmeyiz! (CHP sıralarından alkışlar) Bu gök kubbeyi başınıza yıkarız, aklınızı başınıza alın! Böyle haksız, hukuksuz, 4 milyondan fazla İstanbullunun vermiş olduğu oylarla göreve gelen bir Belediye Başkanını...

Bütün yargı sürecini takip ettik. Hâkimin "Bu sözlerin Süleyman Soylu'ya söylendiği açıktır. Buna beis mi var?" dediği bir ortamda, bugün YSK temsilcilerinin hedef alındığını söyleyerek şartlı, talimatlı bir karar alınmıştır ama asıl olan, bu kararın siyasi bir karar olmasıdır. İstanbul'un kaynaklarının 16 milyon İstanbullu için kullanılmasından rahatsız olanların, İstanbul'un rantından aldıkları paylar kesilenlerin... Burada hep birlikte gördük arkadaşlar, İstanbul'un rantını bu Meclisteki milletvekilleri de yiyor; kimisi burs almış, yurt dışına gitmiş; kimisinin kardeşi, kimisinin yakını; hepsi bu çarkın içinde. Bugün de görüyorsunuz, böyle sessizler. Kendi Genel Başkanları ne demiş? "Yargıyı siyasallaştıranlara da lazım olur o yargı." demiş. Buradan, emin olun, siz, bugün aldığınız bu siyasi kararların altında ezileceksiniz, bu millet size öyle bir ders verecek ki. Hani dediniz ya "İstanbul'u kaybeden Türkiye'yi kaybeder." Türkiye'yi değil, bütün her şeyinizi kaybedeceksiniz; sizi sandıktan bu millet jiletle kazıyacak, jiletle. Bunu hep birlikte yaşayıp göreceğiz. (CHP sıralarından alkışlar) Burada siz kafa sallıyorsunuz ya, gözünüzün içine baka baka... Nerede olursanız olun, sizin Meclise gelme şansınız yok. Hep birlikte yaşayacağız, hep birlikte bunu göreceğiz.

Ben tekrar şunu söylüyorum: Haksızlıktan, hukuksuzluktan, antidemokratik uygulamalardan medet uman iktidar aslında kendi sonunu hazırlamıştır. Burada yaptığı çeşitli yasa değişiklikleriyle seçim...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ettim Sayın Adıgüzel, süreniz tamamlandı.

ONURSAL ADIGÜZEL (Devamla) - Süre vermeyecek misiniz?

BAŞKAN - Yok.

ONURSAL ADIGÜZEL (Devamla) - Peki. (CHP sıralarından alkışlar)