GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:39
Tarih:15.12.2022

HDP GRUBU ADINA MUAZZEZ ORHAN IŞIK (Van) - Halklarımızı ve cezaevlerinde hukuksuzca tutulan tüm yoldaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.

Büyük bir ekonomik kriz altında bölgesel eşitsizlikleri ve her türlü adaletsizliği derinleştirerek savaş naralarıyla, tecrit ve ölüm siyasetiyle cumhuriyetin 100'üncü yıl bütçesini konuşuyoruz. Cumhuriyet tarihi, kitlesel işsizliğin, yüksek enflasyonun, derin yoksulluğun, iş cinayetleri ve katliamların tarihidir. Geride bıraktığımız yüzyıl antidemokratik, ayrımcı ve haksızlık üzerine inşa edilmiş bir cumhuriyettir. Neredeyse her on yılda bir yapılan askerî ve siyasi darbelerle yönetilmektedir. Musa Anter'den Tahir Elçi'ye, 33 Kurşun'dan Roboski'ye, Dersim, Zilan, Ağrı'dan Vartinis'e, Sivas'tan, Amed'ten, Suruç'tan 10 Ekime bu yüzyıl faili meçhuller ve katliamlar yüzyılıdır. Sorun sadece siyasal bir eşitsizlik değil, ayrıca bütün yurttaşların ve bölgelerin aynı gelir ve refah düzeyine sahip olmamasıdır da.

Halkların hiçbir zaman onaylamadığı savaş ve ayrımcılık siyasetinin bütçeleri hep yapıldı. Şimdiye kadar yapılan tüm bütçeler halkın çoğunluğunun lehine değil, belirli bir rantiyer ve sermaye grubunun çıkarları için yapıldı. Çıkardığınız yasalar gibi hazırladığınız bu tecrit ve talan bütçesinden toplumun yüzde 90'ı yararlanamamaktadır. Bu bütçe 10 milyon engelli ve ailesine yüzde 2'nin altında pay, emekliye ise açlık sınırının yarısından az maaş veriyor, asgari ücreti açlık sınırının üzerine çıkarmıyor; okullarını terk etmek zorunda kalan, barınamayan, geçinemeyen, beslenemeyen çocuklara destek vermiyor; enflasyonla, kredi ve fatura borçlarıyla varlık yokluk savaşı veren esnafa ve memura umut vermiyor. Bu bütçe kuraklıkla, gübre, tohum, mazot zamlarıyla ezilen çiftçiye emeğinin karşılığını vermiyor. Bu bütçe hiçbir geliri olmayan 5 milyon işsize işsizlik maaşı vermiyor. Bu bütçede kadınların adı bile yok. Bu bütçe toplumun büyük bir kesimini yok sayan, sansürde ısrar eden, özgür basını susturmak için gazetecileri tutuklayan, fikir ve ifade özgürlüğüne düşmanlık bütçesidir. Bu bütçe yasakların, hukuk dışı saldırıların, kadına şiddetin, KHK'lilerin, OHAL ve sıkıyönetimin, iş yerinde sürgün ve mobbingin, cezaevlerinde ölüm ve işkencenin, özetle, faşizmin bütçesidir.

60'da, 80'de, 97'de, 2007'de devrede olan darbe mekaniği bu cumhuriyetin dehlizlerinde hep diri tutuluyor. Altı yıl önce bu ülkenin Silahlı Kuvvetleri bu Meclisi bombaladı. Silahlı Kuvvetler içinde yuvalanmış bir çete tarafından yüzlerce insan hunharca katledildi, binlercesi yaralandı. Bu çetenin başını çekenlerin Cizre'de, Sur'da, Nusaybin'de, birçok yerde binlerce insanı öldürdüğü, yüz binlerce Kürt'ü göç ettirdiği süreci 15 Temmuzdan önce yaşadık. Siz de tüm topluma ve emekçilere saldırmak, OHAL'i kalıcılaştırmak için 15 Temmuzu Allah'ın lütfu olarak gördünüz. Hakkında herhangi bir soruşturma yapılmadan, ifadeleri alınmadan hiçbir yargı kararı olmayan 152 bin insanı bir gece ansızın işten attınız. KHK'lileri ve milyonlara varan ailelerini açlığa ve sivil ölüme mahkûm ettiniz. Aradan altı yıl geçti, OHAL Komisyonunun ve mahkemelerinin karar vermediği yüzbinlerce yaşamdan bahsediyorum. Bu süreçte binden fazla kişi yaşamını yitirdi, 130'a yakını intihar etti. OHAL Komisyonu 20 kişiyi öldükten sonra işine iade etti. İşte adaletiniz bu. Derhâl lağvedilmesi gereken OHAL Komisyonu ve OHAL idare mahkemeleri için bütçe ayırmak, bu ülkede adaletsizliği kurumsallaştırmak, ülkeyi darbe kliğine teslim etmektir.

Değerli milletvekilleri, ekonomik krizin etkilerini oldukça derin yaşayan, yaşam ve sağlık haklarından olumsuz etkilenen diğer bir kesim de engellilerdir. Başta bütçe olmak üzere yasalar, kurumlar ve internet siteleri, mevzuat ve uygulama rehberleri -Resmî Gazete de dâhil- milyonlarca engelliyi yok sayıyor. Enflasyon nedeniyle aldıkları ödenekler her gün değer kaybeden engellilerin zorunlu kullandıkları malzemelerin fiyatları fahiş oranda artmıştır. Birçok üründe erişimde güçlük yaşamakta, SGK ödenekleri çok yetersiz kalmaktadır. Engelliler için yaşamsal önemde olan bu haklarını kullanabilmeleri, yoksul ve işsiz olmamalarına, tüm yaşam alanlarının erişilebilir olmasına bağlıdır. Engel sizsiniz, engel olmayın, gelin engellilerin temel ihtiyaçlarını karşılayacak bütçeyi oluşturalım. (HDP sıralarından alkışlar)

Bu bütçe sadece toplum karşıtı, doğa karşıtı, Kürt karşıtı değil; aynı zamanda kadın karşıtı eril bir bütçedir. HDP olarak çözüm bütçemizdeki temel ilkelerden biri de bütçelerin toplumsal cinsiyete duyarlı olması ve tüm bütçeler için cinsiyet etki değerlendirmesi yapılmasıdır. Peki, yapıyor musunuz? Hayır, bütçede cinsiyet etki değerlendirmesi neden yapılmıyor? Ülke nüfusunun yarısını oluşturan biz kadınların bu bütçedeki payı nedir? Neden olduğunuz bu derin ekonomik krizde en çok yoksullaşan kadınlardır.

Derin Yoksulluk Ağının raporundan bazı örneklerle size yoksulluğun kadınlaşmasını anlatayım, belki anlarsınız. Her gün artan elektrik zamları nedeniyle tasarruf etmek için elektrik süpürgesi yerine çalı süpürgesi kullananlar, çamaşırı elde yıkayanlar, buzdolabı çalıştırmayanlar, kadın pedi yerine atlet, kumaş parçası kullananlar, çocuk bezi yerine poşet kullanıp çocuğa erken aylarda tuvalet öğretenler, beslenme koyamadığı için çocuğunu okula gönderemeyenler ya da aç gönderenler, pazarda akşam üzeri fiyatların ucuzlamasını bekleyenler, pazar artıkları toplayanlar, her gün askıda ekmek için fırın önlerinde belli saatleri bekleyenler, doğal gaz ve kömür alamadığı için soğukta oturanlar, otobüse binemediği için uzak mesafelere yürüyerek gidenler; hep kadınlar, hep kadınlar. İşte tam da bu yüzden "kadın düşmanı eril bütçeniz" ve "yoksulluğun kadınlaşması" diyoruz. (HDP sıralarından alkışlar)

Ülkede her gün bir kadın erkekler tarafından öldürülüyorken, şiddete, tacize, tecavüze uğruyorken şiddeti önleyecek hiçbir şey yapılmadığı gibi şiddeti meşrulaştıran bu erkek devlet aklı kadınların bütçe ve yaşam hakkına mı duyarlı olacak? Mama fiyatlarının yüzde 500 arttığı durumda bebekler ve çocuklar yetersiz beslenme riski altındadır. Sermaye ve yandaşa vergi muafiyeti ve istisnaları düzenleyen bu iktidar, çocukları ve bebekleri mi düşünecek? Kadınların ve bebeklerin kullandığı temel ihtiyaçlardan vergi mi almayacak? Kadınlara ücretsiz hijyen malzemesi, bebeklere bez ve mama mı verecek?

Çocuk istismarcıları hakkındaki davaları açtırmayanlardan, "Rızası var." "Bir kereden bir şey olmaz." diyenlerden, çocuk yaşta evlendirmelere ses çıkarmayanlardan çocukların aç uyumaması, gençlerin ülkeyi terk etmemesi için bütçe ayırmasını beklemiyoruz elbet. Çünkü bu erkek devlet aklının önceliği ranttır, saltanattır; beslendiği kaynak da savaştır. Savaşta ve tecrit politikalarında ısrar eden bu iktidar, halkın bütçesini gasbetmektedir. Yaşanan ekonomik krizin, hukuksuzlukların, eşitsizliklerin asıl nedeni Kürt düşmanlığı ve savaştaki ısrardır. Bütçenin büyük bir bölümünü savaşa aktaran AKP-MHP iktidarı derin yoksulluğa, açlık ve işsizliğe mahkûm ettiği tüm toplumu bastırmak, sesini kısmak için tecrit politikalarına sarılmıştır. AKP-MHP iktidarının ilk seçimde kaybedeceği artık sokakta ve her platformda konuşuluyor ancak daha önceki tüm iktidarların gidişinde olduğu gibi sebep yine sadece ekonomik kriz olarak ele alınmaktadır. Kimse bu büyük krizlerin sebebi olan hükûmetlerin gidişini hızlandıran asıl nedenin Kürt sorununun çözümsüzlüğü olduğunu görmek istemiyor. İktidarda olanlar ya da gelecek tüm iktidarlar bilmelidir ki inkârcı zihniyet değişmedikçe, Kürtlerin haklı talepleri karşılanmadıkça ülkenin krizden çıkması imkânsızdır. Çözüm ertelendikçe huzur, refah ve birlikte yaşam da ertelenmektedir. Çatışma, savaş çözüm değildir, tek çözüm müzakeredir; nihayetinde gelinecek yer de müzakere masasıdır.

Tüm Türkiye halklarına sesleniyorum: Bu iktidarların "beka" diye sarıldıkları koltuk savaşlarının bedelini bizler ödemek zorunda değiliz. Eşit, özgür bir yaşam mümkün. Kararlıyız ve çok güçlüyüz, bu kirli düzene son vereceğiz. Cumhuriyetin 2'nci yüzyılı Türkiye halklarının tek adam rejiminden kurtulduğu, kadınların ve Kürtlerin temel haklarının kazanıldığı bir yüzyıl olacak ve bizler bu yüzyılda demokratik, ekolojik, cinsiyet özgürlükçü bir yaşamı inşa edeceğiz. "..."(*) (HDP sıralarından alkışlar)