| Konu: | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 39 |
| Tarih: | 15.12.2022 |
HDP GRUBU ADINA HASAN ÖZGÜNEŞ (Şırnak) - Zindandaki arkadaşlarımızı, halklarımızı ve Meclisi selamlıyorum.
Bir Afrikalıya sormuşlar: "Özgürlük mü, ekmek mi istersin?" diye, o da demiş ki "Özgürlük isterim." "Niye?" diye sormuşlar, "Eğer özgürlüğüm olmazsa ekmeğimin çalındığını nasıl söyleyebilirim." diyor.
Evet, arkadaşlar, bugün biz bütçeyi tartışıyoruz ama Fransız Devrimi'yle başlayan "tekçi ulus" anlayışı altmış yıldır aşıldı, Avrupa'da aşıldı ama hâlâ Türkiye'de onun tapınma naralarını duyuyoruz. Bakın, tek ulusa dayalı oligarşik, vahşi kapitalizmi sürdüren devletlerin yapısında ne var? Bak, tekçidirler, darbe mekaniğiyle kendisini var ediyor, inkârcı ve antidemokratiktir, savaşçıdır, baskıcıdır, sömürücüdür, sömürgecidir, karakterinde bu vardır. İdeolojisi ise milliyetçilik ve dinciliktir. Bugün, yaşadığımız bütün sorunların kaynağında bu çerçeve yatıyor.
Bu devlet, Mezopotamya ve Anadolu halklarının gerçekliğine göre kurulmadığı için halkları, inançları, kadınları, emekçileri, doğayı yok sayıyor. Üstte bir avuç insanın devleti konumundadır, altta modern köle konumunda tutulan yüzde 90'lık bir toplumla kendisini sürdürmeye çalışıyor. Toplumun ve ülkenin bütün rantı 5-6 milyonluk bir sermaye kesimine peşkeş çekiliyor, diğerleri cehenneme tabi tutuluyorlar.
Tek ulusa dayalı devlet darbecidir aynı zamanda. Bakın, 27 Mayıs 1960 darbesi, 12 Mart darbesi, 12 Eylül 1980 darbesi, 28 Şubat 1997 darbesi, 15 Temmuz 2016 FETÖ darbesi, sıkıyönetimler, OHAL'ler vesaire. 60'larda Adnan Menderes ve arkadaşlarını idam ettiler, 70'lerde Deniz Gezmişleri, 80'lerde 50 devrimciyi, milliyetçiyi vesaire. O zaman başta kim vardı? Kenan Evren. Kenan Evren'in ve Esat Oktay'ın zihniyeti Diyarbakır Cezaevine tosladı. Orada bu zulme karşı direnenler ne dediler? "..."(*) "Direnmek yaşamaktır." Evet, firavunlara karşı, Kenanist anlayışlara karşı, ırkçı, milliyetçilere karşı demokrasi güçleri, Kürtler, sosyalistler her zaman direndiler, bundan sonra da direnmeye devam edeceklerdir.
90'larda ne yapıldı? Bu devletin uygulamaları: 17.500 faili meçhul cinayet. Daha ne yapıldı? 4 bin köy boşaltıldı, milyonlarca insan göç ettirildi ve FETÖ darbesine zemin hazırlandı. Şimdi, burada kalkıyorlar "FETÖ son yıllarda bizimle ters düştü." falan... Evet, iktidarda sizinle ters düştü ama ben bir demokrat olarak, bir öğretmen olarak, FETÖ'nün 80'li yıllarda bu devletin içerisinde örgütlendiğini ve devleti ele geçirmek istediğini çok iyi biliyorum. Bunun üzerine kitaplar da yazıldı, siz niye bilmiyorsunuz? Hesabınıza gelmiyor, değil mi?
Şimdi, bu tekçi, ulus devlet ne yaptı? Koçgiri, Beytüşşebap isyanlarını yarattı; Şeyh Sait isyanını, Dersim isyanını, Ağrı isyanını... Bu milliyetçi hezeyanlar üzerinden slogan atanlar ne dediler? Orada bir mezar yaptılar "Kürt ve Kürdistan hayalleri burada metfundur." yani "saklıdır" denildi. Peki, saklanabildi mi gerçekten? Bugün aynı şeyleri tartışıyor muyuz tartışmıyor muyuz? Tartışıyoruz. Ne yapıyorsunuz? Bunlarla yetinmediniz; kırk yıldır bir çatışma, bir savaş, kirli bir savaş sürdürülüyor. Türkiye'nin içinde yetmedi Rojava'ya, orası yetmedi güney Kürdistan federal bölgesine, Mahmur'a, Şengal'e 50 uçakla, 70 uçakla, 70 bin askerle gidiyorsunuz, ne diyorsunuz: "'Terörö'yle savaşıyoruz, mücadele ediyoruz." Ya, 70 uçak, 70 bin asker ne demek? Savaşlarda kullanılır, doğruyu söyleyin. Kirli savaşta kimler kullanıldı? Kontrgerillayı kullandınız -yabancısı değiliz, biz o dönemleri yaşadık- JİTEM'i kullandınız, Özel Harp Dairesini kullandınız, Hizbullah'ı kullandınız, itirafçıları kullandınız, korucuları kullandınız. Kime karşı? Devrimci, demokrat ve yurtsever halka karşı. Tecridi derinleştirerek Türkiye'yi uçurama sürüklüyorsunuz, barış imkânı varken, Türkiye'yi bu zindanlardan kurtarmak varken neden bu kadar ısrar ediyorsunuz? Her tutuklunun ya da hükümlünün ailesiyle, avukatıyla görüşme hakkı var. Siz kendi iç hukukunuzu da dinlemiyorsunuz, uluslararası hukuku da dinlemiyorsunuz, dinî ahlakı ya da insani ahlakı da dinlemiyorsunuz. Bugüne kadar zindanlarda son iki yılda 146 insan yaşamını yitirdi, 1.605'i çok ağır hasta.
Şimdi, ne yaptınız? Bu zihniyet, bu darbeci, bu kontralarla hayatı devam ettirmek isteyen anlayış bir bütçe hazırlamış, 3 trilyon 810 milyar liranın 3 trilyon 200 milyarını halktan vergi olarak alıyor. Yani eliniz halkın cebinde ve boğazında, başka bir gelir üretemiyorsunuz. Halktan aldığınız parayı bir köprü yaptığınızda "Bakın, biz bunu yaptık..." Ya, siz tapularınızı ya da altınlarınızı satarak mı yaptınız arkadaşlar? Halktan almışsınız, halka geri vermek zorundasınız. Dolayısıyla bakın, zenginlerden aldığınız vergi miktarı 639 milyar lira olacakmış, 281 milyarını muaf ediyorsunuz. Peki, tarımcıya niye muaf yok, işçiye niye yok, memura niye yok? İşte, siz AKP Hükûmeti olarak bu rantçı, bu talancı, bu sömürücü kene takımının hükûmetisiniz; onlarla ortaksınız. Onlardan dökülen şeylerle siz de "Acaba bize de bir şey düşer mi..."
Şimdi, doları 1,5'tan aldınız; 18,65'e çıkardınız. Açlık sınırı 7.552 lira, yoksulluk 26 bini geçti; toplam, Türkiye toplumunun 76,5 milyonu yoksulluk sınırında arkadaşlar. Peki, bu ülke bu halkın mı? Yok. Kimliği bizim; vergi alırken bizim ama yerken, cennetin keyfini çıkarırken siz ve yandaşlarınızın. Cehennemi yaşatırken topluma yaşatıyorsunuz. İşte, rakamlar burada. Enflasyon 2002'de yüzde 29'ken şimdi TÜİK'e göre yüzde 85,51; farklı kurumlara göre yüzde 170.
Şimdi, değerli arkadaşlar, işsizlik içler acısı, kadın sorunu had safhada, gençliğin sorunları had safhada. Türkiye bir çürümeyi yaşıyor; ahlaki yönüyle yaşıyor, ekonomik olarak yaşıyor, dinî olarak da yaşıyor. Bakın, sizin şeyhlerinizden biri -gidip elini ayağını öpenler de oluyor- ne diyor? Diyor ki: "Manisa'ya 3 kez deprem verilecekti, ben Allah'la konuştum, Van'a verdim." Şimdi, siz gidip gerçekten bunları insan yerine koyuyor musunuz koymuyor musunuz? Bunlar Müslüman mıdırlar değil midirler? İşte böyle bir zihniyeti topluma mal ettiniz. Küçücük çocuklara tecavüz ediyorlar, sizin "cübbesiz" dediğiniz Cübbeli Ahmet, cübbesiz olarak çıkıyor "Çocuklarla ilişki sağlanabilir, bizim dinimizde vardır." diyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
HASAN ÖZGÜNEŞ (Devamla) - Yahu bu kadar insanlıktan çıkma olabilir mi? Buna niye müdahale etmiyorsunuz? Her gün televizyonlara çıkıyor o ahlaksız insan.
Dolayısıyla, burada tek çare şudur arkadaşlar: Demokratik ulusla, ikinci yüzyılı demokratik ulusla buluşturmaktır. Bütün kimlikleri özgürleştirmek, bütün inançları özgürleştirmek, kadın-erkek eşitliği, doğayı korumak ve bu bütçeyi 5'li çeteye değil, halka vermek; demokratik bir anayasada halkın bütününün kendisini yerel yönetimlerle ifade edebildiği, demokratik, hukuka dayalı, özgürlüğe dayalı bir Türkiye. İşte biz, HDP, bunu savunuyoruz, bunun için varız.
Selamlar. (HDP sıralarından alkışlar)