| Konu: | Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 41 |
| Tarih: | 20.12.2022 |
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şimdiye kadar bu Mecliste torba yasalar hakikaten çok tartışıldı ve biz de Komisyon çalışmaları esnasında, biraz evvel Veli Başkanımın da belirttiği gibi, bu kanun teklifine bir isim bulamadık; çorba desek çorba değil, hakikaten de bir isim bulamadık ama en son hatırladığım kadarıyla saat üç civarında "acı çorba" adını vermiştik çünkü hakikaten de içinde bu toplumu ilgilendiren, milyonları ilgilendiren "acı" maddeler vardı. Ne ararsanız var. Biraz evvel Sayın Veli Ağbaba bunları tek tek saydı. Hakikaten de yorucu ve uzun bir Komisyon çalışması oldu. Perşembe günü saat birde başladık, cuma günü saat dört buçuk, beş gibi bitti. Hatta bir ara öyle bir hâl olmaya başladı ki ışığı gören birer tane önerge getirmeye başladı, hatta "Kapatalım." dedik. (CHP sıralarından alkışlar) Hakikaten de zor ve yorucu bir çalışma oldu.
Şimdi, biraz evvel Sayın Özgür Özel "Gidicisiniz, önümüzdeki sene gidiyorsunuz." dedi, sizlere el salladı, sizler de itiraz ettiniz ama emin olun geçtiğimiz perşembe günü, cuma günü o Komisyonu seyreden, Komisyon çalışmasını seyreden bürokratlar, gazeteciler, sendikacılar sizin gerçekten gidici olduğunuza kanaat getirmişlerdir onu size söyleyeyim ve hatta Özgür Özel söylemedi ama hep söyler bu lafı, onun güzel bir lafı var "Yolcudur Abbas, bağlasan durmaz." (CHP sıralarından alkışlar) Hakikaten de durumunuz ne yazık ki o.
Şimdi, bu çorba yasanın 1'inci maddesi işletme hakkı devredilen Türkiye Denizcilik İşletmeleri ve Türkiye Devlet Demiryollarına ait limanların işletme sürelerinin ihalesiz olarak kırk dokuz yıla uzatılmasını öngörmekte. Bu, yılın başında da bizim Komisyonumuza gelmişti, o zaman da aynı bugün yaptığımız gibi şiddetle itiraz etmiştik. İhale yoktu, rekabet ortamı yoktu, kamu zararı vardı, her şeyden öte Anayasa'ya aykırıydı ve bunu kanunlaştırdınız. Ardından biz bunu Anayasa Mahkemesine götürdük. Anayasa Mahkemesi de 20 Temmuz 2022'de oy birliğiyle iptal etti. Anayasa Mahkemesi bu getirmiş olduğunuz kanun teklifini oy birliğiyle iptal etti, ekim ayında tekrardan getirdiniz, bu sefer geri çekmek zorunda kaldınız ve bugün, Anayasa Mahkemesinin iptal kararından beş ay sonra gene karşımızda.
Şimdi, daha önceki konuşmacılarımız da bahsetti. İç Tüzük bize, bütün milletvekillerine diyor ki: "Komisyona gelen kanun tekliflerinin Anayasa'ya uygunluğunu incelemeniz lazım." Esasında burada Anayasa'ya uygunluğunu incelememize gerek yok. Zaten Anayasa Mahkemesi "Bu, Anayasa'mıza aykırıdır." demiş ve oy birliğiyle bir karar vermiş. Şimdi, burada -Anayasa Mahkemesinin de belirttiği gibi- ihale yok, rekabet yok. Şimdi, kapitalist sistem, liberal ekonomi tartışılabilir ama liberal ekonominin olmazsa olmazı rekabettir. Rekabet ortamının olmadığı sistemler olsa olsa ahbap çavuş ekonomileridir.
Şimdi, bu ilk karşımıza geldiğinde, geçen sene sektör temsilcileriyle konuşmuştum, bu tekliften bahsettim. Konu hakkında bilgileri yoktu, teklifi anlattım, kanun maddesini anlattım. Aldığım tepki aynen şuydu, konuştuğum kişi dedi ki: "Ya, o zaman Katarlıların son bir haftadan beri Ankara'da neden dolaştıklarını anlamış olduk." dedi. Hakikaten de bu, adrese teslim bir kanun düzenlemesidir. Şimdi, biliyorsunuz Antalya Limanı'nı 2021 yılında sözleşmesinin bitmesine yedi yıl kalmışken Katarlılar 140 milyon dolar gibi bir para vererek devraldılar, seneliği 20 milyon dolar. O zaman da tartışmalara neden olmuştu "Ya, kim sözleşmesi bitmesine yedi yıl kala böylesine büyük bir parayı verip de sözleşmeyi devralır?" denmişti. Kim verir bunu? Ancak böyle bir kanun çıkacağını bilen birisi işte o 140 milyon doları verir.
Şimdi, biraz evvel Veli Ağbaba, Cumhurbaşkanımızın Katar'da finallerde ne işi olduğundan bahsetmişti. Esasında, Cumhurbaşkanı Dünya Kupası'nın açılışına da gitmişti, o açılışı da 20 Kasımdı. Cumhurbaşkanımız Katara Dünya Kupası'nın açılışına gidiyor ardından bir bakıyoruz önümüze böyle bir madde geliyor. Yani anlayacağınız açılış, maçlar bahane, limanlar şahane. (CHP sıralarından alkışlar)
Şimdi, değerli milletvekilleri, bu limanlar değer kazanıyor. Ben bütün elleçleme rakamlarına baktım, son on yılda yüzde 100'den daha fazla faaliyet göstermiş bu limanların hemen hemen hepsi. Mesela Mersin Limanı 2007 yılında otuz altı yıllığına 755 milyon dolara ihale edilmiş. On yıl sonra, 2017 yılında, alan firma yüzde 40'ını 869 milyon dolara Avustralyalılara satmış. 755 milyon dolara almış, on yıl sonra 869 milyon dolara devretmiş. Limanlarımız hakikaten de değer kazanmakta ve biz bunların ne yazık ki ihalesiz bir şekilde sözleşme sürelerini uzatmakla uğraşmaktayız.
Şimdi, başka bir şey var: Biraz evvel, Sayın Elitaş getirmiş olduğu yeniliklerden, hesaplama düzenlerinden bahsetti fakat burada bahsedilmeyen bir şey var. Bu sözleşmelerin hepsi, bu 18 limanın sözleşmelerinin hepsi, ihalelerin hepsi dolarla yapılmış ve bu firmalar ticaretlerinin büyük bir çoğunluğunu da dolarla yapmakta fakat biz getirdiğimiz bu önergeyle, bu kanun teklifiyle bunu TL'ye çeviriyoruz. Ben bir hesaplama yaptım İskenderun Limanı'yla alakalı, yapmış olduğum hesaplamada, şayet söz konusu bu kanun teklifine göre hesaplama yapılırsa İskenderun Limanı'nda on üç yıl için 1,3 milyar TL'lik bir sözleşme bedeli olacak. Eğer dolar üzerinden yapılırsa da 2,5 milyar lira olacak bu. Yani arada 1,2 milyar liralık bir kamu zararı söz konusu. Yani burada neden TL'ye çevrildiği konusunda herhangi bir açıklama yok. Şimdi, Limak sözleşmeyi TL üzerinden uzatacak, aynı Limak -ki birçok yap-işlet-devret projesini üstlenmiştir- dolar üzerinden vatandaştan para alacak. Yani bu çok yaman bir çelişkidir.
Değerli milletvekilleri, Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı tarafından yayınlanan bir rapora göre limanların işletme hakkı devirleri için ideal süre yirmi ile yirmi beş yıl arasındadır, genelde onu söylüyorlar. Dünyada da ben baktım, bizim gibi kırk dokuz yıllığına limanlarını üstelik ihalesiz devreden başka da bir ülke yok; ha, var, bir ülke var, bir ülke; Rusya, Suriye'deki Tartus Limanı'nın işletmesini kırk dokuz yıllığına devralmış. Suriye Rusya'ya kırk dokuz yıllığına Tartus Limanı'nı devretmiş.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Oradan kopya çekmişler, kesin oradan kopya çekmişlerdir.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Devamla) - Şimdi, bugün, bakıyorsunuz, Suriye'ye bağımsız bir ülke diyebilir miyiz? Bugün, Suriye'ye bağımsız bir ülke diyemeyiz. Suriye'nin, Suriye rejiminin ayakta kalması Rusya'ya bağlı. Bakın, hiçbir bağımsız devlette, hiçbir bağımsız devletin meclisinde böylesine bir kanun teklifine "evet" denilemez, denilmemesi lazım. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın Elitaş Kayserili iş adamı. Şimdi ben Elitaş'a soruyorum: Sayın Elitaş, diyelim ki bir limanınız var, işleyen bir liman ve siz bu limanı birine devrettiniz, otuz yıllığına devrettiniz; sözleşmenin bitmesine de yedi yıl kaldı ve bakıyorsunuz, her geçen gün değerleniyor, her geçen gün değerleniyor. Allah hakkı için söyleyin; siz şimdi her geçen gün değerlenen, önem kazanan böyle bir malınızı yedi yıl kalmışken "Ya, biz size bir on dokuz yıl daha uzatalım." der misiniz? Hiçbir iş adamı buna "Evet." demez, ancak müflis iş adamları buna "Evet." der ne yazık ki (CHP sıralarından alkışlar)
Şimdi, devamlı Osmanlı'dan bahsediliyor ya, geçmişten, Osmanlı'dan bahsediliyor; Osmanlı neden battı? Osmanlı'nın batmasının birçok sebebi var ama en önemli sebeplerinden bir tanesi iltizam düzenidir. Osmanlı şunu yapmış; özellikle uzak eyaletlerinin vergi gelirlerini açık artırmaya çıkarmış, peşin para verene burayı devretmiş. Yani ne yapmış? Gelecekteki gelirlerinden vazgeçmiş, açık artırma yapmış, nakde çevirmiş.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Devamla) - Zaman içerisinde sarayın masraflarının artmasından dolayı artık bu uygulama genel bir uygulama hâline gelmiş, gelirlerin neredeyse tamamı bu iltizam sayesinde sağlanmaya başlamış. Yapılan şey; gelecekteki gelirlerinizden vazgeçmek, nakde çevirmek. Peki, bugün yaptığımız şey ne? Bugün yaptığımız şey de batan Osmanlı'nın zamanında yapmış olduğu ve batmasına sebep olan sistemin aynısını yapıyoruz, biz de gelecekteki gelirlerimizi nakde çeviriyoruz. Neden? E, sarayın masrafları fazla, sarayın masraflarına bu ülkenin vergileri yetmiyor, şimdi de limanlarımızı tekrardan özelleştiriyoruz. Tarih tekerrür eder mi? Bu, çok tartışma konusu. Bu konuda en güzel sözü Mehmet Akif söylemiş: "'Tarih'i 'tekerrür' diye tarif ediyorlar/ Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?"
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)