| Konu: | ELEKTRİK PİYASASI KANUNU VE TÜRKİYE RADYO-TELEVİZYON KURUMU GELİRLERİ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 75 |
| Tarih: | 07.03.2013 |
DURDU ÖZBOLAT (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 426 sıra sayılı kanunun 14'üncü maddesi üzerine söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bu kanunun belki en önemli düzenlemesi, şu an görüşmekte olduğumuz 14'üncü madde üzerinden yapılmıştır. Lisanssız üretim, Türkiye'nin belki de en geç kaldığı işlerden birisidir.
Avrupa'da güneş yok ama tüm çatılar yıllardır güneş panelleriyle kaplıdır ama bizde beş altı senedir başlayan bir uygulamaya bir türlü hız kazandıramıyoruz. Nedeni çok ama en baştan başlamak gerekirse 100 kw idi, 500 kw'a çıkardık; hep beraber, üç sene önce çıkardık kanunu, tabii, yine tüm yasal düzenlemelerde olduğu gibi, uygulama ve esasları bürokrasinin şefkatli ellerine bırakarak.
Yönetmelik, tebliğ, kurum kararları gibi prosedürlerle bugüne kadar getirdik. Dağıtım şirketleri sağ olsunlar, ellerindeki rant alınacak korkusuyla ikincil mevzuatlara olmadık, bin türlü engel koydular.
Değerli arkadaşlar, bu işin mantığı, kendi elektriğini üretmektir yani herkesin, kendi kapısının önünü temizlemesidir ancak her ne hikmetse, dağıtım şirketleri, orman, hazine, bakanlık derken iş öyle bir noktaya geldi ki kısıtlı alanlar, kısıtlı trafo bağlantıları ve amacına uygun olmayan düzenlemeler nedeniyle iş gene büyük şirketlere kaldı.
Dağıtım şirketlerine yapılan başvuruları inceledim; yapılan başvurular çeşitli gerekçelerle reddedilmiş. Zaten o yönetmelik, kanun, tebliği inceleyip de ona göre yatırım yapacak nitelikte elektrik tüketicisi de yoktur. Birkaç belediye ve elektrik üretim faaliyetlerinde bulunan kişiler dışında başvuru şartlarını taşıyan yok.
Orman Genel Müdürlüğü geçen haziran ayında lisanssız başvurularla ilgili bir genelge yayımladı; 5346 sayılı Kanun'un ilgili maddesi ile Orman Kanunu'nun 17'nci maddesi enerji yatırımlarının orman arazilerinde yapılmasına açıkça izin vermesine rağmen, bu genelgeyle orman arazisine yapılan başvurulara izin vermeyeceğini bildirdi.
Bununla birlikte, kamu kurum ve kuruluşlarının yetkisinde olan, özel sektör-kamu ayırmadan yapılan tüm başvuruların son onay hakkı Sayın Başbakanda toplanmış durumdadır. Yani birisi herhangi bir kamu arazisini kiralayacak veya alacaksa, bunun hiçbir genel müdür ve bakan imzasıyla verilemeyeceği, basit bir genelgeyle, tüm yetkinin Başbakanda olacağı açıklanmıştır. Bu, bürokrasinin işlevsizleştirilip yerine tüm yetkinin tek bir elden yönetilmesidir. Bu, dünyanın hiçbir demokratik hukuk devletinde görülmemiş bir durumdur. Şu an tüm işler durma noktasındadır. Başbakanlıkta iş takibi yapan simsarların piyasada nasıl iş yaptıklarını biliyoruz. Üstelik, Başbakanlıkta bu işlere alanıyla hiç ilgisi olmayan bir daire başkanlığı bakıyor.
Değerli arkadaşlar, burada yapılan düzenlemeyle 500 kw'yı 1 megavat yaparak bu işi hızlandıramayız. Dağıtım şirketlerinin ve Bakanlığın bu işlerin yapılmasındaki işleyişlerini keyfiyetten uzaklaştırarak bunu başarabiliriz.
Sayın Bakan, lütfen "500 kw'yı 1 megavata çıkardım." demekten ziyade, uygulamanın hızlanması için bürokratlarınıza talimat veriniz. Kanun yapıyoruz, sonra yine yönetmelik, tebliğ gibi araçlarla kurumların ellerine teslim ediyoruz. Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü bu işlerle ilgili ön işleri yapsın, hazırlasın, yatırımcıların önüne koysun, yapılması gereken çalışmalarda mühendislik ve teknik destek versin. 1 megavata çıkartırken TEİAŞ bağlantı noktasındaki sınır hâlâ 2 megavat olarak duracak mı? Yani, koca bir TM'ye yalnızca 2 megavat mı bağlanacak?
Değerli arkadaşlar, bir de sizlere, bu madde ile bağlantılı önemli bir konuyu burada dile getirmek istiyorum. Bakınız, 5346 sayılı Kanun'un ek cetveline göre yerli katkı tablosu var. Bu tablodaki ürünlerde yerli kullananlar alım garanti rakamı üzerinden beş yıl süreyle destek alıyorlar. Ancak, şu an hem lisanslı yatırımcılar hem de lisanssız yatırımcılar tarafından çokça şikâyet gelmektedir. Bu mesele yüzünden yerli katkının yürütüleceği maddelerin Bakanlık görevlileri tarafından kabul görmediği söyleniyor. Bu konuda, bizlerin bu meseleyi burada muhakkak çözmesi gerekiyor. Aksi takdirde, bizim bu teşvik maddelerini yazmamızın hiçbir anlamı yok.
Bu önergemizin kabulünü diler, bu duygularla Genel Kurulu saygıyla selamlarım. (CHP sıralarından alkışlar)