GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:43
Tarih:22.12.2022

HDP GRUBU ADINA HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; (...)(*) diyor Roboskili bir anne yani "Roboski'de zaman akmıyor, her şey ve herkes 28 Aralık 2011'den beri donmuş ve durmuş durumda. Biliyoruz, gidenler geri gelmeyecek ama aileler ve herkes adalet istiyor, yalnızca adalet. Çünkü yalnızca adalet acılarımızı hafifletebilir." diyor Roboski mağduru anne. Roboski'de 19'u çocuk, 34 yoksul Kürt köylüsü savaş uçaklarınca katledildi. Karker Encu, Seyithan Encu, Nadir Alma, Mehmet Ali Tosun, Şervan Encu, Nevzat Encu, Osman Kaplan, Özcan Uysal, Selim Encu, Vedat Encu, Muhammet Encu, Mahsum Encu, Bilal Encu, Erkan Encu, Hüsnü Encu, Savaş Encu, Cihan Encu, Cemal Encu, Serhat Encu, Hamza Encu, Celal Encu, Şeraffettin Encu, Selam Encu, Bedran Encu, Fadıl Encu, Hüseyin Encu, Aslan Encu, Şıvan Encu, Orhan Encu, Zeydan Encu, Salih Encu, Yüksel Ürek, Adem Ant ve Salih Ürek. (HDP sıralarından alkışlar) Bu saydığım 34 isim, 34 insan, 34 can, 34 çocuk, eş, dost, arkadaş bu ülkenin savaş uçaklarınca bombalanarak katledildi.

Şırnak'taki yoksul Kürt köylülerin ilk katledilmesi olayı değildi bu. 94'te de Kuşkonar ve Koçağılı köylerinde yine savaş uçaklarınca 38 yoksul Kürt köylüsü bombalanarak katledilmişti.

Bilal Encu 16 yaşındaydı, gözleri görmeyen babası Ahmet Encu'ya yardım ediyordu, katliam günü okuldan çıkıp gitmişti. Yine, Özcan Encu 18 yaşındaydı, ailesinin bankadan çektiği krediyi ödeyebilmek için lise 2'den okulu bırakıp bu şekilde çalışmak zorunda kalmıştı. Yine, Erkan Encu 13 yaşındaydı. Hüsnü Encu 20, kardeşi Savaş Encu 14 yaşındaydı. Hepsinin ayrı ayrı hikâyesi var; kimisi telefonuna kontör alabilmek için, kimisi kardeşine ayakkabı alabilmek için, kimisi de gireceği sınavın parasını ödeyebilmek için, 25 lira, 50 lira için, o soğukta, karda, boranda, tipide -yoksul bırakılan bu Kürt çocukları- o sınırı geçmiş. Askerlerin bilgisi dâhilinde yıllardır bu şekilde geçiyorken o akşam bir bilgi dâhilinde, bir grup içerisinde Bahoz Erdal'ın da olduğu söylenerek bir talimat verilmişti. Daha önce "Çocuk da olsa, kadın da olsa gereği yapılacaktır." diyenler nasıl bu talimatı vermişse o gün de "Eğer Bahoz Erdal varsa diğer yoksul Kürt köylüleri, Kürt çocukları da olsa gereken yapılsın." demişti. Daha sonrasında, 34 Kürt köylüsünün katledilmesinden sonra dönemin Başbakanı Erdoğan "Bu katliam Ankara'nın karanlık dehlizlerinde kaybolmayacak." dedi ama kendi karanlığı içerisinde kendisi bunu unutturdu çünkü beş ay sonra, aksi yönde, neredeyse bombalamayı yapanları takdir edecek şekilde bir açıklama yapmıştı. Sorumlular on bir yıl geçmesine rağmen bulunmadı, on bir yıldır bu acılar taze. Bu görseller vicdanı olan herkesin hafızasına kazındı; katledilen 34 yoksul Kürt köylüsü.

"On bir yıl geçti ama katliam daha şimdi olmuş gibi; yaramız kanıyor, yüreğimiz parçalanıyor. Dün gece kar yağdı ve yine yüreğimiz parçalandı, yine çocuklarımızın katlini hatırladık çünkü çocuklarımızı, sevdiklerimizi böyle karlı bir günde savaş uçaklarıyla paramparça ettiler." Bunu diyen bir baba, hâlen bu acıyı taze bir şekilde taşıyor. Yine, birçok ailenin bu konudaki hatıraları var; paramparça olmuş, kan ve barut içerisindeki puşisini saklayan annelerin hikâyeleri ve paramparça olmuş cenazelerin katır sırtında taşındığı bir gerçek. Ve bu iktidar bugüne kadar bunların sorumlularını açığa çıkarmadı, aksine kolladı ve neredeyse takdir etti.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) - Dediğimiz gibi, 34 yoksul Kürt köylüsü katledildi; bir özür bile dilenmedi, bir mahcubiyet bile duyulmadı, bir sorumlu dahi yargılanmadı. Bu, vicdansızlık; bu, insafsızlık; bu, düşmanlık değil de nedir? Yakın zamanda Ferhat Encu'ya kaldırılan o el de Zeynep annenin elini büken o el de bu bombayı atan elle yine aynı eldi, Kürt'ü inkâr eden eldi, Kürt'e düşmanlık besleyen eldi; bu el, Kürt'ü ve onun yanında yer alanları hedef alan eldi.

Roboski'ye adalet gelmeden Türkiye'ye adalet gelmez. Yaşadıklarımızın kaynağı devlet şiddeti, cezasızlık, savaş gerçeği ve adaletin olmayışıdır. Kürt meselesini çözmeyen bir Türkiye bölgede hiçbir sorununu halledemez; Kürt meselesini çözmeyen bir Türkiye, kendisiyle sorunlarını çözmeyen bir Türkiye kazanamaz ve ilerleyemez.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)