GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ELEKTRİK PİYASASI KANUNU VE TÜRKİYE RADYO-TELEVİZYON KURUMU GELİRLERİ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:75
Tarih:07.03.2013

MÜNİR KUTLUATA (Sakarya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Elektrik Piyasası Kanunu Tasarısı'nın 15'inci maddesine bir cümle eklenmesi vesilesiyle söz almış bulunuyorum. Üzerine söz aldığım önergemizde "Tabii afetler dışında elektrik kesintilerinden ve bu nedenle oluşacak zararlardan dağıtım şirketleri sorumlu olmalıdır diyoruz. Ayrıca, kayıp-kaçak, sayaç okuma, sayaç yenileme ve benzeri gerekçelerle tüketicilerden para talep edilmesin diyoruz. Bu haksızlıklar vatandaşlarımızın canını bezdirecek boyutlara ulaşmıştır. Bunların önüne geçilsin istiyoruz.

Enerji ithalatçısı bir ülkede özel sektörden yararlanılmak isteniyorsa bu enerji üretimi alanında mı olmalıdır, yoksa mevcut elektriğin dağıtım ve tahsilatıyla ilgili mi olmalıdır? Esasen sorunun temelinde bu ayrım yatmaktadır diye düşünüyorum. Kendi döneminde enerji tüketiminin yerli kaynaklarla karşılanma oranının yüzde 31'lerden yüzde 26,5'lara düştüğü bir iktidarın enerji politikası var mı, yok mu gerçekten tartışma konusu olacaktır. Buna sadece bir örnek vermekle yetinmek istiyorum: Hâlâ Türkiye'nin bir enerji arama platformu yoktur. Şu ana kadar Türkiye'nin bir petrol arama gemisi yoktu, son aya kadar.

Doğu Akdeniz'de, Kıbrıs çevresinde Rum kesimi İsrail'le beraber yoğun, bol doğal gaz ve petrol kaynaklarına ulaşmışken Türkiye Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin varlığını tartışmakla, Annan planlarıyla vakit geçirdiği için kendi kardeş devletimizin alanında petrol aramak hiçbir zaman aklımıza gelmemiştir. O bakımdan, içeride yenilenebilir enerji kaynakları, rüzgâr enerjisi vesaire gibi tartışmalar yararlı olabilir ama işin özüne yönelik tartışmalar olmadığını şimdiden söylemeliyiz.

Değerli milletvekilleri, sık sık duyuyoruz iktidar mensubu arkadaşlarımızdan "Özel sektörün dinamizminden istifade etmek istiyoruz." deniliyor. Doğrudur, özel sektörün dinamizminden istifade etmeli ancak bu, elektrik dağıtım meselesidir. Özel sektörün motivasyonu kârdır, kâr maksimizasyonudur; azami kâr elde etmek arzu eder, bunun için de üretimi artırır, daha fazla satış yapmaya çalışır. Burada üretimi artıramadığına göre, daha fazla satış da yapamayacağına göre kâr artırmanın yolu masraflardan kısmaktır ve aynı ürüne daha fazla fiyat talep etmektir. Nitekim, bu yapılmaktadır, düşük maliyet sağlanmak üzere tasarrufa gidiliyor ve gerekli yatırımların yapılmaması yüzünden tüketiciler devamlı, her zaman elektrik kesintileriyle karşı karşıya kalıyorlar. Bunun zararlarından tüketicilerimizi korumamız gerekir diyoruz.

Aynı şekilde, düşük maliyetle çalışmak için taşeronluk müessesesine başvurup taşeron firmalarıyla, taşeron işçileriyle iş görmekteler yani çaresiz insanların üzerinden maliyet düşürme yoluna gidilmektedir.

Diğer taraftan, yüksek gelir elde etmek üzere "sayaç okuma bedeli" diye bir bedel tüketiciden niye alınır? Bakkala gittiğiniz zaman bir alışveriş sonucu bakkal size "terazide tartma bedeli" diyemediğine göre vatandaştan bu bedel ne için alınmaktadır? Sayaç yenileme bedeli nedir? Bakkal terazi yenileme bedelini müşterisinden isteyemediğine göre bu ne adaletsizliktir? Kapatıp açmayı bir gelir kapısı olarak görmeye müsaade etmek ne anlama gelmektedir? Gerçekten medeni bir ihtiyaç olmanın ötesinde en doğal ihtiyaç hâline gelmiş olan bu elektrik kullanımı vatandaşımız için eziyet hâline getirilmiştir.

Değerli milletvekilleri, bir başka nokta kayıp kaçak meselesidir. Kendi parasını ödeyen vatandaş başkalarının kaybını ve kaçağını niye ödemek zorunda kalmaktadır? Bu, çok rahatsız edici bir şeydir. Bu noktada Sayın Bakanın bunun kul hakkı olduğunu ve devlet hakkı olduğunu söylediğini dün dinledik. Sayın Bakan haklı olabilir ama kul hakkını ve devlet hakkını koruyacak olan Hükûmettir. Sayın Bakan, isterseniz bunun kul hakkı meselesi olduğunu izah işini Diyanete bırakalım, Diyanet görevlileri vaazlarında vatandaşlarımıza bu güzel yolu tavsiye etsinler ama siz iktidar olmanın, devlet olmanın gereğini yerine getirmek suretiyle hem vatandaşlarımızın hakkını koruyun hem de devlet olmanın gereğini yerine getirmek suretiyle ricacı olmak yerine gerekeni yapmak suretiyle bu adaletsizliği lütfen giderin diye istiyoruz.

Her şeye rağmen yasanın yararlı olması dileğiyle hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)