| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 45 |
| Tarih: | 04.01.2023 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, şimdi, Bülent Bey dedi ki: "Bu devletin kurumlarının itibarını gözetmemiz lazım." Hakikaten öyle, biz devletin kurumlarına normal şartlarda bir şey söylemeyiz ama devletin kurumlarının da kendi itibarını bir defa önce kendilerinin düşünmesi lazım. Yani Türkiye İstatistik Kurumu gerçekten son dönemde yayımladığı verilerle kendi itibarını sıfırlamıştır değerli arkadaşlar. Şimdi, kamuoyunda çok konuşuldu ama burada bir kez daha söylememiz lazım.
Bakın, İstanbul Ticaret Odası yanlış hatırlamıyorsam 1970'li yılların başından itibaren İstanbul için bir enflasyon rakamı açıklıyor, bu enflasyon rakamları TÜİK'in açıkladığı Türkiye genel enflasyon rakamlarıyla çok paralel gidiyor. Ara ara, zaman zaman 1 puan, 2 puan sapma ya olur, ya olmaz. Fakat şimdi, bu yıl baktığımızda arada 28.7 puan sapma var. Yani bu zaten başlı başına açıklanamayacak bir şey. Hani ENAG'la olan sapmanın 73 puan olduğunu artık söylemiyoruz, orası da ayrı bir husus dolayısıyla bu anlamda Türkiye İstatistik Kurumuna güvenme imkânınız yoktur. Bu sadece enflasyon rakamında değil, istihdam verilerinde de var, millî gelirle ilgili verilerde de aynı problem, maalesef bunların hepsini görüyoruz.
Şimdi, Sayın Cumhurbaşkanı "Yüzde 25 olan memur ve emekli maaş artışlarını tekrar hesap ettik." dedi. Dün yapamayıp da -yani dünden bugüne ne hesap yaptılarsa- bugün akıllarına ne geldi? Şu oldu tabii: Hakikaten yaptıklarından herhâlde biraz vicdanları sızladı yani bu, bir defa, Türkiye İstatistik Kurumunun açıkladığı enflasyon rakamının yanlış rakam olduğunun, bu rakamın doğru olmadığının kesin olarak itirafıdır. Yoksa 10 puan... Normalde bunun bir formülasyonu var, bu formülasyonun dışına hiç çıkılmamış -formülasyon doğru, yanlış- fark olarak veriyorsunuz. Bugün niye buradan çıkılıyor? Çünkü enflasyon rakamlarında o kadar kantarın topuzunu kaçırdılar ki bu kadar düşük verilmesinin yarattığı tepki ve biraz da belki vicdan azabıyla şimdi, burada, bugün tekrar bir düzeltme yaptılar. Bir defa devlet böyle yönetilmez. Bu işin hesabı kitabı varsa dün niye "25" dediniz, bugün niye "30" diyorsunuz? Dün kaynak yoksa bugün "Bu kaynağı nereden buldunuz?" diye insana sorarlar. Dolayısıyla şimdi bir de dengeler bozuluyor. Tabii, asgari ücretliler ile memurlar arasında öteden beri gelen bir denge var arkadaşlar, bir tarafı yaparken öbür tarafı bozamazsınız; bu denge de bozulmuş durumda.
Şimdi, aslında, esas itibarıyla baktığımızda enflasyonu düşürmedikten sonra rakamların artırılmasının da kimseye bir faydası yok. Yani rakamları artırırsınız, her birini 10 bin lira, 15 bin lira da yaparsınız ama alıp götürecekse enflasyon bunu yani reel olarak alım gücünü...
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Düşüyor.
ERHAN USTA (Devamla) - Enflasyon düşmüyor.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Nasıl düşmüyor?
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Kabak 40 lira olmuş, bu millet nasıl geçinecek?
ERHAN USTA (Devamla) - Ya, enflasyonu yıllık yapıyorsunuz. Hesaben baz etkisiyle düşmesi size enflasyon düşmesi olarak gelmesin arkadaşlar. Fiyat artışları devam ediyor, fiyat artışları bundan sonra devam edecek.
Şimdi gelelim bir de formülasyon meselesine: Dün de söyledim bunu. Bakın "2023 yılında enflasyon sıfır olsa." varsayımıyla bile 2022 yılındaki o şeyden dolayı yani enflasyon farkının altı ay gecikmeli verilmesinden kaynaklanan bir refah kaybı var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
ERHAN USTA (Devamla) - Teşekkür ederim.
Bakın, TÜİK enflasyonunu esas alsak bile geçen yıldan gelen refah kaybının telafi edilebilmesi için -"sıfır enflasyon" varsayımıyla söylüyorum, 2023'te hiç enflasyon olmayacak, sıfır çıkacak- bu durumda bile yüzde 26 zam gerekiyor yani verdiğimiz yüzde 30, ancak 4 enflasyon olacaksa gelecek yıl, böyle bir şey hedefliyorsanız normal refah kaybı telafi edildi diyebiliriz. İTO'nun rakamını dikkate alırsak -ki alınması lazım, asgari İTO rakamı alınması lazım- o zaman yüzde 43 olması lazım, sıfır enflasyon durumunda, 2022'nin refah kaybının telafisi için. Dolayısıyla bu verilen yüzde 25'lik, yüzde 30'luk rakamların hiçbir şekilde refah kaybını telafi etme imkânı yoktur. Bunu bir defa, mutlak suretle görmemiz gerekiyor. Dolayısıyla yapılması gereken şey, yüksek enflasyon dönemlerinde altı aylık da değil mutlaka üçer aylık maaş ve ücret ayarlamalarının yapılması lazım ve artışların yani enflasyon farkından sonra refah kaybı giderildikten sonraki artışların da önden yüklemeli yapılması lazım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ERHAN USTA (Devamla) - Bu durumda yüzde 30'un çok daha üzerinde bir rakam verilmesi gerekirdi bu refah kaybının telafi edilmesi için.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)